Kaparo By: sidretül münteha Date: 14 Mart 2011, 19:02:14
20- Kaparo
Soru: Kaparo almak dinimizce caiz midir?
Cevap: Türkçede pey ya da pey akçesi, Arapçada; arabön, urbon, urban, arbon, arbon olarak bilinir. Asýl Arapça'da "teslîf' ya da "takdim" olmalýdýr. Müþterinin satýn alma konusunda anlaþtýklarý bir þey karþýlýðýnda satýcýya önceden bir þey vermesi demektir. Öyle ki, eðer aralarýnda bu satýþ gerçekleþirse verdiði þey fiyata hesab edilir, gerçekleþmezse müþteri bunu satýcýya hibe etmiþ olur, geri alamaz. Yani kaparo, satýcýnýn deðil, müþterinin muhayyer olduðu bir satýþtýr ve muhayyerliðin süresi belli deðildir. [769]
Bu tür bir satýþ fukaha çoðunluðu (Cumhur) na göre batýl, Hanefilere göre de fasittir. Çünkü çok sahih olmayan bir hadisde Rasulüllah Efendimiz (sav)'ýn arbon satýþýný yasakladýðý nakledilir. [770] Çünkü bu satýþ meçhûliyetten kaynaklanan aldanma (ðarar, muhatara) ihtiva etmekte ve baþkasýnýn malýný ivazsýz yeme anlamý taþýmaktadýr. Ayrýca bunda iki fasit þart vardýr:
Biri hibe þartý, diðeri, bunu kabul etmemesi halinde geri verme þartý. Bu ise satana bir þeyi ivazsýz olarak þart koþmak demek olur ki, sahih deðildir. [771] Sahabe ve tabiî'nin cumhuru da ayný þeyi söylemiþlerdir. [772]
Ahmed b. Hanbel'e göre ise kaparolu satýþta bir beis yoktur. Çünkü (zayýf) bir hadiste Rasulüllah (sav)'a satýþta urban sorulmuþ ve o da helâl olduðunu söylemiþtir. [773] Ayrýca Nâfi1 b. Abdi'l-Haris, Ömer efendimiz için, halifeliði döneminde, Safvân b. Ümeyye'den dörtbin dirheme bir hapishane satýn almýþ ve Ömer'in kabul etmemesi halinde Safvân'a dörtyüz dirhem verilmesinde anlaþmýþlardýr. [774] Ama bunun Nâfi'in Ömer'e sormadan yaptýðý bir uygulama olduðu gerekçesiyle delil olamayacaðý söylenmiþtir. [775] Hadis ise zayýftýr.
Kaparo ile yapýlan satýþ gerçekleþip kesinleþtikten sonra her ne kadar baþlangýçta fasit olsa dahi fesat ortadan kalktýðý ve kaparo fiyata mahsup edildiði için akit sahih hale gelmiþtir, denilmektedir. [776] Çünkü artýk baþkasýnýn malýný ivazsýz yeme gibi bir durum ortada kalmamýþtýr. Hanbelilerin caiz gördüklerinin de bu olduðu söylenmektedir. Yoksa Senhûrî'nin Mesadýru'l-Hak'da sandýðý gibi, onlar bidayetteki þartý kabul etmiþ deðillerdir.
Düþünülen satýþ akdi gerçekleþmezse kaparo alanýn onu geri vermesi gerekir, yemesi haramdýr. [777] [769] krþ., Vehbe ez-Zuhaylî, et-Fýkhu'1-Ýslâmi, lV/448; Dr. Fethi Lâþin, Bey'ul-Arbon, el-Ýktisadü'I-Ýslâmi, d. (81) 44. Fethi Lâþin arbonu aynca; satýþ gerçekleþtiði takdirde fiyata mahsub edilmek, gerçekleþmediði takdirde iade edilmek üzere alýcýnýn satýcýya önceden verdiði meblað diye tarif eder ki, bunu kaparo olarak deðerlendirmenin anlamý yoktur. Çünkü bu ittifakla caiz olan bir þeydir, agk., 44.
[770] Ebu Davud, Buyu1, 67; Ýbn Mâce, Ticarât, 22; Muvattâ, Buyü, I.
[771] ez-Zuhayli,age., lV/449.
[772] Lâþin, agm., s. 44.
[773] Hadisi Abdurrezâk, Musannefinde rivayet etmiþti, bk, Þevkânî, NeyIû'l-Evtâr.V/173.
[774] ez-Zuhayli, age., IV/449-50; Lâþin, agm., s. 44
[775] agk.
[776] Lâþin, agm., s. 46.
[777] Bu konuda ayrýca bk., Ýbn Rüþd, Bidayetü'l-Müctehid, ll/161. Þevkânî, Neylü'l-Evtar, V/173; Ýbn Kudâme, el-Mugnî, lV/256. Doç. Dr. Faruk Beþer, Fetvalarla Çaðdaþ Hayat, Nün Yayýncýlýk, Ýstanbul 1997: 300-302.