Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 33 By: hafiza aise Date: 14 Mart 2011, 16:00:43
Sýra No: 33

Aziz, sýddýk kardeþlerim,

Þimdi bir halimi size beyan etmek lâzým geliyor tâ baþka sebepler sizi müteessir etmesin. O hal de þudur:

Bu yirmi sene tazyik neticesi, ehemmiyetli ve müzmin bir hastalýk bana ârýz olmuþ. Zaten eskiden beri o hastalýðýn esasý bende vardý ki, ona merdümgirizlik, yani, insanlardan çekinmek, temas etmemek, temastan müteessir olmak... Hattâ þimdi en hafif ruhlu bir kardeþim, bir þakirdimle görüþmeyi-fakat Risale-i Nur hizmetine ait olmamak þartýyla-ruhum kaldýrmýyor. Hattâ dostâne bakmaktan cidden müteessir oluyorum. Bu ehemmiyetli halde insanlarýn bana karþý zulüm ve cinayetleri bir vesile olduðu gibi, inayet-i Ýlâhiye ve kaderin adaleti ve hizmet-i imaniyedeki ihlâsýn muhafazasý en ehemmiyetli bir sebeptir ki, hem zulm-ü cinayet-i beþeriyeyi hiçe indiriyor, hem bu hastalýðý tam bana sevdiriyor, sabýr ve tahammül verir. Nasýl ki insanlar evham yüzünden beni temastan men ede ede âsâbýma dokundurdular; inayet-i Ýlâhiye dahi, hizmet-i imaniyedeki ihlâsý kýrmamak ve tasannukârâne hodfuruþluk vaziyetine girmeye mecbur etmemek ve ziyade hüsn-ü zan edenlerin karþýsýnda beni tekellüflere ve gösteriþlere mecbur etmemek ve bu zamanda çok tesir eden þahsýma karþý teveccüh, muhabbet ve hizmete zarar veren kendini makam sahibi göstermek vaziyetinden kurtarmak ve Kur'ân'dan gelen Risale-i Nur'un elmas gibi hakikatlerini bana mâletmekle cam parçalarýna indirmemek hikmetleriyle, Cenab-ý Erhamürrâhimîn bana bu hastalýðý vermiþtir. Ben, Cenab-ý Hakka þükrediyorum. Siz de müteessir olmayýnýz, memnun olunuz. Fakat fýtrî teellümlere karþý, tahammülüm için duanýza muhtacým.

Aziz kardeþlerim, bize teslim olunan kitaplarýmýn yaldýzlý kaplý büyük mecmualardan bir kýsmýna baktým, gördüm ki: Nur, gül fabrikalarýnýn elmas kalemleriyle yazdýklarý risaleler, o yaldýzlý kaplar içinde bazan on beþ yirmi risale içinde bulunan mecmualar o kadar güzel birer elmas kýlýç hükmünde düþmanlarýna karþý kendilerini büyük makamlarca

ve mahkemelerde müdafaa etmek hikmetiyle-hiçbir sebep yokken, birden bire Risale-i Nur'u büyük mecmualar tarzýnda yaptýrmaya hapsimizden beþ ay evvel baþladýk-bunda büyük bir inayet-i Ýlâhiye olduðuna þüphem kalmadý ve filozoflarýn maðlûbiyetinin hikmetini anladýk. Çünkü içtimada eczalarýn kuvvetinden çok ziyade bir kuvvet, hususan müdafaa vaktinde içtima ve tesanüdden ileri geliyor.

Kardeþlerim, çoktan size söylemek lâzým gelirken unutmuþtum. Kerametli Yirmi Dokuzuncu Söz, o Sözün yalnýz birinci makamýdýr. O Sözün ikinci makamý ise, ehemmiyetine binaen-ki, bir vecihte ona da "Âyetü'l-Kübrâ" namýný Ýmam-ý Ali Radiyallahu Anhu vermiþ olan-Yirmi Dokuzuncu Lem'a-i Arabiyedir ki, "Allahu Ekber" gibi sâir tesbihatýn mertebelerindeki Nur'larý beyan ediyor ve Hizb-i Nuriyenin de bir me'hazýdýr.

Umum kardeþlerime birer birer selâm ve dua ederim. Gizli olan her gecede muhtemel bulunan leyle-i Kadirlerinizi tebrik ederim.

Kardeþiniz Said Nursî


radyobeyan