Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 37 By: hafiza aise Date: 14 Mart 2011, 15:50:31
Sýra No: 37

Zatýnýzýn þahsýma karþý haddimden pek çok ziyade hüsn-ü zannýnýzý, Risale-i Nur'un þahs-ý mânevîsi namýna kabul edebilirim. Yoksa kendimi o makamlarda görmek benim haddim deðil.

Hem, "Risale-i Nur mesleði, tarikat deðil, hakikattir, Sahabe mesleðinin bir cilvesidir. Bu zaman tarikat zamaný deðil, imaný kurtarmak zamanýdýr." Risale-i Nur, bu hizmeti lillâhilhamd en müþkül ve aðýr zamanlarda yapmýþ ve yapýyor. Risale-i Nur dairesi, Hazret-i Ali ve Hasan ve Hüseyin'in (r.a.) ve Gavs-ý Âzamýn (k.s.) ihbarat-ý gaybiyeleriyle, þakirtlerinin bu zamanda bir dairesidir. Çünkü Hazret-i Ali, üç keramet-i gaybiyesiyle Risale-i Nur'dan haber verdiði gibi, Gavs-ý Âzam (k.s.) da kuvvetli bir surette Risale-i Nur'dan haber verip tercümanýný teþcî etmiþ. Bu mahrem dört Risale-i Keramet-i Aleviye ve Gavsiyeye ait dört risale inþaallah bir vakit size gönderilebilir. Mahkeme ehl-i vukufu, onlara itiraz edememiþ. Yalnýz "Bu yazýlmamalýydý" diye küçük bir tenkit etmiþler. Ben de cevap verdim, onlar sustular. Zaten Üveysî bir surette doðrudan doðruya hakikat dersimi Gavs-ý Âzamdan (k.s.) ve Zeynelâbidîn (r.a.) ve Hasan, Hüseyin (r.a.) vasýtasýyla Ýmam-ý Ali'den (r.a.) almýþým. Onun için, hizmet ettiðimiz daire onlarýn dairesidir.

Cenab-ý Hakka hadsiz þükür olsun ki, duanýzýn himmetiyle, on beþ günden ziyade þiddetli bir hararet içinde tehlikeli ve zehirli hastalýðýn iki gündür tehlikesi geçti. Hastalýkla bir saat ibadet bir gün kadar olmasý cihetiyle, inþaallah yapamadýðým çok hayratýn yerini bu hastalýk doldurmuþ ve çok kusuratýma da kefaret olmuþ. Fakat zâfiyet ve hastalýk devam ediyor.

Lâtif ve mânidar bir tevâfuktur ki, dünkü gün, mâsumlarýn mecmuasý elime geçti, açtým. O mecmuanýn baþýnda, o mâsumlarýn bir kumandaný hükmünde ve medrese-i Nuriyenin kahramanlarýndan Marangoz Ahmed'in gayet ziynetli ve nakýþlý ve dikkatli yazdýðý Küçük Sözler, baþýnda derc edilmiþ gördüm. "Mâþaallah Marangoz Ahmed, dedim, mâsumlarýn çavuþu olmuþ." Ayný günde bir mektubu elime geçti, açtým. Marangoz Ahmed'in gönderdiðimiz mektuplarý arkadaþlara gecede okumak zamanýnda, iki çekirge

mektubun baþýna gelip tâ bitinceye kadar dinlemelerini gördüm. Birkaç gün evvel biz mektubu yazarken, iki güvercin, mektubun makbuliyetini ve müjdeci serçe ve kuddüs kuþlarýnýn müjdelerini tasdik ettikleri gibi, marangozun iki çekirgeleri de güvercinleri ve müjdeci kuþlarý tasdik ederek, "Biz dahi Risale-i Nur'u tanýyoruz diye" lisan-ý halleri ifade ediyor diye lâtif ve mânidar tevafuk olmuþ.

Bu münasebetle, o mecmua içinde mübarek kahramanlardan Küçük Ali'nin biraderzadesi mâsum ve küçük bir Abdurrahman olan Hafýz Ahmed'in yazdýðý Sekizinci Þuânýn Sekizinci Remzinden bir sayfa evvel bir fýkra nazarýma deðdi. Bir iki aydýr size Risale-i Nur'un makbuliyetine dair yazýlan mektuplarda þahsýmýn hisse-i þerefi ve hüneri olmadýðýný ve sýrf bir ikram-ý Ýlâhî olmasýna dair yazýlan parçayý bu fýkrayý, o fýkraya alâkadar gördüm, size gönderiyorum, onlara münasip bir yerde ilhak edersiniz. O fýkra, Celcelûtiyenin fevkalâde Risale-i Nur'a verdiði ehemmiyetten þahsýmýn bir lem'asý, bir hüneri olmadýðýna dairdir. Þöyle ki, orada demiþtim:

Hem ben itiraf ediyorum ki, böyle makbul bir eserin mazharý olmak, hiçbir vecihle o makama liyakatim yoktur. Fakat küçük, ehemmiyetsiz bir çekirdekten, koca, dað gibi bir aðacý halk etmek kudret-i Ýlâhiyenin þe'nlerindendir ve âdetidir ve azametine delildir.

Ben kasemle temin ederim ki, Risale-i Nur'u senâdan maksadým, Kur'ân'ýn hakikatlerini ve imanýn rükünlerini teyid ve ispat ve neþirdir. Hâlýk-ý Rahîmime hadsiz þükür olsun ki, kendimi kendime beðendirmemiþ, nefsimin ayýplarýný ve kusurlarýný bana göstermiþ ve o nefs-i emmâreyi baþkalara beðendirmek arzusu kalmamýþ.

Evet, kabir kapýsýnda bekleyen bir adam, arkasýndaki fâni dünyaya riyakârâne bakmasý, acýnacak bir hamakattýr ve dehþetli bir hasârettir. Cenab-ý Hak, beni böyle hasâretlerden muhafaza eylesin, âmin!

Umum kardeþlerime birer birer selâm ve dua eder ve dualarýný rica ederiz.


radyobeyan