el-Ýhtiyar
Pages: 1
Vela By: sumeyye Date: 12 Mart 2011, 16:30:45
VELA



Velâ; sözleþme ile meydana gelen velâ ve köle azad etmekle meydana gelen velâ olmak üzere iki çeþittir. Bunlarýn süret ve hükümlerini velâ bahsinde anlatmýþtýk. Bu fasýlda velânýn mirasla alâkalý hükümlerini anlatacðýz. Evvelâ köle azadýndan doðan velâ-i itakayi ele alýyoruz:

Azadlý köle veya cariye ölür de neseben asabesi yoksa, onu azad etmiþ olan efendisi ona asabe olur. Zira Peygamber Efendimiz (sas) þöyle buyurmuþtur:   

“Velâ hakký azad edenindir.” [55]

“Velâ, neseb baðý gibi bir baðdýr.” [56] Hz. Hamza (ra) nýn kýzýnýn azad ettiði bir köle vefat etmiþ ve geride bir kýzý kalmýþtý. Rasûlullah (sas) da onun malýnýn yarýsýný kýzýna, diðer yarýsýný da Hz. Hamaza (ra) nýn kýzýna vermiþti.

Adamýn biri kölesini Rasûlullah (sas) ýn yanýnda azad etmiþ, Rasûlullah (sas) da ona þöyle buyurmuþtu:

“Eðer sana teþekkür ederse, (bu ihsandan dolayý sana mükâfat verirse) bu onun için hayýrlý, senin için ise, kötü olur (dünyada bu iyiliðin kýsmen de olsa karþýlýðýný gördüðün için, âhirette sevabýn azalýr). Eðer sana karþý nankörlük ederse, bu onun için kötü, senin için hayýrlý olur (çünkü sen sevabýn tamamýný ahirette bulursun. Ona gelince; nankörlük etmesi Þer’an yerilmiþ bir iþtir). O ölür de, geride mirasçý býrakmazsa, sen kendin ona asabe olursun.”

Alt tabakadaki (azadlý) üst tabakadakine (azad edene) mirasçý olamaz. Çünkü ikisinin arasýnda akrabalýk yoktur. Velâ baðý, azad ederek kölesine ihsanda bulunduðu için, üst seviyedeki þahýs (azad eden efendi) hakkýnda neseb gibi kabul edilmiþtir. Çünkü azad etmekle o kölesinin manen hayat bulmasýna sebebiyet vermiþtir. Dolayýsýyla bir ikram olsun diye mirasý haketmekle mükâfatlandýrýlmýþtýr. Bu mâna kölede mevcud olmadýðý için, azadlý köle kendisini azad eden efendiye miras hususunda kýyaslanamaz.

Azadlý köle ölüp, geride farz hisse sahibi bir mirasçýyý ve kendisini azad eden efendiyi býrakýrsa, farz hisse sahibi hissesini alýr. Artan kýsým da azad eden efendiye kalýr. Zira rivayet ettiðimiz hadîs-i þerîfde ifade buyurulduðu gibi, azad eden efendi, azad ettiðinin asabesidir.

Velâ baðý sebebiyle mirasçý olunur. Ama velâ hakký baþkalarýna miras olarak geçmez. Bu hususda Peygamber Efendimiz (sas) þöyle buyurmuþtur:   

“Velâ baðý nesep baðý gibidir. Satýlmaz, hibe edilmez, miras kalmaz.” [57] Azad eden þahýs asabe sýfatýyla mirasý hakeder. Rasûlullah (sas);

“Sen kendin asabe olursun.”  buyurarak bu gerçeðe iþaret buyurmuþtur. Velâ sebebiyle kadýnlara mirastan bir þey verilmez. Zira Peygamber Efendimiz (sas) þöyle buyurmuþtur:

“Kadýnlariçin velâdan bir þey yoktur. Ancak azad ettikleri veya azadlýlarýnýn azad ettikleri yahut mükâtep kýldýklarý veya mükâteplerinin mükâtep kýldýklarý hâriçtir.”

Velâ hakký, azad edenin en yakýn asabesinindir. Azadlý köle ölüp, geride kendisini azad etmiþ olan efendisinin oðlunu ve babasýný býrakýrsa, velâ hakkýnýn tamamý efendisinin oðlunundur. Ebû Yûsuf dedi ki; 'ölen azadlýnýn malýnýn altýda biri efendinin babasýna, kalaný da oðluna verilir. Çünkü baba asabe olur. Hatta yalnýz baþýna olduðunda malýn tamamýný alýr. Ebû Hanîfe ile Ýmam Muhammed'e göre efendinin babasý oðlu ile birlikte bulunduðunda farz hisse sahibidir. Koca gibi olup, asabe olan oðulla paylaþmaz.

Azadlý köle ölüp geride efendisinin dedesi ve erkek kardeþini býrakýrsa, malýn tamamý dedeye verilir. Ýmameyn dediler ki; 'dedeye erkek kardeþ malý yarý yarýya paylaþtýrýlýr.' Bu bilinen bir hükümdür. Bir kaç sahabînin; Velâ hakký ölüye neseben daha yakýn olanýndýr' dedikleri nakledilmiþtir. Bu Rasûlullah (sas) dan rivayet edilmiþ gibidir. Bunun süreti þöyledir: Azadlý köle ölüp geride iki oðul býrakýr, sonra bu iki oðlandan biri ölüp de geride iki oðul býrakýr, daha sonra azad eden efendi de ölürse; onun velâ hakký azadlýnýn oðlunun oðluna deðil de, oðluna intikal eder. Çünkü o asabelik ve nesep bakýmýndan ölüye daha yakýndýr. Ýki oðul da ölüp bunlardan biri iki, diðeri de bir oðul býrakýrsa, ölüye yakýnlýk ve asabelikte eþit olduklarý için; velâ, onlarýn kelle sayýsýna taksim edilir. Þayet dede ölseydi, terekesi buna göre torunlarýna taksim edilecekti. Onun sebebiyle kendilerine miras kalan malý da ayný þekilde paylaþýrlar.

Mevlâ'l- müvâlâta (sözleþme ile mirasçý kýlýnana) gelince; burada üst tabakada bulunan alt tabakada bulunana mirasçý olur. Cinayet iþlemesi halinde onun diyetini öder. Çünkü her nimet bir külfet karþýlýðýndadýr. Mevlâ'l- müvâlât zevi'l- erhâmdan sonra gelir. Çünkü zevi'l- erhâm ölüye yakýnlýklarý sebebiyle mirasçý olurlar. Akrabalýk baðý velâ akdinden daha saðlam ve kuvvetlidir. Çünkü akrabalýk baðý bozulmaz ve çözülmez. Velâ akdi ise, bozulup çözülebilir. Karý-kocada hüküm bunun hilâfýnadýr. Ölünün karýsý veya kocasý mevcud olsa bile, mevlâ'l- müvâlât onunla birlikte mirasçý olabilir. Çünkü ölümden sonra eþler birbirlerine yabancý gibi olurlar. Bu sebeple farz hisseden artan mal karý ve kocaya redd yoluyla verilmez. Bunlar farz hisselerini aldýktan sonra kalan kýsým için mirasçý yoksa, onu mevlâ'l- müvâlât alýr.

Mukavele yapanlar birbirlerine mirasçý olma hususunda anlaþýrlarsa, yaptýklarý mukavele sahih olur. Þayet farz hisse sahibi asabe ve zevi'l- erhâmdan bir mirasçýsý yoksa, bunlardan her biri diðerine mirasçý olur. [58]



[55] Bu hadîsi Buhari, Müslim, Ahmed ve Taberânî rivayet etmiþtir.

[56] Bu hadîsi Taberânî, Hâkim ve Beyhakî rivayet etmiþtir.

[57] Bu hadîsi Taberânî, Hâkim ve Beyhakî rivayet etmiþtir.

 

[58] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsýlî, El-Ýhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayýnlarý: 4/434-436.




radyobeyan