Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 57 By: hafiza aise Date: 12 Mart 2011, 14:26:30
Sýra No: 57

Aziz, sýddýk kardeþlerim,

Evvelâ: Sizin leyâli-i aþere olan mübarek o geçmiþ gecelerinizi ve kudsî bayramýnýzý ruh u canýmýzla tebrik ediyoruz. Cenab-ý Hak, rahmet ve keremiyle ve hýfz ve himayetiyle ve tevfik ve hidayetiyle, Risale-i Nur'un tab' ve intiþarýna ve Kur'ân-ý Mucizü'l-Beyânýn tevafuklu tab'ýna sizleri muvaffak eylesin. Âmin.

Saniyen: Risale-i Nur'un bir hülâsasý olan Âyetü'l-Kübrâ ve Hizb-i Nuriyenin bir hülâsatü'l-hülâsasý hükmünde otuz üç kelime-i tevhidin namaz tesbihatýndaki eskiden beri okuduðum ve Risale-i Nur'un ekser hakikatleri namaz tesbihatýnda inkiþaf etmesiyle hayalim fazla tevessü ederek, o otuz üç kelime-i tevhid, herbirisini kâinatýn bir tabaka-i mahlûkatýnýn lisan-ý haliyle söylediði o kelimeyi ben o lisan ile söylüyorum gibi, o küllî lisan-ý hal, benim cüz'î lisan-ý kàlimin ayný olur. Ben, kemal-i zevkle okuyorum. Size de suretini gönderiyorum.

Benim þüphem kalmadý ki: sýrrýný taþýyan Hizb-i Nuriyenin on beþ dakika zarfýnda bu hülâsatü'l-hülâsasý dahi ayný sýrrý taþýyor. Arabî bilmeyenler, Âyetü'l-Kübrâ'nýn mertebelerini güzelce anlasalar, bu Arabî parça tam anlaþýlýr. Arabî bilmeyen, birkaç defa ikisine baksa, tam anlayacak. Bunu ben yirmi dört saatte bir defa ya sabah namazýnýn tesbihatýnda veya baþka vakitte, en ziyade usandýðým ve sýkýntý zamanýnda okuyorum. Bana ulvî bir inþirah verir, usancý izale eder. Âyetü'l-Kübrâ ve Hizb-i Nuriyenin âhirinde yazýlsa, münasip olur. Mânidardýr ki, Âyetü'l-Kübrâ ve Risale-i Nur'un ekser hakikatleri, Ramazan'da ve tesbihatýnda zuhuru gibi, bu Hülâsatü'l-Hülâsa, aynen Ramazan'da ve tesbihatta zuhur etti.

Salisen: Bugünlerde haber aldým ki, Heyet-i Vekile, benim nüfusumu Kastamonu'dan alýp Emirdaðýna nakletmeye karar vermiþler. Anlaþýlýyor ki, Risale-i Nur'a ve talebelerine iliþmeye bahane bulamýyorlar, yalnýz ehemmiyetsiz þahsýma ehemmiyet veriyorlar, kayýtlar altýna alýyorlar.

Ben de size bütün kuvvetimle temin ediyorum ki, ben ruh u canýmla, onlarýn, Risale-i Nur ve talebelerine iliþmeye bedel bana iliþmelerini iftiharla kabul ediyorum. Güya baþka yerlerde birden bana iltihak ediyorlar ve men'ine çare bulamýyorlar, fakat burada tam çare bulmuþlar zannedip böyle muamele oluyor. Siz hiç müteessir olmayýnýz. Benim bu vaziyetim, Risale-i Nur þakirtlerinin fütuhatlarýna bir vesiledir. Ýnayet-i merhamet-i Ýlâhiye, hakkýmda ehl-i dünyanýn haksýzlýklarýný büyük bir hayra çevirecek kanaatindeyim. Zaten mesleðimizde zaman, mekân sohbetimize mâni olamaz. Þarkta, garpta, hattâ âhirette, berzahta olsa da beraberiz. Meselâ, berzahta Hafýz Ali (r.h.) hergün mânen yanýmýzdadýr. Bu hakikate binaen, sûrî ayrýlmaya, hattâ ölüme ehemmiyet vermemeliyiz.

Rabian: Medrese-i Nuriye kahramanlarýndan marangoz Ahmed'in bülbülü, gül fabrikasýnýn mübarek gülcü kâtibinin bülbülünü tasdik etmesi pek lâtif olmuþ. Zaten baharda umum kuþlar namýna nebatat kafilelerinin erzak-ý hayvaniyeyi getirmelerine karþý bülbüller bir hatiptir ki, onlarý kuþlar namýna alkýþlýyor. Risale-i Nur'un kuþlar tarafýndan alâkadarlýklarý içinde, elbette yine baþta bülbül görünmek lâzým geliyor ki göründü.

Safranbolulu muhlis, metin kardeþimiz Mustafa Osman, "Buradaki kardeþlerime bir iki mektup gönderdim" diyor; mektuplarýn cevabýný alamadýðýndan telâþ etmiþ. Etmesin. Ýhtiyata binaen ve Isparta vasýtasýyla muhabereye itimaden ona ayrý mektup yazýlmamýþ; merak etmesinler. Kastamonulu kardeþlerimiz de telâþ etmesinler. Nüfusumun buraya nakli, Kastamonu ve onlarla alâkamý gevþetmez, bilâkis daha kuvvetli beni onlarla baðlýyor. Ben, ekser vakitte hayalen ve mânen kendimi Kastamonu'nun mübarek daðlarýnda ve o kardeþlerimin yanýnda buluyorum.


radyobeyan