Mektup no 69 By: hafiza aise Date: 12 Mart 2011, 13:56:31
Sýra No: 69
Aziz, sýddýk kardeþlerim,
Evvelâ: Sizleri, birinci vazife-i Nuriyeyi, Asâ-yý Mûsâ'ya ait hizmete baþlamanýzý tebrik ve Isparta'nýzý, diyanette ve âdâb-ý Ýslâmiyede geri deðil, ileri gitmesini ruh u canýmýzla tahsin ve tebrik ediyoruz.
Saniyen: Denizli'nin Hüsrev'i Hasan Feyzi'nin Risale-i Nur hakkýnda ve Risale-i Nur'un aslý ve esasý ve mâdeni olan hakikat-ý Kur'âniye ve sýrr-ý iman ve nur-u Ahmedî târifinde yazdýðý manzum fýkrasý, içinde tam bir samimiyet ve metin bir kanaat-ý imaniye bulunduðundan; hem herþeyi çabuk kabul etmeyen ve delilsiz teslim olmayan âlim, hususan muallim olduðu halde Risale-i Nur'un hakkaniyetini hem kendi namýna, hem etrafýndaki rüfekasýnýn þahs-ý mânevîsi hesabýna bir derece fevkalâde, hâlisane tarif etmesinden Sikke-i Tasdîk-i Gaybî âhirinde, Lâhikadan alýnan parçalarýn sonunda yazýlmasýný, hem ayrýca Lâhikada da kaydedilmesini ve Halil Ýbrahim'in de son Risale-i Nur hakkýndaki tavsifnamesini dahi bunun gibi Sikke-i Tasdik-ý Gaybî'nin arkasýnda yazýlmasýný münasip gördük ve burada da öyle yaptýk. Çünkü bu kadar kuvvetli ve samimî bir kanaat, Sikke-i Gaybî'deki îmalar nev'inde hakkaniyetine bir îma, bir emare olabilir.
Salisen: Hasan Feyzi'nin mektubunda bahsettiði bütün oradaki kardeþlerimize pek çok selâm, tebrik ediyoruz. Hapishaneleri bir dershane-i Nuriye olduðu gibi, inþaallah Denizli vilâyeti de bir nevi Medresetü'z-Zehrâ hükmüne geçecek. Ve çoklarýn yüzünü ak eden ve Nuru zulümlerden kurtarmaya çalýþan ve Nurun þakirtlerinin her birisine ona hediye edilen risalelerden ziyade hediye vermiþ hükmünde mânen bizlere hediyesi var. Bu Nurun tebriki umum ona minnettar olanlarýn hatýralarýdýr. Yüzer misli mukabili alýnmýþ bir hatýra-i adalettir.
Rabian: Ýþaret-i gaybiye ile, " '64'te Risale-i Nur telifçe tamam olur" diye haber-i gaybiyeyi iki hal tasdik ediyor.
Birincisi: Çok mühim noktalar hatýra geldiði halde, risaleyi telif cihetine sevk edilmiyor.
Ýkincisi: Risale-i Nur'un hýfz ve neþrine ve sahâbet ve himayetine çalýþmak için hayat isterdim. Fakat hadsiz þükür olsun ki, bir biçare ihtiyar Said yerinde çok genç Said'ler o vazifeyi yapýyorlar. Hususan Hüsrev'ler, Feyzi'ler, Ahmed'ler, Mehmed'ler biraderzadem gibi çok Abdurrahman'lar, ve hâkezâ. Hafýz Ali'yi kabrinde mesrur, müferrah ettikleri gibi, inþaallah kabrimde de öyle mesrur edecekler.
Umum kardeþlerime, mâsumlara, ümmîler, hemþîreler gibi her taifenin herbirisine birer birer selâm ve dua ediyoruz. Çalýþkanlarýn da Risale-i Nur'un bereketiyle o yangýndan ziyanlarý yoktur, sizlere arz-ý hürmet ve selâm edip ellerinizden öperler.