Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 72 By: hafiza aise Date: 12 Mart 2011, 13:51:50
Sýra No: 72

(1)

    Ahmed yaratýlmýþ o büyük Nur-u Ehadden,
    Her zerrede nurdur, o ezelden, hem ebedden.
    Bir nur ki odur hem yüce, hem lâyetenâhi,
    Ol fahr-i cihan Hazret-i Mahbub-u Ýlâhî.
    Parlattý cihaný bu güzel nur-u Muhammed (a.s.m.)
    Halk olmasa, olmazdý bir zerre ve bir fert.
    Ol nuru ânýn, her yeri, her zerreyi sarmýþ,
    Baþtan baþa her dem bu kesif zulmeti yarmýþ.
    Bir nur ki odur sade ve hem lâyetezelzel,
    Ârî ve berî cümleden üstün ve mükemmel.
    Bir nur ki bütün zerrede ancak o nümâyân,
    Bir nur ki verir kalblere hem aþk ile iman.
    Bir nur ki eðer olmasa ol nur hele bir an,
    Baþtan baþa zulmette kalýr hem de bu ekvan.
    Bir nur ki deðil öyle muhat, hem dahi mahsur
    Bir nur ki eder kalbi de pürnur, çeþmi de pürnur.
    Bir lem'adýr andan, þu büyük þems ve kamerler.
    Hep iþte o nurdan bu acâib koca âlem,
    Halk oldu o nurdan yine Cennetle Cehennem.
    Þek yok ki o nurdur okunan Hazret-i Kur'ân,
    Ol nur-u ezel hem sebeb-i hilkat-i insan.
    Herþeye odur mebde' ve asýl ve esas hem,
    Ondan görünür nev-i beþer böyle mükerrem.
    Bir zerre deðil, bahr-i muhit o bahr-i münirden,
    Hem nasýl beþer hiç kalýyor hepsi de birden.
    Þek yok ki cihan, katre-i nurundan o nurun,
    Þek yok ki bu can, zerre-i nurundan o nurun.
    Sönsün diye üflense, o derya gibi kaynar,
    Söndürmeye hem kimde acep zerre mecal var?
    Söndürmeye kalkmýþtý asýrlar dolu küffar,
    Kahreyledi her hepsini ol Hazret-i Kahhâr.
    Hep sönmüþ asýrlar, yanýyor sönmeden ol,
    Tarihe sorun, kimdir o nur, hem kimmiþ menfur?
    Alnýnda yanan nur-u Muhammeddi Halîl'in,
    Yetmezdi gücü bakmaya her çeþm-i alîlin.
    Görseydi Resulün o güzel nurunu Nemrud,
    Yakmazdý o dem, nârýný ol kâfir-i matrud.
    Bir sivrisinek öldürüyor o þâh-ý cihâný,
    Atmýþtý Halil'i âteþe çünkü o canî.
    Bir perde açýp söyledi Hak gizli kelâmdan,
    Ol âteþe bahseyledi hem berd ü selâmdan.
    "Dostum ve Resulüm yüce Ýbrahim'i, ey nâr,
    At âdetini, yakma bugün, sen onu zinhar!"
    Bir gizli hitap geldi de ol dem yine Haktan
    Bir abd-i mükerrem dahi kurtuldu býçaktan.
    Ol nurdan için Yûnus'u hýfzeyledi ol hût,
    Ol nur ile kahreyledi hem kavmini ol Lût.
    Ol hüsn-ü cemal, eyledi âlemleri hayran,
    Nerden onu bulmuþ, acaba Yûsuf-u Ken'an?
    Hikmet nedir, ol dertlere sabreyledi Eyyûb,
    Hem sýrrý nedir, Yûsuf için aðladý Yakub.
    Öldükçe dirildikçe neden duymadý bir his?
    Ol namlý nebi, þanlý þehid Hazret-i Cercis.
    Hasretle neden aðladýlar Âdem ve Havvâ?
    Kimdendi bu yýllarca süren koskoca dâvâ?

    Hem âh, neden terk edilip Ravza-i Cennet?
    Bir dâr-ý karar oldu neden âlem-i mihnet?
    Nur þehri olan Tûr'da o dem Hazret-i Mûsa
    Esrâr-ý kelâm hep çözülüp buldu tecellâ.
    Bir parça Zebur'dan okusa Hazret-i Dâvud,
    Baþlardý hemen sanki büyük mahþer-i mev'ud.
    Bilmem ki neden, yel ve sular hep onu dinler,
    Bilmem ki neden, hep iþiten âh diye inler.
    Mahlûku bütün kendine râm etti Süleyman,
    Nerdendi bu kuvvet, ona kimdendi bu ferman?
    Yellerle uçan þanlý büyük taht-ý mukaddes
    Esrâr-ý ezelden o da duymuþ yine bir ses.
    Ol hangi acip sýr ki, çýkar göklere Ýsâ,
    Kimdir çekilen çarmýha, kimdir yine Yûda.
    Nur dediði için tahtýný terk eyledi Edhem,
    Bir baþkasýnýn tahtý olur derdine merhem.
    Çok þahs-ý velî, nur ile hem etti kanaat,
    Çok þahs-ý denî, nur ile hem buldu kerâmet.
    Her hepsi de pervanesi, üftadesi nurun,
    Her hepsi muamma, gücü yetmez bu þuurun.
    Fillerle varýp Kâbe'ye, hem Ebrehe zâlim;
    Ýsterdi ki, yapsýn nice bin türlü mezâlim...
    Ýsterdi ki, o beyt yýkýlýp þöhreti sönsün,
    Halk Kâbe'yi terkederek, kiliseye dönsün.
    Ýsterdi ki, çeksin doðacak nura bir sed,
    Hem doðmadan ölsün diye "Mahbub-u Müebbed."
    Günlerce gidip Kâbe'ye, hem yaklaþan ordu,
    Birden bire bir tehlike sezmiþ gibi durdu.
    Sür'atle gelip bir sürü kuþ, semt-i bahirden,
    Taþ harbine baþlar, pek acip hepsi birden.
    Ýndikçe havadan, o muammâ gibi taþlar,
    Cansýz yýkýlýp yerlere yatmýþ nice baþlar.
    Þahýyla beraber kocaman ordu-yu Mevlâ,
    Olsun diye mahbuba niþan, eyledi mûtâ.
    Hem kavm-i Kureyþ, söndürelim derken o nuru,
    Erkek ve kadýn, cümlesinin kaçtý huzuru.
    Müþrik ve muvahhid, iki fýrka olup urban,
    Yýllarca dökülmüþ yine üstüne bir kan.
    Þakk etti kamer, Fahr-i Beþer, ol Yüce Server,
    Her yerde ve her anda onun nuru muzaffer.
    Kur'ân'dý kali, nurdu yolu, ümmeti mutlu,
    Ümmet olanýn kalbi bütün nur ile doldu.
    Çekmezdi keder, ol sözü cevher, özü kevser,
    Ol Sûre-i Kevser, dedi a'dâsýna "ebter!"
    Ol Þems-i Ezelden kaçýnan ol kuru baþlar,
    Gayyâ-i Cehennemde bütün yakmýþ ateþler.
    Bitmiþti nefes, çýkmadý ses, býktý da herkes,
    Ol nura varýp baþ eðerek hem dediler pes!
    Ýdrâki olan kafile ayrýldý Kureyþten,
    Feyz almak için doðmuþ olan þanlý güneþten.
    Ol kevser-i Ahmed'den içip herbiri tas tas,
    Olmuþtu o gün sanki mücellâ birer elmas.
    Ol baþlara tâç, derde ilâç, mürþid-i âlem,
    Eylerdi nazar bunlara nuruyla demâdem.
    Bunlardý o a'dâyý boðan bir alay arslan,
    Hak uðruna, nur uðruna olmuþ çoðu kurban.
    Bunlardan o gün ehl-i nifak cümle kaçardý,
    Müþrik ise, ol aklý anýn kalmaz, uçardý.
    Bunlardý o Peygamberin ashabý ve âli,
    Dünyada ve ukbâda da hem þanlarý âlî.
    Tavsif ediyor bunlarý hep þöylece Kur'ân,
    Sulh vakti koyun, kavgada kükrek birer arslan!
    Hep yüzleri pâk, sözleri hak, yollarý haktý,
    Merkebleri yeller gibi Düldüldü, Burakdý.
    Bir cezbe-i "Yâ Hayy!" ile seller gibi aktý,
    A'dâya varýp herbiri þimþek gibi çaktý.
    Bunlardý o gün halka-i tevhidi kuranlar,
    Bunlardý o gün baltalayýp küfrü kýranlar.
    Bunlardý mübarek yüce cem'iyet-i þûrâ,
    Bunlardý o nurdan dizilen halka-i kübrâ.
    Bunlardý alan Suriye, Irak, ülke-i Kisrâ,
    Bunlarla ziyâdar o karanlýk koca sahrâ.
    Bunlardý veren hasta, alîl gözlere bir fer,
    Bunlardý o tarihe geçen þanlý gazanfer.
    Her hepsi de bir zerre-i nuru o Habîbin,
    Her an görünür gözlere ondan nice yüz bin.
    Nur altýna girmiþ bulunan türlü cemaat,
    Hem buldu beka, hem de bütün gördü adalet.
    Ecdâd-ý izâmýn o büyük ruhlarý küskün,
    Zira ne küfürler okunur onlara hergün.
    Yaðmýþtý o gün âh ne kederler, ne elemler,
    Âciz onu hep yazmaya, eller ve kalemler.
    Binlerce yetimin yýkýlan kalbini sen yap,
    Affet yeter artýk, o Habîb aþkýna, yâ Rab!
    Derken yeter artýk, bizi affet güzel Allah!
    Sarsýldý cihan, öldü de bir gümgüme nâgâh.
    Buz parçasý halinde bulut, bir yere düþmüþ,
    Erkek ve kadýn hepsi de ol semte üþüþmüþ...
    Derhal açýlýp gökyüzü hem parladý ol nurdan gelen Risâlei'n-Nur
    Hallâk-ý Rahîm eyledi mahlûkunu mesrur.
    Zulmet daðýlýp baþladý bir yep yeni gündüz,
    Bir neþ'e duyup sustu biraz aðlayan o göz

    Bir dem bile düþmezken onun âhý dilinden,
    Kurtuldu, yazýk dertli beþer derdin elinden.
    Ol taze güneþ, ülkeye serptikçe ýþýklar,
    Hep þâd olacak, þevk bulacak kalbi kýrýklar.
    Her kalbe sürur, her göze nur doldu bugünden,
    Bir müjde verir sanki o bir þanlý düðünden.
    Arz eyleyelim ol yüce Allah'a þükürler,
    Kalkar bu kahr ü cehl ve dalâl, þirk ve küfürler.
    Ol nur-u Hüdâ saldý ziya, kalbe safâ hem,
    Gösterdi beka, göçtü fenâ, buldu vefâ hem.
    Çýkmýþtý þakî, geldi nakî gördü adâvet,
    Eylerdi nefiy, oldu hafî nur-u hidâyet.
    Fýþkýrdý Risale-i Nur, ufuktan nur-u Risalet
    Ol nur-u Risalet verecek emn ü adâlet.
    Allah'a þükür, kalkmada hep cümle karanlýk,
    Allah'a þükür, dolmada hep kalbe ferahlýk.
    Allah'a þükür, iþte bugün perde açýldý,
    Âlemlere artýk yine bir neþ'e saçýldý.
    Artýk bu sönük canlara can üfledi cânan,
    Artýk bu gönül derdine ol eyledi derman.
    Bir fasl-ý bahar baþladý illerde bu günden,
    Bir sohbet-i gül baþladý dillerde bu günden.
    Benden bana ben gitmek için Risale-i Nur diye koþtum,
    Nur derdine düþtüm de denizler gibi coþtum.
    Bir zerrecik olsun bulayým der de ararken
    Düþtüm yine derya gibi bir nura bugün ben.
    Verdim ona ben gönlümü baþtan baþa artýk,
    Mâþukum odur, þimdi benim, ben ona âþýk.
    Ol nur-u ezel hem kararan kalblere lâyýk,
    Ol nurdan alýr feyzini hem cümle halâyýk.
    Kahreyledi ol zulmeti Risale-i Nur'a akanlar,
    Nur kahrýna uðrar, ona hasmâne bakanlar.
    Küfrün bütün alayý hücum etse de ey nur,
    Etmez seni dûr, kendi olur belki de makhur.
    Sensin yine hâzýr, yine sensin bize nâzýr
    Ey nur-u Rahîm, ey ebedî bir cilve-i kudret-i Fâtýr!
    Bir neþ'e duyurdun imanla sýrr-ý ezelden,
    Bir müjde getirdin bize ol namlý güzelden.
    Mâdem ki içirdin bize ol âb-ý hayattan
    Bir zerre kadar kalmadý havf þimdi memattan.
    Hasret yaþadýk nuruna yýllarca bütün biz,
    Mâsum ve alîl, türlü belâ çekti sebepsiz.
    Yýllarca akan, kan dolu göz yaþlarý dinsin,
    Zâlim yere batsýn, o zulüm bir yere sinsin.
    Yýllarca, asýrlarca bu nurun yine yansýn,
    Öksüz ve yetim, dul ve alîl hepsi de kansýn.
    Ey nur gülü, nur çehreni öpsem dudaðýndan,
    Kalb bahçesinin kalbine diksem budaðýndan.
    Her dem kokarak hem o güzel râyihasýndan
    Çýksam yine ben âlem-i fâni tasasýndan.
    Nur güllerin açsýn, yine miskler gibi tütsün,
    Sînemde bu can bülbülü tevhid ile ötsün.
    Sensin bize bir neþ'e veren ol gül-ü hâlis,
    Sensin bize hem cümleden âlâ, dahi muhlis.
    Ey nur-u Risaletten gelen bir burhan-ý Kur'ân!
    Ey sýrr-ý Furkan'dan çýkan hüccet-i iman!
    Sendin bize matlub, yine sendin bize mev'ud,
    Sayende bugün herkes olur zinde ve mes'ud.
    Her an seni bekler ve sayýklardý bu dünya,
    Hak kendini gösterdi, bugün bitti o rüya.
    Bin üç yüz senedir topraða dönmüþ nice milyar
    Mü'min ve muvahhid seni gözlerdi hep ey yâr!
    Her hepsi de senden yana söylerdi kelâmý
    Her hepsi de her an sana eylerdi selâmý.
    Nur çehreni açsan, atarak perdeyi yüzden
    Söyler bana ruhum yine
Vallah, ezelden bunu ben eyledim ezber:
Risalei'n-Nurdur vallah o son müceddid-i ekber.
Yüzlerce sened, hem nice yüzlerce iþaret,
Eyler bu mukaddes koca dâvâya þehadet.
En baþta gelen þâhid-i adl Hazret-i Kur'ân
Göstermiþ ayânen otuz üç yerde o burhan.
in kalbine gömmüþ Esedullah,
Çok sýr ki, bilenler oluyor hep sana âgâh.
     demiþ ol pîr-i muazzam,
    Binlerce velî hem yine yapmýþ buna bin zam.
    Mu'cizdir o söz, haktýr o öz, görmedi her göz,
    Artýk bu muammalarý gel sen bize bir çöz.
    Altýncý Sözün aldý bütün fiil ve sýfatý,
    Verdim de arýndým ona hem zat ve hayâtý.
    Müflis ve fakir bekliyordum þimdi kapýnda
    Tevhide eriþtir beni, gel vârýný sun da.
    "Ben!.. Ben!.." diye yazdýmsa da sensin yine ol Ben,
    Hiçten ne çýkar, hem bana benlik yine senden.
    Affet beni ey affý büyük lütfu büyük Risalei'n-Nur!
    Bir dem bile hem eyleme senden beni yâ Rabbenâ mehcur!
    Nur aþkýna, Hak aþkýna, dost aþkýna ey nur!
    Nurunla ve sýrrýnla bugün kýl bizi mesrur.
    Ey nur-u ezelden gelen nur-u Muhammed (asm.),

    Ey sýrr-ý imandan gelen nur-u müebbed!
    Binlerce yetimin duyulan âhýný bir kes,
    Sarsar o büyük arþý da vallah bu çýkan ses.
    Vallah cemilsin, yeter artýk bu celâlin!
    Göster bize ey nur-u Muhammed, bir kere cemalin!
    Dergâhýný aç, et bize ihsan, yine ey nur-u Risalet!
    Biz dertli kuluz, kýl bize derman, yine ey nur-u hakikat!
    Emmâre olan nefsimizin emrine uyduk,
    Ver bizlere sen nur ile îkan, yine ey nur-u Kur'ân!
    Hýrs âteþi sönsün de gönül gülþene dönsün,
    Saç nurunu, hem feyzini her an, yine ey nur-u iman!
    Sen nur-u Bedi', nur-u Rahîmsin, bize lûtfet,
    Hep isteðimiz aþk ile iman, yine ey nur-u Ýlâhî!
    Dinin çekilip, dev gibi saldýrmada vahþet,
    Rahmet bizi, gark etmeye tufan, yine ey nur-u Rahmânî!
    Pürnura boyansýn bütün âfâk-ý cihanýn,
    Her yerde okunsun da bu Kur'ân, yine ey nur-u Sübhânî!
    Mahbubuna uyduk, hepimiz ümmeti olduk,
    Aðlatma yeter, et bizi handân, yine Ey nur-u Rabbânî!
    Ol Ravza-i Pâk-i Ahmedi (a.s.m.) göster bize bir dem,
    Artýk olalým hep ona kurban, yine Ey nur-u Samedânî!
    Ýslâma zafer ver bizi kurtar, bizi güldür,
    A'dâmýzý et hâk ile yeksan, yine ey nur-u Furkanî!
    Her belde-i Ýslâm ile, olsun bu yeþil yurd,
    Tâ haþre kadar Cennet-i cânan, yine ey nur-u imanî!
    Ol Fahr-i Cihan, Âl-i Abâ hakký için, yâ Rab.
    Hýfzet bizi âfât ve belâdan, yâ Nûra'l-Envâr, Bihakký ismike'n-Nûr!

Âciz, bîçâre talebeniz Hasan Feyzi (Rahmetullahi Aleyh)


1 "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ýn adýyla."

"Onlar Allah'ýn nurunu aðýzlarýyla söndürmek isterler. Fakat Allah nurunu tamamlayacaktýr-kâfirler isterse hoþlanmasýnlar." Saf Sûresi, 61:8.


radyobeyan