Mektup no 77 By: hafiza aise Date: 12 Mart 2011, 13:05:18
Sýra No: 77
Aziz, sýddýk kardeþlerim,
Cenab-ý Hakka hadsiz þükür olsun ki, çoktan beri beklediðim bir ciddî yardým, Konya ulemasýndan görülmeye baþladý.
Evet, Risale-i Nur medreseden çýkmýþ, ilim içinde hakikate yol açmýþ, hakikî sahipleri ve taraftarlarý medreseden çýkan hocalar olduðuna binâen, umum Anadolunun eskiden beri parlak ve faal bir medresesi Konya þehri olduðundan, o mübarek medresenin þakirtleri kendi mallarý olan Risale-i Nur'a sahip çýkmaya ve sarýlmaya baþladýðýný Sabri'nin mektubundan anladým ve buraya, Konya'ya yakýn geldiðime ruh u canýmla memnun olup, bana gelen bütün sýkýntýlara sürurla mukabele edip tahammül ediyorum.
Baþta, çok mübarek tefsirin çok muhterem ve kýymettar sahibi olan Hoca Vehbi Efendi olarak, Risale-i Nur'u takdir edip alâkadarlýk gösteren bütün Konya ve civarý ulemalarýný, bütün kazançlarýma ve dualarýma þerik ettim. Ve has kardeþlerim dairesi içinde isimlerini bildiðim zatlarý, isimleriyle dua vaktinde yâd ediyorum. Risale-i Nur þakirtlerindeki þirket-i mâneviye itibarýyla, benim çok noksan kazancýmdan hisse aldýklarý gibi, bütün þakirtlerin bütün kazançlarýndan da hisseler almaya yol açýldýðýný, benim tarafýmdan selâmýmý, hürmetlerimle onlara teblið ediniz.
Isparta kahramanlarý gibi, Konya'nýn mübarek âlimleri Risale-i Nur'a sahip çýktýklarýndan, daha dünyaca, vazife-i Nuriyeye bir endiþem kalmadý. O mübarek ve kuvvetli ellere Risale-i Nur'u emanet edip rahat-ý kalb ile kabrime gidebilirim.
Saniyen: Elhak, az bir zamanda Risale-i Nur'a pek çok faydasý dokunan ve on seneden beri Risale-i Nur'a çalýþmýþ gibi haslar dairesinde bulunan Mustafa Osman'ýn, Emirdaðýndaki kardeþlerine, yangýn münasebetiyle geçmiþ olsun makamýnda nev-i beþer yangýnýný bahsedip, güzel bir mektup yazmýþ. Onun mektubunun bir kýsmýný hem Lâhikada, hem Sikke-i Gaybiye'de kaydediyoruz; sonra sûretini size göndereceðiz. Benim tarafýmdan hem ona, hem yanýndakilere, hem vasýta-i muhabere olduðu Kastamonu ve Ýnebolu'daki kardeþlerimize pek çok selâmlarla beraber, hattý güzel, vakti müsait olanlar, Isparta ve civarý gibi, Asâ-yý Mûsâ mecmuasýný yazsalar, çok münasip olur. Bu vazife-i Nuriye, inþaallah matbaanýn çok fevkinde iþ görecek.
Salisen: Hafýz Emin'in Risale-i Nur'a çok hizmeti var. Onun kasabasý olan Küre, geçen hâdiseden evvel Nuri, Hakký, Ýhsan ve merhum Muallim Osman gibi zatlarýn himmetiyle bir medrese-i Nuriye hükmüne geçip parlak bir surette Nura çalýþýyordu. Ýnþaallah, o kýymettar hizmeti, mümkün oldukça yine yapacak. Gerçi geçen musibette en ziyade onlar üzüldüler, fakat ona mukabil Risale-i Nur'un geniþ muzafferiyetinde o kasabanýn ve o fedakâr kardeþlerimizin hisseleri çok ehemmiyetlidir.
Hâfýz Emin, mektubunda diyor ki: "Ben mahkemeden kitaplarýmý alamadým. Size gelmiþ mi, gelmemiþ mi?" diye benden soruyor.
Siz ona selâmýmla beraber yazýnýz ki: Seninki bana gelmediði gibi, sana Ýstanbul'a gönderdiðim kitaplarýmdan da hiçbirisi elime geçmedi. Ve bilhassa Ýstanbul'a gönderdiðim "büyük kitap" namýnda, içinde yirmi risaleden ziyade bulunan mecmuayý çok araþtýrdýmsa da bulamadým. Fakat, madem Risale-i Nur kendi kendine intiþar ediyor ve muhtaç olanlara kendini okutturuyor, Hafýz Emin'e ve bizlere sevap kazandýrýyor; Hafýz Emin de, benim gibi, kitaplarýnýn baþka ellerde gezmesinden memnun olmalý.
Hem Küre'de, erkek ve haným ne kadar Risale-i Nur'la alâkadar varsa, onlara selâm ediyorum. Eskisi gibi þimdi de Küre'ye bir medrese-i Nuriye nazarýyla bakýyorum. Hususan Ýhsan, Abdullah, Abdurrahman'a selâm ediyorum; ne haldedir? Ýnþaallah eski parlak hizmeti devam ediyor. Tam bir Abdurrahman olduðunu ispat ettiði gibi, devam edecek.
Umum kardeþlerimize birer birer selâm ve dua ediyoruz.