Ahkamüs Sultaniye
Pages: 1
Birden fazla veliahd tayini By: sumeyye Date: 11 Mart 2011, 15:12:58
J- BÝRDEN FAZLA VELÝAHD TÂYÝNÝ



Bu baþlýk altýnda halîfenin birden fazla veliahd tâyin etmesi ve halifeliðin aralarýnda sýraya konulmasý meseleleri incelene­cektir.

Halîfe iki veya daha çok þahsý veliahd tâyin ederse, hilâfet hu­susunu aralarýnda bir sýraya korsa, meselâ, "Benden sonra halîfe falandýr eðer o Ölürse, onun ölümünden sonra falandýr, onun ölü­münden sonra da falandýr" derse böyle bir tâyin iþlemi caizdir. Hilâfet her üçüne de sýrasýyla intikal eder. Resûlullah (s.a.v.) Mu'te ordusuna Zeyd b. Hârise'yi kumandan tâyin ettiðinde, "Þayet o þehîd olursa kumandan Cafer b. Ebî Tâlib'dir. O da þehîd olursa kumandan Abdullah b. Revâha'dýr. O da þehîd olursa müs-lümanlar aralarýnda birini kumandan seçsin ve ona rýzâ göster-sinler."[22] buyurmuþtur. Zeyd baþa geçmiþ, þehîd olunca, sancaðý, Cafer devr almýþ, o da þehîd olunca, Abdullah b. Revâha komutan olmuþtur. O da þehîd olunca müslümanlar Halid b. Velid'i kuman­dan seçmiþlerdir. Resûlullah (s.a.v.) her ne kadar harp komutanlý­ðýnda böyle bir tasarrufda bulunmuþsa da, ayný durum hilâfet için de söz konusu olabilir Ama bir itiraz olarak "Hilâfet sýfat ve þarta göredir. Komutanlýklar ise þartlar ve sýfatlara baðlý deðildir" fikri ileri sürülürse cevaben denilir ki, bütün bunlarýn hepsinin hü­kümleri hususî, tatbikatý geneldir. Zira hilâfet iþi toplumun tümü­nü ilgilendiren bir iþdir. Emevîler ve Abbasîlerde bu þekilde hare­kette bulunulmuþ, zamanýn âlimleri delîl kabul edilen hadîs-i þe­rifi inkârla, bu harekete karþý çýkmamýþlardýr. Tarihte ilk tatbi­kat Emevîler de olmuþtur.

Emevî halîfesi Süleyman b. Abdi'l-Melik, Ömer b. Abdi'l-Aziz'i veliahd tâyin etmiþ, ondan sonra da Yezid b. Abdi'l-Melik'i veliahd göstermiþtir. Süleyman için bir hukukî delil olmasaydý muasýrý Tabiûn âlimlerinin, tenkidleri olurdu. Halbuki böyle bir tenkid ol­mamýþ, onun bu tatbikatý da delîl olarak alýnmýþtýr. Ýkinci uygula­ma ise Abbasî Halîfelerinden Harun Reþid zamanýndadýr. O da oðullarýndan önce Emîn, sonra Me'mûn, sonra da Mu'temen'i, za­manýn büyük âlimlerine danýþarak veliahd tâyin etmiþtir. Bu du­rumdan da anlaþýldýðý üzere, halîfe üç þahsý, veliahd tayin eder, halifeliði aralarýnda bir sýraya kor. Her üçü de sað iken Ölürse, hali felik ilk veliahdýndýr. Birinci veliahd halîfenin hayatýnda ölürse, halîfenin ölümü üzerine hilâfet makamýna ikinci veliahd gelir. Bi­rinci ve ikinci veliahdin her ikisi de halifenin saðlýðýnda ölürlerse, halîfenin vefatýndan sonra üçüncü veliahd halîfe olur. Çünkü her birerleri için halifelik veliahd tâyini suretiyle olmuþtur.

Halîfe ölür ve her üç veliahd da sað olursa hilâfet görevi ilk ve-liahde geçer. Þayet ilk veliahd bu görevi kendisinden sonraki iki veliahdin dýþýnda birini veliahd tâyin etmek suretiyle devretmek isterse, bu iþlemin hukukîliði nedir? sorusuna hukukçular farklý cevap vermiþlerdir.

a) Hukukçulardan bazýlarý: Sýraya uymanýn bir gereði ola­rak böyle bir tâyin iþlemini doðru bulmamýþlardýr. Þayet gönül hoþnudluðu ile kendisinden sonraki veliahdleri vaz geçirilebilirse yaptýðý iþ geçerli olur. Seffalý, Mansur'u veliahd tâyin etti, ondan sonra da Ýsa b. Musa'yý tâyin etti. Mansur sultan olunca Mehdî'yi Ýsa'ya tercih etmek istedi. Ýsa'yý veliahdlýk hakkýndan vaz geçire­rek sýradan çýkardý. Zamanýn hukukçularý da gönül rýzasý ile veli-ahdlýktan vaz geçilip sýradan çýkýncaya kadar yapýlan yeni veli­ahd tayini hukuken muteber deðildir, vaz geçildikten sonra hukuken bir mahzur yoktur demiþlerdir.

b) Þafiî mezhebine ve hukukçularýn ekseriyetine göre:

Bilinen husus, veliahd suretiyle hilâfet görevine baþlýyan þahsýn kendisinden sonraki veliahdlerin sýrasýna uymaksýzýn veliahd tâyin edebilir. Bu durum karþýsýnda yeni tertibe göre, halîfenin vefatýndan sonra veliahdler hilâfet görevini yürütürler. Hilâfet görevi duruma göre konulan sýradaki veliahdlere verilir. Binaenaleyh önceden yapýlan sýra, sonraki halîfeler tarafýndan yeni­den deðiþtirilebilmektedir. Çünkü halifelik görevi âmme iþlerin­dendir. Emirleri kesin hüküm ifade eder. Baþtaki halîfenin hakký kuvvetli, veliahd tâyini de geçerlidir. Fakat bu hareket tarzý Pey­gamberin (s.a.v.) Mu'te muharebesindeki kumandan tâyinindeki Hadis-i þerifin tatbikatýna zýd düþmektedir. Çünkü gördüðümüz gibi Peygamber (s.a.v.) hayatta iken böyle bir vak'a olmuþ, vazife ancak birinin vefatýndan sonra diðerine geçmiþtir. Bu bakýmdan kumandanlýktaki tatbikatla halifelikteki veliahd tâyini birbirin­den ayrýlmýþtýr. Halîfe Mansur'un Ýsa b. Musa'yý veliahdlik sýra­sýndan çýkarýþýndan maksad, henüz devlet yeni kurulmuþ, kabile-sindeki fertler arasýnda ehliyet yönünden bir eþitlik mevcuttu. Fertler arasý kaynaþmayý saðlamak için böyle yapmýþtýr. Ýsa b. Musa'nýn yaþý genç, siyâsete karþý intikâl kaabiliyeti azdý. Bu du­rum karþýsýnda hilâfet baþkasýna geçebilmektedir.

Üç veliahdýn l'incisi hilâfet görevini yerine getirdikten sonra Ölmüþ ve kendisinden sonra da bir veliahd tâyin etmemiþse, 2'nci veliahd halîfe olur. Ýkincisi de veliahd tâyin etmeden ölürse 3'ün-cüsü halîfe olur. Birinci hakkýndaki veliahdlik kesin bir hüküm ifâde eder. Fakat 2 ve 3'üncünün halîfe olmalarý kendilerinden ön­cekilerin tasarruflarýna baðlýdýr. Zira bir önceki, kendisinden son­ra bir baþkasýný veliahd tâyin ederse sýrada bekleyen 2 ve 3 uncu veliahdlerin halîfe olmalarý imkânsýz veya güç bir hâle girer. Ýþte bu görüþe göre ilk tertibden ayrýlmak caiz ve mümkündür. Sonuç olarak 2 ve 3 üncü veliahdlerin imâný olabilmeleri veliahd tayini­nin yapýlmamasiyle mümkündür.

Eðer 3 veliahdden birincisi imamlýk görevini yapýp veliahd tâyin etmeden vefat ederse, seçmenler heyeti 2'inci veliahdin dý­þýnda bir baþkasýný seçmeleri doðru deðildir. Ayný þekilde 2'inci de bir veliahd tâyin etmeden ölürse, seçmenler heyeti 3'üncü veliah­din dýþýnda bir baþkasýný imâm seçemezler. Her ne kadar 2'nci ve­liahd imâm olunca 3'üncünün dýþýnda birini imamlýða veliahd ola­rak gösterebiliyorsa da, seçmenler heyetinin böyle bir hakký yoktur. Çünkü veliahd tâyini kesindir. Hakkýnda hukukî delîl vardýr. Seçmenler heyeti böyle bir hakký kullanamaz.

Fakat veliahd tâyin eden halîfe, "Falaný veliahd tâyin ettim" dese, "o da halifelik görevini yerine getirdikten sonra hilâfet falan þahsýndýr" dese ikincinin halifeliði muteber deðildir. Sebebi ise ikincinin veliahdlýðým ve halifeliðini, birincinin hilâfet görevini yerine getiriþine baðlamýþtýr. Eðer birincisi halîfe olmadan ölür­se, þart gerçekleþmediðinden ikinci veliahd halîfe olamaz, olursa hilâfeti bâtýldýr. Birinci, halîfe olunca o da daha Önce görüldüðü gi­bi, kendisinden sonra bir baþkasýný veliahd tâyin edebilmektedir. Þayet birincisi halifeliði yüklenmeden ölürse onun vefatýný müte­akip seçmenler heyeti baþkasýný halîfe olarak seçebilir.[23]




[22] Buharý, cihad 7. fezaü-i ashâb 25. cenâiz 4. vs.

[23] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayýnevi, 1/ 48-51.



radyobeyan