Ahkamüs Sultaniye
Pages: 1
Halifeye itaat ve halifenin vazifeleri By: sumeyye Date: 11 Mart 2011, 15:12:04
 

K- HALÎFEYE ÝTAAT VE HALÝFENÝN VAZÝFELERÝ




Seçimle veya veliahdlik suretiyle þahsýnda halifelik kesinleþ­miþ olan birinin bulunduðunu bilmek bütün Ýslâm toplumunun vazifesidir. Þahsýný, ismini, özel durumlarým bilmek yalnýz seç­menler heyeti için þarttýr. Zira onlar o þahsý halîfe seçecekler, bîat edecekler. Süleyman b. Cerîr ise:

- Ýnsanlarýn hepsine Allah ve Resulünü (s.a.v) bilmek gibi, halîfenin zâtýný ve ismini bilmek vaciptir, der.

Alimlerin çoðuna göre de, halîfe hakkýnda özlü bilgiye sâhib olmak herkes için gereklidir, geniþ bilgiye lüzum yoktur. Ancak halîfeye husûsî iþi düþenin, halîfenin ismini ve þahsýný bilmesi icâb eder. Nasýl ki, hakimleri, müftîleri iþi düþmeyen genel olarak bilir. Ýþi, dâvasý, soracaðý mes'elesi olanlar özel olarak bilir. Du­rum halîfe için de böyledir. Topluluðun her ferdinin devlet baþka­nýnýn þahsým, ismini, cismini, Özel durumlarýný bilmesi þartý kabul edilecek olursa, o takdirde hükümet merkezine yakýnda ve uzakta olan herkesin gitmesi, görmesi, konuþmasý gerekir. Bu durum ihtilâflara, güçlüklere sebep olur. Âdete muhalif bir hal arz eder. Fakat genel bilgi yeterlidir, þartý kabul edilirse bazýlarýnýn verdiði bilgi, bilvekâîe gönderilenlerin dönüþte söyleyecekleri hususlar kâiîdir.

Ýslâmda devlet baþkanýna Halîfe denilmiþtir. Çünkü toplulu­ðu sevk ve idarede Peygamber'e (s.a.v.) halef olmuþtur. Binâenaleyh "Ey Peygamber'in (s.a.v.) halîfesi" demekte sa­kýnca yoktur. Genel olarak "Halîfe" terimi kullanýlýr. "Ey Al­lah'ýn (c.c.) Halîfesi" demenin uygun olup olmayacaðý hususun­da iki fikir vardýr.

a) Böyle bir sözün kullanýlmasýnda sakýnca görmiyen-ler: "Ýnsanlar arasýnda Allah'ýn hak ve kanunlarýný ayakta tuttu­ðundan Allah'ýn halîfesi terimi kullanýlabilir", derler. Kur'ân-ý Kerîmden delilleri: "O, Sizi yerin halîfeleri yapan, (size ver­diði þeylerde sîzi imtihana çekmek için) kiminizi derece­lerle kiminizin üstüne çýkarandýr." (K. K. 6:165) âyetidir.

b) Alimlerin ekseriyeti: "Böyle bir sözün söylenemiyeceði, söyleyenin fýsk ve fücur, kötülük sahibi olduðu, ancak ölen veya kaybolanýn halef býrakabileceði, Allah'ýn ise hâþâ ölen veya kaybo­lan birisi olmadýðýndan bu sözün söylenemiyeceði" fikrindedirler. Hz. Ebû Bekir'e "Ey Allah'ýn Halîfesi" diye söylenince hemen cevaben "Ben Allah'ýn (c.c.) halîfesi deðilim, fakat Resûlullah'ýn (s.a.v.) halîfesiyim" demiþtir.

Halîfenin göreceði önemli olan âmme iþleri 10 tanedir:

1- Vaz' olunan kaidelere, selefin icmâ ettiði hususlara uygun olarak dini korumak muhafaza etmektir. Din hakkýnda bir þüphe­si olan olur, bir bid'at ehli çýkarsa ona herþeyi delilleri ile açýklar ve doðru yolu gösterir. Gerekli cezalan tatbik eder. Çünkü onun görevi fesaddan, bozulmaktan korunmak, halký kötülüklerden, bayaðýlýklardan uzaklaþtýrmaktýr.

2- Ýhtilaflýlarýn ihtilâflarýný çözmede, çekiþmelerin, nizâlý kimselerin nizâlarma son vermede, merhametin temininde dînî hükümleri tatbik eder. Böylece zâlim taþkýnlýk edemez, mazlum da zayýf düþürülemez.

3- Topluluðu himaye, koruma, mal, can, her türlü yol emniye­tini saðlamak suretiyle insanlarýn yeryüzünde geçimlerini, ka­zançlar saðlamalarýný temin eder. Yasak olan sahalardan ve baþ­kasýna ait haklara zarar vermekten uzaklaþtýrýr.

4- Allah'ýn koyduðu emir ve yasaklan aynen uygulamak, de­ðiþtirilmelerinin önüne geçmek, insanlarýn haklannýn ortadan kalkmasýný önlemek, haklarý korumak uðruna cezalar tatbik et­mek.

5- Müslümanlarýn, zýmmîlerin ve müslümanlarla anlaþmalý olanlarýn kanlarýna, hayatlarýna, mallarýna kasdetmek isteyen, dini ortadan kaldýrmaya teþebbüs eden düþmana karþý harp ha­zýrlýðý yapmak, toplumun savunmasý için kaleler, engeller inþâ et­tirmek.

6- Ýslâmiyetin bütün dinlere üstün olduðu konusunda gerekli isbatý yapmak, Allah'ýn ve toplumun hakkýnýn ayakta tutulmasý için  davete  raðmen müslüman  olmayan  kimselere karþý Ýslâmiyete girinceye veya zýmmîliði kabul edinceye kadar harbet-mek.

7- Korku duyurmadan, zulüm ve baský meydana getirmeden dince ve ictihadca üzerlerine farz olan kimselerden zekât ve diðer vergileri, ganimetleri toplamak.

8- Ýsraf ve cimrilik yapmaksýzýn, hazîneden lâyýk olanlara tam vaktinde yardýmlarda, ihsanda bulunmak.

9- Vergilerin toplanmasý, halka nasihatin saðlanmasý için em­niyet memurlarý, nasihatçýlar tâyin etmek, görevlendirmektir. Bundan maksat herkes için iþler eþit ve saðlam bir þekilde yürü­tülsün, mallar emniyet içinde korunsun.

10- Topluluðun iþleri ve durumlan ile bizzat meþgul olmak, yakînen tâkib etmek. Böylece halkýn idaresi, milletin himâyesi daha iyi saðlanýr, hilâfet görevini yalnýz eðlencelerle veya yalnýz ibâdetlerle ihmâl etmemiþ olur. Tâyin ettiði memurlar hainlik edebilir, görevini aksatýr. Allah Teâlâ da:

"Ey Dâvûd, biz seni yeryüzünde bir halîfe yaptýk. O hal­de insanlar arasýnda hak ve adaletle hükmet. Hevâ ve heve­sine tâbi olma ki bu, seni Allah yolundan saptýrýr" (K. K. 38:

26) buyurmuþtur. Allah yalnýz nefse uymayý, dalâletle vasýflan-dýrmýþtýr. Hilâfet görevi bu þekilde sarsýlmýþ olur. Lâyýk olan bu makama geçince, dinin hükümlerini, hilâfet makamým korumasý gerekir. Peygamber de (s.a.v.J:

"Hepiniz çobansýnýz ve hepiniz sürünüzden sorumlusu-

nuz"[24] buyurmuþtur.

Þâir de þerefli, çalýþkan bir halîfeyi þöyle vasfeder; "Ýþlerinizi yapacak olanlara verin, tâyin edin, ne iyiliðiniz varsa Allah'adýr. Refah ve saadetin bolluðu her yere yetiþen ellerin, emirlerin

sayesindedir.

Hayat her türlü refahýný müsâade etse de dünyâda bol bir ni­met yoktur. Emir sahipleri zorlayacak olsa da onlara asla hüþû ya­pýlamaz.

Zamanýn hayýr yönünden her þeyini saðdýlar, bir takým þeyler sayýp döktüler. O insanlar bir gün birine tâbi oldular, bir gün de bi­rine tâbi olundular.

Gidiþatý öfkeli bir þekilde devam etse de, görüþü kuvvetli, fi­kirleri gayet isabetli olan kimse için büyüklenmede bir zelillik de yoktur."

Muhammed b. Yezdad da veziri bulunduðu Halîfe Me'mûna þöyle yazmýþtýr:

"Kim dünyayý arzu ederse, insanlarýn tamâmý uykuda iken uyumamak þartiyle arzusuna ulaþýr. Ýþlerini halletmeyi, bir an ev­vel sonuca ulaþtýrmayý çok arzu eden nasýl olur da zayýf düþüp uzun bir uykuya varýr, gözlerini kapar."[25]



[25] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayýnevi, 1/ 51-55.


radyobeyan