Mektup no 115 By: hafiza aise Date: 10 Mart 2011, 14:01:03
Sýra No: 115
Kardeþlerim,
Þimdi tebeyyün etti ki, beni karakola çaðýrmak, lüzumsuz bahanelerle beni hükûmete celb etmekte maksat, ihanet ve halkýn nazarýnda ehemmiyetsizliðim ve bana müttehem vaziyeti vermek içindi. Þimdi tahammülüm kalmadý. Mümkün oldukça oraya beni çaðýrmamak lâzýmdýr. Ceza hâkimini görünüz. Bana bir dâvâ vekili tarzýnda bir adamý bulunuz; benim bedelime lüzum olsa karakola gitsin.
Yirmi beþ sene münzevî bir adam, böyle ihanetkâr insanlarla görüþmek, iþkenceli bir azaptýr. Ben, sekiz sene Kastamonu'da, birtek defa valinin ýsrarýyla yanýna ve iki defa da polishaneye gittim. Burada sebepsiz on defadan geçti. Ben daha gidemem. Hem doktordan bir rapor alýnýz. Yoksa bu þehre maddî ve mânevî zarardýr.
Hüsrev'in müdafaatýmda yazýlan dört zelzele meselesini tasdik eden bu geceki þiddetli dört defa zelzele, bana ve Nurlara ve bu memlekete kat'î bir suikast eseri olarak hükûmet içinde hizmetçime baðýrarak bana tahkirkârâne ihanet ve þetmedip "Git ona söyle" diyen ve kaymakamýn emr-i cebrîsiyle "Hasta da olsa buraya getiriniz" bekçilere ve jandarmalara emir veren ve Afyon'un perde altýndaki büyük memura dayanan karakol çavuþu, hem Nur þakirtlerinin þevklerine, hem Nurlarýn burada yazýlmasýna, hem bana ehemmiyetli sýkýntý vermesinin ayný vakitte, böyle burada görülmeyen bu þiddetli zelzelenin gelmesi gösteriyor ki, Risale-i Nur bir vesile-i def-i belâdýr; tâtile uðradýkça, belâ fýrsat bulup gelir.
Nurlara az zamanda çok hizmet eden Mustafa Osman'ýn gayet tevazukârâne ve mahviyetkârane mektubu, tam onun hâlisane sadakatini ve ihlâsýný ispat edip on beþ senelik haslarla omuz omuza geldiðini gösterir. Zaten yazdýðý Asâ-yý Mûsâ mecmuasý kuvvetli bir delildir. Ýþte bu dakikada bunu yazarken, yine hafif zelzele baþladý.