Mektup no 138 By: hafiza aise Date: 10 Mart 2011, 13:23:33
Sýra No: 138
Bir zaman Barla'da temsil için yazdýðým bir risalede, "Ýki adam Ýstanbul'a gidecek. Birisinin yüzde doksan dokuz dostu Ýstanbul'dadýr. Onun için oraya iþtiyakla gider. Öteki, onun aksi, ilâ âhir..." meâlinde birþey yazýlmýþ.
Þimdi, aynen bu hastalýðýmýn ihtarýyla geçmiþ zamana geçtim ve o zamanlarda hayatýmý geçirdiðim memleketlerde de hayalen gezdim. O þirin hayatýmýn devirlerinde, her memlekette yüz dostumdan ancak bir ikisini görebildim. Ötekiler, berzah memleketlerinde... Hattâ kendi Nurs köyümde, bir tek amucazadem ve talebem Molla Dâvud da (r.h.) eski ahbaplarým, akrabalarým yanýna berzaha gittiðini gördüm. Yirmi seneki ayrý ayrý ikinci vataným sayýlan Barla, Kastamonu gibi yerlerde, üç kýsým dosttan ancak iki kýsmýný gördüm; ötekiler de gitmek üzeredirler.
Bu hayalî hakikate binaen, hakikaten Nurlarýn ýþýðýyla nurânî gördüðümüz berzaha gitmek, bana deðil aðýr gelmek, belki bir iþtiyak verdi. Benim bedelime hem vazifemi görüp, hem sevap kazandýracak yüzer Hüsrev'ler, Tahirî'ler, Mustafa'lar, Nazif'ler, Osman'lar, Abdurrahman'lar, Ali'ler, Sabri'ler, Feyzi'ler, Ahmed'ler, Mehmed'ler, Atýf'lar, Mustafa'lar, Sadýk'lar, Osman'lar, ve hâkezâ, Nurlarýn bahadýrlarý dünyada arkamda kaldýklarý, ölümü bana çok hafifleþtiriyorlar. Yalnýz günah cihetinde ölüyorum, hasenat cihetinde yaþýyorum diye Allah'a hadsiz þükrediyorum.