Mektup no 140 By: hafiza aise Date: 09 Mart 2011, 21:26:15
Sýra No: 140
Evvelen: Kahraman Nazif'in ve hakikaten Nazif ruhunda ve sadakatinde kendi arkadaþlarýnýn makine ile ve sair cihette Nura hizmetleri, bu memleketi cidden minnettar edecek bir vaziyettedirler. Cenab-ý Hak, onlarý muvaffak eylesin. Âmin. Hususan makinelerinin mahsulâtý hem zinetli, hem açýk, hem sýhhatli olmasýndan, büyük bir muvaffakiyettir. Cenab-ý Hak, Nazif'e çok Salâhaddin'ler, Ýbrahim'ler vermiþ.
Benim kendi hattýmla Zülfikar'ýn baþýnda bir parça yazýmý istiyor. Gönderdiði yaðlý dört sayfayý kendi yazýmla bu rahatsýzlýðým zamanýmda bizzat yazamadýðýmdan, ben söyleyip benim daimî kâtibim yazsýn. Bazý kelimeleri ben yazacaðým.
Nazif kardeþimizin hem Ýstanbul, hem Ýnebolu Nurcularýnýn namýna bayram ve yeni sene teberrükü hesabýna gönderdiði maddî üç nevi teberrükü aldým. Onlarýn umumu namýna âdetime muhalif olarak kabul ettim. Allah onlardan razý olsun, Âmin. Onlarýn hatýrý için kaidemi kýrdým. Ve mânevî ve firdevsî olan Nur Zülfikar'ý ikinci Salâhaddin olan Küçük Ýbrahim'in namýna ve ekseriyet-i mutlakasý Sözler'i gayet güzel bir surette yazan ve Nazif sadakatinde ve alakasýnda bulunan kardeþimiz Mustafa Osman'ýn umum Safranbolu Nurcularý namýna gönderilen iki mecmuayý da beraber aldýk. Cenab-ý Hak, Zülfikar'ýn ve o iki mecmuanýn harfleri adedince onlarýn, Ýbrahim ve Mustafa ve Ýzzet ve refiklerinin ve yardýmcýlarýnýn defter-i a'mâline hasenatlar yazsýn ve her harfine mukabil yüz rahmet eylesin. Âmin.
Hakikaten Mustafa Osman, ehemmiyetli ve çok gayretli iki cenah buldu. Nazif'in, Salâhaddin'i ve Ýbrahim'i gibi, muallim Ahmed Fuad'ý ve darü'l-fünundaki Mustafa Oruç'u bulmuþ; o iki cenahla, inþaallah Nur hizmetinde çok iþ görecek. Hattâ Mustafa Oruç'la muallim Ahmed Fuad gibi zatlarýn bu sýrada tesirli bir surette hizmet-i Nuriyeye geçmeleri, Denizli kahramaný Hasan Feyzi'nin vefat acýsýný bir derece izale ediyorlar. Küçük Ýbrahim, Nazif'e ikinci bir Salâhaddin hükmüne geçip çoluk çocuðuyla, kardeþiyle ve refikasýyla Nura ve makineye pek ciddî çalýþmasý, mektubunda namlarý bulunan Salih ve Gülcü Hüseyin ve Osman ve Zühtü ve Ýzzet ve Ömer ve sair oradaki Nurcularýn sebatkârâne, sarsýlmadan Nur hizmetinde terakki etmeleri bizleri çok mesrur ettikleri gibi, bu memleketi de ileride çok minnettar edecekler. Mâþaallah, Ýnebolu, küçük bir Isparta ve tam bir medrese-i Nuriye olduðunu ispat ettiler.
Saniyen: Nurs Köyü ve Nursî lakâbýmla ve Nurlarla münasebetdar üniversite mektebinin pek gayretli bir Nurcusu ve bir Abdurrahman ve bir Salâhaddin kabiliyetinde Mustafa Oruç'a evvelce eski harfle gönderdiðimiz mecmualardan sonra, yeni harfle sekiz dokuz parçayý da, onun istemesi ve "Üniversite talebeleri çok muhtaç ve müþtakdýr" demesi üzerine gönderdik. Fakat o genç þakirdin tecrübesi az olmasýndan, Nurlarýn himayesine kâfi gelmediðinden ve lâyýk ellere vermek ve muattal kalmamak için, Nur þakirtleri, hususan Ýstanbul'a yakýn olan veya uðrayan veyahut Ýstanbul'un içinde bulunanlar, Nurun neþir ve himayesinde ona yardým etmek lâzýmdýr.
Salisen: Denizli'nin bir mânevî kahramaný merhum Hasan Feyzi'nin (r.h.) Isparta kahramaný merhum Hafýz Ali'nin (r.h.) yanýna gitmesi gerçi bizi çok müteessir ediyor; fakat onun gayet has bir talebesi ve Nur'un hâlis bir þakirdi Sýddýk Muharrem'in dediði gibi deriz:
O, bir cihette, ölmemiþ; belki vazifesini acele bitirmiþ, âlem-i berzaha istirahat için gitmiþ, terhis edilmiþ. Hafýz Ali ile beraber, mânen, þefaatleriyle ve býraktýklarý tesirli Nur hakkýndaki eserleriyle yardým ediyorlar, yine mânen Nura çalýþýyorlar. Elbette mânevî þehid hükmünde olmalarýndan, Meyve'nin On Birinci Meselesindeki ilm-i nahiv talebesinin kendini medresede bildiði gibi, Hafýz Ali ile Nur hakikatlerinin müzakeresi ve vefat eden Nurcularýn dairesinde meþgul olmalarýný, merhamet-i Ýlâhiyeden kuvvetle ümitvârýz. Ýnþaallah, Cenab-ý Hak, onun vazifesini dünyada gördürecek, Nur dairesinde çok Hasan Feyzi'leri yetiþtirecek.
Yalnýz o mübarek kardeþimiz, benim gibi resmî ilaçlardan çekinmediði için bir sehivdir. Ben ondan ziyade ýztýrapta iken, "Nurcularýn duasý yeter" diye maddî ilâçlarý aramadým ve hastalýk hakkýnda kimsenin fikrini alýp evham etmedim. O merhum kardeþimiz, bu noktada bana muvafakate muvaffak olamamýþ. Nurlar hakkýnda parlak fýkralarýnda, bu biçare kardeþine kendini kurban etmeye söz verdiðinden ve Nur vazifesini acele yapmasýyla istirahat âlemine gitti. Ben, hem onun akrabasýný, hem Muharrem gibi kýymetli, ciddî talebelerini ve Denizli ve civarý Nurcularýný tekrar tâziye edip, bizler gibi onlar da o merhumu hasenatlarýna hissedar ederek hasenat cihetinde ölmemiþ gibi, defter-i hasenatýna haseneler yazdýrsýnlar diyerek umum onlara binler selâm ve ona binler rahmet deriz.
Rabian: Bir zaman bin kalemle Nurlara çalýþan Sava kahramanlarýndan ve Nurun ehemmiyetli þakirtlerinden Mustafa Yýldýz'ýn hüdhüd-misal kuþu hüdhüd-ü Süleymani nev'inde Nur iþleri hakkýnda harika vaziyetleri göstermek acip deðil, çok emsâli var. Kuþlarýn Nurlarla alâkadarlýklarý, çok hadiselerle tahakkuk etmiþ.
Hapishanede, hakikaten þahsýma ve Nurcularýn ittihadýna ve mahpuslarýn Nurcularla tevafukuna unutulmayacak derecede Hilmi ile hizmet eden ve memleketinde hapisten evvel ve sonra kahramanane çalýþan ve ismine tam mutabýk Sadýk Beyin, akrabasýyla, validesiyle tebrikine ve benim namýma orada kurban kestiðine mukabil, bin bârekâllah ve mâþaallah deriz. Ve onunla Risale-i Nur'a hem talebe ve bize selâm gönderen Salih oðlu Osman'a hem selâm ederiz, hem Nur dairesinde kabul edildi deriz.