Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 159 By: hafiza aise Date: 09 Mart 2011, 14:51:29
Sýra No: 159

Risale-i Nur dairesinde bulunan ve bilfiil çalýþan hocalardan ve Konya hocalarýndan baþka, sair hocalara, bugünlerde, tashihat yaparken þiddetli bir hiddet bana geldi. Çünkü, Arabî okumayan Nur þakirtlerinin fedakârlarý, Arabî bilmemesinden sehivler, hatâlar oluyor. Ben de zahmet çektiðimden, hem eski talebelerimden olan hocalara ve kardeþime, hem þimdiki Ankara'da ve Ýstanbul'daki resmî hocalara baðýrarak dedim:

"Ey insafsýzlar! Neden hem vazifeniz, hem medresenin mahsulü, hem size farz-ý ayn gibi lüzumu bulunan bu hizmet-i imaniyede bana yardým etmiyorsunuz? Belki de sizin lâkaytlýðýnýzdan çoklarýn çekilmesine sebebiyet veriyorsunuz. Ýmam-ý Ali'nin (r.a.) âhir zamanýn bir kýsým hocalarýna vurduðu tokattan hissedar oluyorsunuz" diye dehþetli bir itiraz kalbe gelirken, birden, kalbini bozmayan hocalarý müdafaa etmek için üç mânâ ihtar edildi.

Birincisi: Resmen iki büyük merkezde, iki heyet-i ilmiye, beyaný münasip olmayan çok esbaba binaen, her vesile ile, hoca kýsýmlarýnýn Risale-i Nur'dan çekilmeleri için çok vasýtalarý istimal ediyorlar. Memuriyet gibi derd-i maiþet belâsýyla biçare hocalarý dairelerine çekip, Nurlardan uzaklaþtýrýyorlar. Biçare hocalar, Nurlarýn kýymetini bilmiyorlar deðil; belki derd-i maiþet veyahut o heyet-i ulemadaki büyük hocalara itimad edip ve kendi tahsil ettiði ilm-i dinî kendi imanýný kurtaracak derecesindedir zannýyla lâkayt kalýp, ruhsatla amel etmeye kendine fetva buluyor.

Ýkinci mânâ: Bu kadar dehþetli bir hücum ve tazyike mâruz kalan Risale-i Nur þakirtlerini, evham yüzünden, güya Menemen ve Þeyh Said vakýalarý gibi bir hadisenin ihtimali var diye iki defa imha için, hem perde altýnda eskiden beri düþmanlarým, hem resmen kanun ve idare ve siyaset cihetinde merhametsiz bir surette bazý erkân-ý hükûmetin bizi iki defa hapis ve itham etmesi ve resmî ve gayr-ý resmî propagandalarla herkesi bizden ve Nurlardan ürkütmesiyle, elbette hassas ve bir derece zayýf hocalara ehemmiyetli bir korku verip bir mâzeret olur. Onun için, ekseriyet deðil, belki yalnýz fevkâlade bir cesaret ve gayret taþýyan bir kýsým hocalar Nurlar dairesine girip, girmeyenleri de bir derece affettirdiler.

Üçüncü mânâ: Þimdilik tehir edildi. Bazý hocalar, "Minare kadar yüksek bir adamý," hem "Alnýnda okunacak bir yazý bulunacak" hem "Birden eli bir su ile delinecek," gibi hakikatin perdesi olan teþbihleri hakikat zannetmek bahanesiyle, Nurun bazý ihbarat-ý gaybiyesi, sathî nazarlarýna muvafýk gelmiyor, ona daha yanaþmýyor. Cenab-ý Hakka hadsiz þükür olsun ki, bu zamanda Risale-i Nur'da, nokta-i istinad olarak avam-ý mü'minînin en ziyade muhtaç olduklarý ve Nurda bulduklarý öyle bir hakikattir ki; hiçbir þeye âlet olmayacak ve hiçbir garaz ve maksat, içine girmeyecek ve hiçbir þüphe ve vesveseye meydan vermeyecek ve hiçbir düþman ona bahane bulup çürütmeyecek ve yalnýz hak ve hakikat için ona çalýþanlar bulunacak, dünya maksatlarý ona karýþmayacak, tâ ki, uzakta olan ehl-i iman, o hakikate ve sadýk nâþirlerine tam itimad edip imanlarýný, zýndýklarýn ve dinsizlerin, din aleyhindeki dehþetli filozoflarýn itirazlarýndan ve inkârlarýndan kurtarsýnlar.

Evet, o ehl-i iman, lisan-ý hal ile diyecek ki: Madem bu hakikati, bu kadar þiddetli düþmanlarý çürütemediler ve itiraz edemiyorlar; ve þakirtleri, haktan baþka onun hizmetinde hiçbir maksat taþýmýyorlar. Elbette, o hakikat, ayn-ý hak ve mahz-ý hakikattir diye, bin burhan kadar bir delil hükmünde imanýný kuvvetlendirir ve kurtarýr; ve "Ýslâmiyette bir hakikatsýzlýk mý var?" diye daha evhama düþmeyecekler.
 
Ýki defadýr, himmeti uzun, eli kýsa Abdurrahman Salâhaddin, Asâ-yý Mûsâ'yý ve Zülfikar'ýn bir kýsmýný Câmiü'l-Ezher'e göndermek istemiþ; hilâf-ý memul olarak, o lüzumlu ve ehemmiyetli yere bazý esbaba binaen gitmemiþ 1 kaidesince, belki ben o iki nüshaya bakmadýðým ve

tashih edemediðim için, o inceden inceye herþeyi tetkik eden ulema heyetine, tam bir tashih gördükten sonra, hem tam Zülfikar ve Asâ-yý Mûsâ beraber olarak gitmek münasiptir diye kalbime geldi. Belki ehemmiyetli ve ulemanýn itirazýný celb edecek sehivler içinde var. Onun için, o iki risaleyi Salâhaddin bana göndersin ki, ben bakacaðým. Sonra, inþaallah, hem tam Zülfikar'ý, hem Asâ-yý Mûsâ ile, hem Týlsým mecmuasý ile, ehemmiyetli bir beyanname ile beraber göndereceðiz.

Üstadlarýmdan birisi olan Mevlânâ Celâleddin-i Rumî'nin (k.s.) mensuplarýndan olduðu anlaþýlan eczacý Hacý Abdüllâtif'in mektubundan anlaþýlýyor ki, bilerek, tam takdir ederek Nurlara hizmet edecektir. Zaten ben bekliyordum ki, Mevlevîlerden bazý Nur kahramanlarý çýksýn. Ýnþaallah birisi bu olacak. Ona çok selâm ederim. Hususî mektup yazmaya halim müsaade etmediði için gücenmesinler. Orada, Sabri ve mahdumlarý ve Nur þakirtlerine ve baþta Hoca Vehbi Hazretleri olarak hocalarýna çok selâm eder ve dualarýný bekleriz
.


1 Allah'ýn kullarýný sevk ettiði ve onlar için seçtiði her þeyde hayýr vardýr

radyobeyan