Mektup no 168 By: hafiza aise Date: 08 Mart 2011, 16:45:34
Sýra No: 168
Cenab-ý Hakka hadsiz þükür ediyoruz ki, Medresetü'z-Zehranýn erkânlarý, hakikî bir tesanüd ve sarsýlmaz bir ittihad kerametiyle, bütün müþkilâta ve mânialara galebe edip Nurun elmas Zülfikar'larýný ve harika mucizatlý hüccetlerini muhtaçlara yetiþtirmeye muvaffak oluyorlar. Bu neticeye mukabil çektiðimiz zahmet bin derece ziyade olsa da ucuzdur, ehemmiyeti yoktur.
Kardeþimiz Refet'in mektubunda Münevvere, Nazmiye, Saim namýnda üç mâsumun üç ayda elif'ten baþlayýp Kur'ân-ý Hakîmi hatmetmeye muvaffak olmalarýndan ve Kur'ân dersiyle beraber Nur hakikatlerini ve hakaik-i imaniyeyi mâsumâne, müþtakane dinlemeleri için onlarý ve üstadlarýný ve peder ve validelerini tebrik ediyoruz. Münevvere ve Nazmiye, Abdülbaki ve Mehmed Celâl'in Nur hizmetinde noksan kalan vazifelerini inþaallah tekmil edecekler.
Bizi ve Risale-i Nur'u çok minnettar eden kahraman Burhan'ýn mektubunda yazýlan hastaya Cenab-ý Hak þifa versin ve kardeþimiz Zekâi'nin vefat eden validesine çok rahmet eylesin. Âmin.
Nur'un erkânýndan ve hocalar kýsmýnýn yüzünü ak eden Nurun santralý Sabri'nin mektubunda, merhum Hâfýz Ali, Hasan Feyzi ve onlarýn halefi ve vazifelerini gören Ahmed Fuad'ýn, ihtiyar ve vazifesi bitmek üzere olan bu biçare Üstadlarýna bedel ömrünü feda etmek, onun yerinde çabuk berzaha gitmek gibi, Sabri kardeþimiz de dördüncü olmak üzere ve ömrünü kabilse bana vermek, nefis ve kalbini ikna edip bana yazýyor. Ben, bu pek eski ve sarsýlmaz ve Nurlar için hayatý çok faydalý kardeþime binler bârekâllah deyip, bana verdiði ömrünü kabul edip, ona aynen Ahmed Fuad gibi, o bâki kalan iki ömrümü, o iki kardeþime ve o iki yeni Said'e emanet verip benim bedelime hizmet-i imaniyede ve Nuriyede hizmet etsinler.
Ve onun mektubunda, Barla medrese-i Nuriyenin baþ kâtibi Þamlý Hâfýz Tevfik'in halka-i tedrisinde, Sýddýk Süleyman'ýn mahdumu Yusuf ve merhum Mustafa Çavuþ'un ve Ahmed'in oðullarý gibi Kur'ân dersiyle Kur'ân yazýsýný ve Nurlarý öðrenmesi; ve Hulûsi ve Hâfýz Hakký'nýn Nurlarý þevk ile yazmalarý, Barla'ya karþý benim ümidimi kuvvetlendirdiler ve derince bir ferah ve sürur verdiler. Cenab-ý Hak muvaffak eylesin. Âmin. Ve Tevfik'e tevfik refik eylesin. Âmin.
Sabri'nin mektubu içinde, ben Barla'da iken bana çok hizmet eden ve çok defa hatýrýma gelen Sýddýk Süleyman'ýn hemþirezadesi Hüseyin'in mektubu beni çok sevindirdi. Hem onun hakkýndaki merakýmý izale eyledi. Mâþaallah, tam Sýddýk Süleyman'ýn mahiyetinde eski alâkadarlýðýný muhafaza ediyor.
Hem, Sabri'nin mektubuyla beraber Eðirdir Cire Köyü Risale-i Nur talebelerinden Þükrü, Süleyman, Osman Çavuþ'un samimî ve ciddî alâkalarýný Nurlara karþý gösteren mektuplarýna karþý, "Bârekâllah, Cenab-ý Hak sizleri muvaffak etsin" deriz.
Kastamonu'nun Hüsrev'i ve Rüþtü'sü olan Mehmed Feyzi ve Emin'in gönderdikleri benim Kastamonu'da kalan bir kýsým risaleler emanetlerini aldým. Size gönderdiðim Asâ-yý Mûsâ'nýn lûgatnamesini hasta olduðu halde çok güzel ve âlimâne yazan, lûgatnamenin baþýnda güzel bir fýkra derceden ve bana da ayrý mektup yazan Risale-i Nur'un serkâtibi Mehmed Feyzi'nin, oraca çok müþkilât ve mânialara raðmen harika sadakatini ve Nur'lara fâik alâkasýný, sarsýlmadan imana hizmetini bir kaç cihette yapmasý gösteriyor ki, o küçük bir Hüsrev olduðu gibi, tam bir Hasan Feyzi'dir. Fakat, ben orada iken, çok ehemmiyetli ve enaniyetli bir sofi-meþrep eski memurlardan bir zat ve gayet mühim malûmatlý, dünya ile çok alâkadar ve siyasî tüccar bir hoca, bana karþý iliþmedikleri için, ben de onlarý daire-i Nura celbetmeye çalýþmadým, onlara da iliþmedim. Þimdi Mehmed Feyzi ise, Kastamonu'yu onlarýn nüfuzundan kurtarýp Denizli gibi muvaffak olamýyor. Hilmi, Sadýk ve Ahmed Kureyþî gibi Nurun kahramanlarý da köylerde bulunduðundan, Feyzi'nin hizmeti bir derece hususî kalýyor. Ýnþaallah, bir vakit tam muvaffak olurlar.
Kastamonu'nun Zehra'larý, Hâcer'leri, Lütfiye'leri, Ulviye'leri, Necmiye'leri baþka bir sahada, hanýmlar âleminde Nur hizmetinde Feyzi'ye arkadaþlýk ediyorlar.
Feyzi'nin mektubunda Risale-i Nur þakirtlerinin teþebbüsüyle resmî Kur'ân mektebi açýlýp, en evvel Nurun mâsumlarý ve hususan Emin'in mahdumlarý en evvel mektebe girip, en evvel onlar Kur'ân'ý hatmederek kýsmen hýfza baþlamalarý cihetinde, onlarý ve pederlerini ve oradaki þakirtleri tebrik ediyoruz ve o mâsumlara binler bârekâllah deriz.
Ýki defa Nurun hizmeti için buraya kadar gelen kýymetli hemþiremiz Zehra'nýn Medresetü'z-Zehranýn kâðýt masrafýna iki yüz lira vermesi, hanýmlar kýsmýnda da Hüsrev'ler, Feyzi'ler, Ahmed'ler bulunduðunu gösteriyor.
Kastamonu'da, Hâfýz Ýhsan'ýn imzasýyla ve Nur kahramanlarýndan Hilmi Bey ve Emin'in müþterek mektubunu aldým.
Ben, bu iki eski ve kýymetli ve sarsýlmaz ve metin o kardeþlerime ve Ýhsan'lara ve oradaki Nur þakirtlerine çok hasretler ve iþtiyaklarla selâm ediyorum. Ve hapiste, bizimle beraber ve bize hapiste çok hizmet eden Ýhsan nerededir, merak ediyorum.
Safranbolu havalisi, hakikaten Mustafa'lar ve Ahmed Fuad ve Hýfzý (r.h.) ve Rahmi gibi harika sadakat ve alâkadarlýkla, Kastamonu'daki sekiz sene bizim Nur hizmetimizin akîm kalmadýðýný ve Safranbolu'da parlak bir medrese-i Nuriye olacaðýný maddeten ispat ediyorlar. Bu defa Mustafa Osman'ýn mektubunda, iki saat yakýnýndaki Karabük fabrikalar þehrinde bulunan yüzer genç ve iþçilerde Nurlar fütuhat yapacaðýný bildirmekle ehemmiyetli bir müjde telâkki ediyoruz.
Nurun küçük kahramanlarýndan Mustafa Sungur ve Rahmi'nin güzel mektuplarýnda, onlarýn köylerinde Ahmed Fuad'ýn ciddî gayretiyle ders vermesi; ve Eflâni nahiyesinin, Barla nahiyesi gibi bir medrese-i Nuriye hükmüne girdiðini ve ora ahalisi iþtiyakla Nurlarý dinlemesi; ve yeniden iki genç muallim daha eski yazý ile Nurlara girmesi; ve çocuklarýn, huruf-u Kur'âniyeyi öðrenmeye baþlamasý ile Risale-i Nur'larý da yazmaya girmeleri, büyük bir fa'l-i hayýrdýr. Cenab-ý Hak o mâsumlarý muvaffak etsin ve onlarýn üstadlarý ve peder ve validelerinden razý olsun. Onlar, duada mâsumlar dairesine girdiler. Baþta Ahmed Fuad, Mustafa ve Rahmi olarak, Eflâni nahiyesini tebrik ediyoruz.
Nurun küçük kahramanlarýndan Mustafa Sungur ve Rahmi'nin az bir zamanda, eski harfle, Mustafa Sungur'un gayet mükemmel Meyve'nin On Birinci Meselesi Hâtimesi ile ve Rahmi'nin Gençlik Rehberi'ni eski harfle güzelce yazmalarý ve Kastamonu'dan gelen kitaplarým içinde bize göndermeleri, hakikaten benim için yeni biraderzadelerim bir Abdurrahman ve Fuad dünyaya gelmiþ gibi beni memnun ediyor.