Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 171 By: hafiza aise Date: 08 Mart 2011, 16:39:33
Sýra No: 171

Alamescid Köyü hocasý Ýbrahim Edhem'in hâlisâne mektubuyla, ehemmiyetli ve Nurun mâsum þakirtlerinin o mübarek hocanýn dersinden tam hisse alan ve Nur dairesine giren altý küçücük mâsumlarýn kendi kendilerine düþünüp hocalarýna söyleyerek, altý pusula kendi kalemleriyle yazarak, bu ihtiyar, hasta Said'e, o mâsum mübarekler, ömürlerinden herbiri bir kýsmýný vermesi, hakikaten gayet medar-ý hayret ve takdir bir hâdise-i Nuriyedir. Ben dahi o mâsumlarýn o mübarek hediyelerini kabul edip, yine o küçücük Said'lere hediye ederek, benim yerimde çalýþmak için baðýþlýyorum. Cenab-ý Hak, onlarý muvaffak eylesin. O küçücük Said'ler ise, iþaretlerinden, Ýbrahim, dokuz yaþýnda, Mustafa on bir yaþýnda, Halil Ýbrahim on iki yaþýnda, Emin Yýlmaz on dört yaþýnda, Mehmed on bir yaþýnda, Abdullah on iki yaþlarýndadýr.

Medrese-i Nuriye kahramanlarýndan ve o medresenin üstad-ý mübareki, merhum Hacý Hâfýz'ýn mahdumu ve vârisi Hâfýz Mehmed'in, o medresenin umum þakirtleri namýna yazdýðý mektubunda "Nurla iþtigalin, ölümden baþka her belâya, hastalýklara bir ilâç olduðu gibi, dehþetli ölümü de, Cennetin kapýsý gösterip, ehl-i imaný heyecanla þevke getiriyor" diye fýkrasý hakikat olduðuna pek çok hâdiseler var. Mâsum mahdumu da hafýzlýða baþlamasý, inþaallah muvaffak olacak, ceddinin ve pederinin mübarek hâfýzlýk ünvanlarýný daimileþtirecek.

Medrese-i Nuriyenin elmas kalemli kahramanlarýndan Mustafa Yýldýz'ýn, sureten kýsa ve mânen uzun ve kýymetli mektubunda, medrese-i Nuriyenin kahramanlarýna havale edilen Sikke-i Gaybiye'nin yaðlý kâðýda yazýlmasýný üç dört hüdhüdün mânen alkýþlamasý gösteriyor ki, inþaallah Sikke-i Gaybiye medrese-i Nuriyede parlak bir tarzda çýkacak ve güzel fütuhat yapacak.

Kahraman Tahirî'nin gönderdiði kýsa münâcât, sýhhatlidir. Fakat yalnýz baþtaki kýsmýn tercümesi var. Þimdi tam tercüme etmeye halim müsaade etmiyor; aynen yazýlsýn. Bu kýsacýk münâcât gösteriyor ki, enaniyet-i nefsiye ve hissiyat-ý hayatiye, Risale-i Nur'un telifi zamanýnda hükmetmemiþler, Nurlarýn ihlâs ve safiyetini bulandýrmamýþlar. Eski Harb-i Umumîde, daima þehid olmaya muntazýr olduðumdan, Ýþârâtü'l-Ý'câz tefsiri tam, hâlis yazýldýðý gibi, bu münâcâttaki tam rabýta-i mevtin kuvvetli tezahürü dahi, Nurlarýn sâfi ve hâlis bir mahiyet almasýna vesile olmuþ, inþaallah hissiyat-ý nefsaniye karýþmamýþ.

Nurlarýn birinci medresesi olan ve ben ruhen çok alâkadar olduðum Barla'nýn ehemmiyetli genç þakirtlerinden, aynen Denizli'den bana gelen Ahmed gibi, Mehmed gibi, bir Ahmed ve Mehmed buraya geldiler ki, o eski zamanda en ziyade alâkadar olduðum ve bana sekiz sene sadakatle hizmet eden Muhacir Hâfýz Ahmed, Mustafa Çavuþ hesabýna; merhum Mustafa Çavuþ'un mahdumu Ahmed, merhum pederi hesabýna ve berber Mehmed ise, kayýnpederi merhum muhacir Hâfýz Ahmed bedeline ve Barla'daki Nur þakirtleri namýna yanýma geldiler. Hakikaten ben, Barla'ya ve o zamana gitmiþ kadar sevindim. Mâþaallah, Barla, birinci medrese-i Nuriye olduðunu hissetmeye baþlamýþ. Ciddî bir intibah, bir alâkadarlýk gösteriliyor. Hattâ eskiden Onuncu Sözü tab eden Hacý Bekir, benim orada oturduðum odayý, herbir masrafýný deruhte edip, satmaktan men etmiþ. Nur þakirtlerinin bir misafirhanesi hükmünde muhafaza edilmesini Barla'ya haber göndermiþ.

Nur santralý kardeþimiz Hoca Sabri'nin, eskiden beri onun gibi Nurcu refikasýnýn ve mübarek mahdumu Nureddin'in (Yaþar) küçük bir mektuplarýný aldým.

Cenab-ý Hak onlara sýhhat ve âfiyet ve saadet ihsan eylesin. Âmin.

Gariptir ki, müstesna olarak her tarafta yaðmura ihtiyaç varken, bu Emirdaðýna mahsus þiddetli bir yaðmur ve emsali görülmemiþ fýndýk kadar taneleri büyük ve ekinlere çok faydalý bir dolu geldi. Þimdi yanýmda iki Nurcu kardeþler diyorlar ki: "Hem mucizatlý Kur'ân'ýn gelmesi ve Afyon'dan bir nüsha Zülfikar'ýn müsaderesi münasebetiyle ehemmiyetli bir hücum beklenirken, takdirle Emniyet Müdürü tarafýndan okunmuþ. Ve üçü Ýsmail namýnda üç ehemmiyetli memurun ayný vakitte Nurlara tam þakirt ve nâþir olmalarý bu yaðmura vesile oldu."

Çünkü þimdiye kadar çok tecrübelerle, Risale-i Nur'un serbest intiþarýyla belâlarýn ref'i ve ona iliþmek ve susturulmakla belâlarýn gelmesi sabit olmuþ, hattâ mahkemede ispat edilmiþ. Anlaþýlýyor ki, bu bahar fýrtýnasýnda iki haricî, iki dahilî dört cereyan, herbiri bir maksada göre ve Nurcularýn þevkine ve sa'ylerine iliþmek ve yüzlerini dünyaya ve siyasete çevirmek istemelerinden kuraklýk baþladý, inþaallah yakýnda ref olur.


radyobeyan