Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 173 By: hafiza aise Date: 08 Mart 2011, 16:33:25
Sýra No: 173


Aziz sýddýk kardeþlerim Tahirî, Sabri, Salâhaddin, Mehmed, Mustafa,

Evvelâ: Bu gelen þuhur-u selâsenin hürmetine ve Nur þakirtlerinin sadakat ve ihlâslarýnýn hürmetine, çok ehemmiyetli hakkýmda bir sebeb-i itab ve tokat bir hâdiseyi tamire çalýþacaðýz. Ve gücenmeyiniz. Þöyle ki, bu gece hiç görmediðim bir itab, bir tâzip suretinde mânevî bir þiddetli ihtar ile denildi ki: "Dünyaya, zevke, keyfe tenezzül etmemekle Nurlardaki ihlâs ve istiðnâyý muhafazaya mükelleftin. Ve bu asýrda(1) sýrrýyla dünyayý dine tercih etmek ve bilerek elmasý þiþeye tebdil etmek olan hastalýða, Nur vasýtasýyla çalýþmaya vazifedardýn. Yüz tecrübenizle de anladýn ki, insanlarýn hediyeleri, ihsanlarý, yardýmlarý, sana dokunuyor, hattâ seni hasta ediyor. Hergün eserini, tecrübesini görüyorsun. Senin en ziyade itimad ettiðin ve Risale-i Nur'un fedakâr kahramanlarýnýn yüzlerini Risale-i Nur'un hizmetinden ziyade kendi istirahatine çevirmeye sebebiyet verdin, ilââhir..." diye daha mânen çok söylenildi diye beni tam tekdir etti. Hattâ þimdi bir mânevî tokattan dahi korkuyorum. Bu hâdisenin çare-i yegânesi, bu otomobili alan sizler ilân edeceksiniz ki, "Bu kardeþimiz Said, bunu kabul edemedi, mânevî, dehþetli bir zarar hissetti."

Ýkincisi: Otomobil þimdi Konyalý Sabri'nin yanýna gönderilmeli, oraya gitsin. O razý olmazsa Medresetü'z-Zehra erkânlarýna gitsin. Sabri merak etmesin, her ay Nurlara onun harika hizmeti bir otomobil fiyatýndan ziyadedir. Onun için gücenmesin.

Saniyen: Kat'iyen biliniz ki, bu dehþetli itâbý gördüðümün sebebi, istirahat için bir arzu nevinde ve bir temenni tarzýnda, bir otomobille gezmeye gittiðim vakitte, otomobilci dedi ki: "Küçücük otomobiller çýkmýþ, bin lira gibi bir fiyatla satýlýyor."

Ben de temenni nevinden dedim ki: "Keþke, öyle bir emanet küçük otomobil elimize geçseydi, sair yerlerdeki Nurcu kardeþlerimi ziyaret etseydim" demiþtim.

Buna hakikî ve ciddî bir karar vermemiþtim. Bir arzu iken, buradaki iki has kardeþimiz, bu arzuyu ciddî bir karar zannedip bin lira deðil, dört bin liraya kadar fedakârâne çalýþmýþlar. Buraya geldikleri vakit, yedi saat memnuniyetle telâkki edip, o arzuyu bir dua-yý makbule zannettiðim halde, birden bu gecede mânevî itiraz ve itab gördüm. O arzumun hatâsýný anladým. Hiç görmediðim bu tarz mânevî itabýn üç sebebi var; baþka vakit izah edilecek.

Bu otomobili alan beþ kardeþimiz kat'iyen bilsinler ki, deðil beþinin bir otomobili sadaka ve ihsan ve hediye etmiþler, belki onlarýn hayýrlý niyetleri cihetinde Risale-i Nur dairesi hizmetinde herbiri tam bir otomobil fiyatý kadar bir hediye bilfiil yapmýþlar gibi mânen kabul edildiðine bana bir iþaret ve kanaat var. Madem, kardeþlerim, sizin hâlisâne bu hizmetiniz hakkýnýzda böyle makbuliyet var. Siz müteessir olmayýnýz. Beni de bu mânevî itabdan kurtarýnýz. Hem benim düstur-u hayatýma, hem Risale-i Nur'un sýrr-ý ihlâsýna gelmek ihtimali bulunan zararý çabuk tâmir ediniz. Hem o otomobil burada kalmasýn. En büyük hisseyi veren zâtýn yanýna gitsin. Üç ehemmiyetli sebebi izah ettiðim vakit, bu telâþýmýn hakikatini anlarsýnýz. Zaten hem þuhur-u selâse, hem üç ay mühim mecmualarýn çýkmasýna kadar bütün dünya saltanatý verilse de bakmamaya mecburum. Þayet otomobile verdiðiniz para tam çýkmazsa, o noksanýný alâküllihal ben herþeyimi satýp tekmil etmeye karar verdim.

Umumunuza selâm. Hakkýnýzý bana helâl ediniz. Ben de size helâl ediyorum.



1 "Onlar dünya hayatýný severler." Ýbrahim Sûresi, 14:3.

radyobeyan