Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 178 By: hafiza aise Date: 08 Mart 2011, 15:51:49
Sýra No: 178

Muhterem Üstadým Efendim Hazretleri,

Kardeþimiz Müteahhit Ýsmail Efendi, Hilmi Beyle hususî olarak her zaman görüþmekte olduðundan,

bu hususta lâzým gelen izahatýn verilmesini ona havale ederek, biz doðruca Diyanet Riyasetine gittik. Orada, evvelâ bizim Isparta'da iken tanýdýðýmýz müderris Hasan Hüsnü Bey vardý. Kendisi Diyanet Riyaseti Heyet-i Müþavere âzâsýndandýr. Onunla hususî olarak bir müddet görüþtüm ve izahat verdim. Bilâhare beraberce heyet-i müþavere odasýna giderek Ankara ehl-i vukuf raporunda imzasý bulunan müderris Yusuf Ziya'yý gördüm. Baktým, Zülfikar ve Asâ-yý Mûsâ mecmualarýyla, hakkýmýzda yazýlmýþ olan evraklar önünde duruyordu. Yanýnda yer gösterdi. Mufassalan izahat verdim. Dedim:

"Sizin raporunuz ve Denizli Mahkemesinin kararý ve Mahkeme-i Temyizin tasdiki varken, kitaplarýmýza vuku bulan taarruz ve bizlere verilen bu sýkýntý neden ileri geliyor? Madem cumhuriyet idaresinde kanun herþeyin fevkindedir ve onun hükmü câri olur. Biz kanun huzurunda beraat etmiþiz, bundan böyle bize iliþmemek gerektir. Bunun men'i, sizin vereceðiniz isabetli bir kararla mümkündür. Yoksa biz hakkýmýzý arayabiliriz" dedim.

Sonra ilâve etti: "Bu, oradaki adliye memurlarýyla zabýtanýn sizin meseleye vukuf-u tâmmeleri olmadýðýndan ileri geliyor. Þimdi evrak önümdedir. Su-i tevehhüme uðramýþ mütalâalarýna birer birer cevap vereceðim" dedi ve eserleri takdir ettiðini söyledi. Ben de Üstadýmýzýn selâmýný söyledim, bilmukabele selâm ve duanýzý istediðini bildirdi.

Ondan sonra oradan ayrýldým, Diyanet Reisinin yanýna girdim. Onunla da bir müddet görüþtüm ve izahat verdim. Cevaben, "Ben Hoca Hazretlerini Dârü'l-Hikmetten tanýrým, hürmetim vardýr. Kendisine selâm ve hürmetlerimi iblâð ediniz" dedi. Ve bize, "Lâzým gelen cevabý vereceðiz; inþaallah iyi olur" dediler. Ve bilumum Diyanet müntesipleri, eserleri takdirle karþýladýlar. Bu gibi yolsuz iþlerin, ancak âsâr-ý diniye mütalâasýnda hüsn-ü niyet taþýmayarak kendi kafalarýna göre mânâ vermelerinden ileri geldiðini anladým.

Ertesi gün, Mehmed Efendi kardeþimiz, Erzurum Meb'usu Vehbi Paþayý görmüþ. O zat dahi "Ben Dahiliye Vekilini görüp bu hususta uzun uzadýya görüþeceðim. Üstad Hazretlerine hürmet ve selâmlarýmý götürünüz" demiþ. Bunun üzerine parti erkânýyla görüþmeyi Ýsmail Efendiye havale ederek Ankara'dan ayrýldýk.

Kusurlu, âciz talebeniz Refet


radyobeyan