Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 179 By: hafiza aise Date: 08 Mart 2011, 15:46:25
Sýra No: 179

Bu þâþaalý baharýn çiçeklerini temâþâ etmek için arabayla bir iki saat geziyorum. Hiç hayatýmda görmediðim bir tarzda bütün çiçekli otlar, âdetin fevkinde bir tarzda büyümüþ, çiçekler açmýþ, tebessümkârâne tesbihat edip, lisan-ý hal ile Sâni-i Zülcelâllerinin san'atýný takdir edip alkýþlýyorlar gibi hakkalyakîn hissettiðimden, hayat-ý dünyeviyeye müþtak hissiyatým ve gafil ve tahammülsüz nefsim bu halden istifade ederek, dünyadan nefret ve hastalýklý ve sýkýntýlý hayattan usanmak ve berzaha gitmeye ve oradaki yüzde doksan dostlarýný görmeye iþtiyak cihetinde karar veren kalbime ve fânide bâki zevk arayan nefsime itiraz geldi.

Birden hissiyata da, damarlara da sirayet eden iman nuru o îtiraza karþý gösterdi ki:

Madem toprak bu kadar cemal ve rahmet ve hayat ve zînetlere maddî cihetinde mazhar olmasýndan hadsiz bir rahmetin perdesidir ve içine giren hiçbir þey baþý boþ kalmýyor. Elbette bütün bu zahirî ve maddî ziynetlerin ve güzelliklerin ve hüsün ve cemal ve rahmet ve hayatýn mânevî merkezlerinin ve bir kýsým tezgâhlarýnýn faal bir nev'i, toprak perdesinin altýnda ve arkasýndadýr. Elbette bu himayetli annemiz olan toprak altýna girmek ve kucaðýna sýðýnmak ve o hakikî ve daimî ve mânevî çiçekleri seyretmek, daha ziyade sevilir ve iþtiyaka lâyýktýr, diye o kör hissiyatýn ve dünyaperest nefsin itirazýný tamamýyla izale ve def etti.

dünyaperest nefsime de dedirtti.

Said Nursî


radyobeyan