Sýra No: 183
Aziz, sýddýk kardeþlerim,
Asâ-yý Mûsâ ve Zülfikar-ý Mucizât-ý Ahmediye ve Kur'âniye mecmualarýndan, münasip gördüðünüz zaman Ravza-i Mutahharanýn civarýndaki ulemaya göndermekle beraber, onlara yazýnýz ki:
"Nur Risalelerinin Medresetü'z-Zehrasý,Ravza-i Mutahharanýn
civarýndaki ulemanýn þefkatine çok muhtaç mânevî bir mahdumudur, bir talebesidir, þiddetli düþmanlarýn hücumuna mâruz kalmýþ bir þakirdidir ve âlem-i Ýslâmý daima tenvir eden sizin o büyük medresenizin küçük bir dairesi ve þubesidir. Onun için, o âlikadir üstad ve müþfik peder ve hamiyetkâr mürþid-i âzam olan zatlar, bu biçare evlâdýna tam mânevî yardým etmesini onlarýn ulüvv-ü himmetinden bekliyoruz. O pek büyük üstadlarýmýza takdim edilen iki kitap ise, bir talebe dersini ne derece anlamýþ diye, akþam üzeri üstadýna ve babasýna yazýp vermesi gibi, o iki dersimiz, o þefkatli allâmelerin nazar-ý müsamahalarýna arz edilmiþ" diye bir mektup yazýnýz ve selâm ve ihtiramlarýmý ve ellerinden öptüðümü teblið ediniz. Bu risalelerin müellifi Said Nursî, yirmi iki senedir inzivadadýr. Tecrid-i mutlak içinde bulunduðundan, halklarla görüþemez. Ancak zaruret derecesinde baþkalarýyla az bir zaman sohbet edebilir. Yanýnda hiçbir kitap bulunmaz. Bütün yazdýklarý, "Yüz otuz parça risalelerin menbalarý me'hazlarý yalnýz Kur'ân'dýr" diyor. Biz de bütün kuvvetimizle tasdik ediyoruz. Kendisi hem hasta, hem gurbette, hem periþan bir halde, bazan çok sür'atli yazdýðý risalelerde sehivler bulunabilir diye, sizin gibi allâmelerden nazar-ý müsamaha ile bakmanýzý rica ettiðini bize söyledi. Biz de ricasýný teblið ederek ellerinizden öperiz.
Nur þakirtlerinden Tahirî, Hayri, Mustafa, Sadýk, Osman, Hüsrev, Tahir