Mektup no 189 By: hafiza aise Date: 07 Mart 2011, 19:34:31
189
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ
Aziz, sýddýk kardeþlerim,
Evvelâ: Bu aþr-i âhir-i Ramazan’da her gece, hususan tek gecelerde Leyle-i Kadrin bulunmak ihtimali kuvvetli olduðunu hadis-i þerif ferman ediyor. Onun için, Nurcular o nur-u âzamdan istifadeye çalýþmak gerektir.
Saniyen: Hüsrev ve Tahirî gibi vazifelerini tam yapan ve bin Hüsrev ve beþ yüz Tahirî meydanda býrakan iki kardeþimizi ve onlarýn sisteminde bir Nurcuyu sulh mahkemesine vermek, inþaallah, neticesinde büyük bir inayet ve fütuhat olacak, hiç merak etmeyiniz.
وَعَسٰى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ sýrrýyla, bu hâdise zulmedenlere maddî-mânevî Cehennemi ve Nurculara dünyevî-uhrevî Cenneti kazandýrmaya bir sebeptir, inþaallah.
Salisen: Bu mektup münasebetiyle dünkü gün yanýma gelen mühim bir resmî memura böyle söyledim ki: Eski Said’in sergüzeþte-i hayatýndan harika üç vakýa, þimdi tahakkuk etmiþ ki, ileride çýkacak Risale-i Nur’un kerameti imiþ. Þöyle ki: 31 Mart hâdisesinde Hareket Ordusunun Baþkumandaný Mahmud Þevket Paþa bana karþý fazla hiddetli iken ve Divan-ý Harb-i Örfîde beni muhakeme ettikleri gün, on beþ adam karþýmda daraðacýnda asýlý bir vaziyette Divan-ý Harb-i Örfî Reisi Hurþid Paþa benden sordu: “Sen þeriatý istedin mi? Ýþte þeriatý isteyenler böyle asýlýrlar.”
Ben de “Þeriatýn bir meselesine bin ruhum olsa feda ederim” dediðim halde ve beni mahkûm etmeye pek çok esbap—muhbirlerin iftiralarýyla—varken, benim müstesna bir surette müttefikan beraatime karar vermeleri..
Hem eski Harb-i Umumînin nihayetinde, Ýstanbul’da Ýngilizlerin Baþkumandanýnýn eline benim Ýngiliz aleyhine þiddetli yazdýðým Hutuvat-ý Sitte ve Baþpapazýna tahkirkârâne sözlerim eline geçtiði halde, beni mahvetmek yüzde yüz ihtimali varken, hiddetini geri alýp iliþmemesi...
Hem Ankara’da, divan-ý riyasetinde pek çok meb’uslar varken Mustafa Kemal þiddetli bir hiddetle divan-ý riyasetine girip, bana karþý baðýrarak: “Seni buraya çaðýrdýk ki, bize yüksek fikir beyan edesin. Sen geldin, namaza dair þeyler yazýp içimize ihtilâf verdin.” Ben de onun hiddetine karþý dedim: “Namaz kýlmayan haindir, hainin hükmü merduddur.” Dehþetli bir put kýrdým.
Hazýr mebus dostlarým telâþ ettikleri ve herhalde beni ezeceklerini tahmin ettikleri sýrada, bana karþý bir nevi tarziye verip o mecliste hiddetini geri almasý, âdetâ dehþetli bir kuvveti ve hakikati hissedip geri çekilmesi, ikinci gün hususî riyaset odasýnda, Hücumat-ý Sitte’nin Birinci Desise içinde bulunan “Meselâ, Ayasofya Camii ehl-i fazl ve kemalden, ilâ âhir...” cümlesinden baþlayan, tâ Ýkinci Desiseye kadar, bir saat tamamen ona söyledim.
Bütün hissiyatýný ve prensibini rencide ettiðim halde bana iliþmemesi, hattâ taltifime çok çalýþmasý, kat’iyen bu üç cebbar fevkalâde kumandanlarýn bu üç acip hâletleri, âdeta eski Said’den korkmalarý, þüphesiz ki Risale-i Nur’un, ileride kahraman þakirtlerin þahs-ý mânevîsinin harika bir kuvveti ve Risale-i Nur’un parlak bir kerametidir.Rabian: Kardeþimiz Yâkup Cemal’in Denizli þakirtleri namýna Ramazan ve Leyle-i Kadir tebrikine karþý bin bârekâllah ve nefsine karþý mücadelesi veffakakellah ve Ýngiliz devletinin pâyitahtýnda, hatipleri kürsülerinde “Artýk Ýngiltere’nin Ýslâmiyeti kabul etmesi lâzýmdýr” diyerek baðýrdýklarýný ve beþeriyetin bütün hakikî ihtiyacatýný câmi olan Furkan-ý Hakîmin âyetlerini birer birer okuyup tefsir ve beyan ettiklerini, en son gazetede arkadaþlarýn okuduklarýný iþitiyoruz diye o kardeþimizin bu havâdisine bin elhamdü lillâh deriz. Evet o devletin hem dünyasý, hem saltanatý, hem saadeti onunla kurtulabilir.
Mübarekler pehlivaný ve Nurun büyük Abdurrahman’ý, büyük ruhlu Küçük Ali’nin Lemeat’taki muvaffakiyetine binler bârekâllah ve mâsum mahdumu Nur Mehmed’in hâfýzlýðýna bin mâþaallah, veffakakellah deriz. Fakat Lem’alar mecmuasýnda Siracü’n-Nur’a ve Sikke-i Gaybiye ve Týlsýmlar’a giren parçalar mükerrer olmamak için tensibinize havale ediyoruz. Umumunuza binler selâm...