Mektup no 193 By: hafiza aise Date: 07 Mart 2011, 19:21:55
Sýra No: 193
Aziz, sýddýk kardeþlerim,
Nurun küçük kahramanlarýndan muallim Mustafa Sungur, hem Eflâni, hem Safranbolu, hem Kastamonu, hem Ýnebolu, hem Daday, hem Araç kardeþlerimizin namýna bayram tebriki için yanýmýza geldi. Biz de onu bir küçük Said olarak hem size,hem o kardeþlerimize maddî ve mânevî bayramlarýný tebrik için gönderdik. Ve Emirdaðýnýn Süleyman Rüþtü'sü olan Çalýþkan Mehmed'i Siracü'n-Nur'u almak ve harice giden kitaplarý anlamak niyetiyle Ýstanbul'a gönderdik.
Nurlarýn muarýzlarý, her cihetle maðlûp olduktan sonra, zahiren bize hoþ görünmeyen ve hakikaten Nurlara daha menfaatli bir plân takip ediyorlar. Güya Nurcularýn tesanüdünü kýrýp, bilinmeyecek bir tarzda bazý mühim erkânlarýný baþka yerlere gitmelerine sebebiyet veriyorlar. Halbuki onlarýn gitmesiyle tesanüd kýrýlmadýðý gibi, gideceði yerlerde lüzumlarý var. Ezcümle, Muharrem'i Tavas'a, Mustafa Osman'ý Karabük'e, Refet'i Ýstanbul'a gibi... Bazý kardeþlerimizi daðýtmaya sebebiyet veriyorlar. Bu kardeþlerimiz de, onlara hissettirmeyerek, güya kendi ihtiyarlarýyla gidiyorlar. Hakikat ise, hiç ihsas edilmeyecek bir tarzda, tesanüde zarar niyetiyle öyle zemin ihzar ediliyor.
Hem bir plânlarý da, onlarýn usulünce hapse müstehak olduðumuz halde hapsimize taraftar çýkmýyorlar, "Aman hapse girmesinler" diyorlar. Sebebi: Birden Denizli hapsi bir Nur medresesi olmasýyla, hem oradan baþka hapishanelere gidenler oralarý tenvire çalýþmalarý, gizli düþmanlarýmýzý bütün bütün þaþýrttý, onun için hapisten çýkmamýza onlar da taraftar oldular.
Hem adliyeler, Risale-i Nur'un hakkaniyetine karþý bir nevi teslimiyetle, istikbalde gelecek olan þiddetli itirazdan çekinmek için çekindiler, keyfî kanunlarýn aleyhimizdeki hükümlerini nazara almadýlar. Ve muannid bazý dinsizler, Nurun hakikatine karþý maðlûp olup inadý terk ettiler. Gizli düþmanlar da, "Aman hapisten çýksýnlar, yoksa hapishaneler Nur medreseleri hükmüne geçecek" diye, üç kýsým da müttefikan beraatimize taraftar çýktýlar.
Bu da inayet-i Ýlâhiyenin Risale-i Nur'a verdiði bir keramettir ki, nasýl ki bu asrýn en dehþetli üç büyük kumandanlarýný korkutup harika bir tarzda, hem Mart hâdisesinde Hareket Ordusunun Baþkumandaný, hem Ýstanbul'un eski Harb-i Umumîdeki istilâsýndaki Hareket-i Milliye sýrasýnda Ýstanbul'u istilâ eden dehþetli ecnebî kumandaný korkutup bize taarruz edememesi ve hem Ankara'da, divan-ý riyasetinde en dehþetli reisin hiddetini tarziyeye çevirmesi gibi, üç adliyenin de dokunaklý, þiddetli müdafaata karþý binler bahane tutabildikleri halde, hakperestane ve musalâhakârane, ittifakla beraat kararýný vermeleri, elbette Kur'ân'ýn bir mucize-i mânevîsi olan Risale-i Nur'un bir kerametidir diye kat'î bu gece bir ihtar hissettim ve kaleme aldým. Fakat gayet müþevveþ ve tashih ve ýslah edilmeden size gönderildi.