Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 209 By: hafiza aise Date: 07 Mart 2011, 17:15:45
Sýra No: 209

Aziz, sýddýk kardeþlerim,

Evvelâ:
Medresetü'z-Zehranýn üç þakirdinin hafifçe bir ay hapis cezasý ve pek haksýz ve çok mânâsýz ve soðuk hâkimin hiddetine mâruz kalmalarýna mukabil, kat'î bir kanaatle ve çok emarelerin kuvvetiyle müjde veriyoruz ki, o þakirtler ve yardýmcýlarý, o adamýn küçücük verdiði ceza ve mânâsýz hiddetine bedel; ruhanîler, melâikeler ve istikbaldeki nesl-i âti milyonlar alkýþlamalarla öyle þakirtleri tebrik ediyorlar. Ve haps-i ebedînin milyonlar sene cezalardan kurtulmaya vesile olduklarý için, böyle sinek kanadý kadar ehemmiyeti olmayan bu gibi tâciz ve tâzipleri hiçe indirir, belki iftiharla sevindirir.

Evet, bir asýr evvel dünyanýn en akýllý ve en müdakkiki ve filozofu ve saltanatlý hâkimi telâkki edilen ve kendi Hýristiyan iken bütün eski dinleri ve kitaplarý hiçe indiren, belki inkâr etmek cür'etini gösteren, gayet enaniyetli ve þöhretli olan Prens Bismarck'ýn Kur'ân-ý Hakîmin önünde kendi imzasýyla ve bütün kuvvetiyle tasdikkârane secde etmesini yazan ve inat ve enaniyetini ve dinsizliðini býrakýp Kur'ân'a teslim olduðunu âleme ilân ettiðini ceridelerde neþredildiði bir hengâmda ve bütün edyân-ý semâviyeyi inkâr eden ve þark-ý þimalîdeki þimdiki dehþetli hükûmetin teþvikiyle

kesretle içindeki Müslümanlarý hacca gönderip, âlem-i Ýslâm nazarýnda dinsizliðini ve inat ve adâvetini býrakmak tarzýnda, güya Kur'ân'ý inkâr edemiyor ve azametine karþý bir nevi teslimiyet ve dehalet tarzýnda, "Buradakilerden daha ziyade Kur'ân'ý ehemmiyetli biliyorum" diye, "Bu noktada onlar benden daha geri düþüyorlar ki, benim kadar hacý gönderemiyor" demesine mukabil, buradakiler dahi, mâþaallah, tam müsaade ettikleri halde ve böyle siyasî propaganda edildiði bir zamanda, Medresetü'z-Zehranýn Nur þakirtleri, o mahiyet ve azametteki Kur'ân-ý Mucizü'l-Beyan'ýn hakikatlerini Zülfikar ve Asâ-yý Mûsâ gibi harika risalelerle mucizelerini kalemleriyle neþredip en muannid dinsizleri tasdike mecbur etmelerine mukabil, ehl-i dalâletin hücumu, elbette deðil yalnýz ehl-i hakikat insanlarý, belki ruhanîleri, belki melekleri de aðlatýr ve arzý ve semayý hiddete getirebilir.

Madem iki sene tetkikten sonra Âyetü'l-Kübrâ eski harflerle tab edilen bin nüsha ve Nurun bütün risaleleri ittifakan beraatle beraber umumu iade edilmiþ. Aynen iade edilen bazý risalelerin eski hurufla teksirini bir suç sayýp ceza vermek, adliyeleri cidden alâkadar edip adalet þerefini kýrýyor.

Saniyen: Benim hususî kâtibim þimdi yok, baþka kâtipler de benim dilimi iyi anlamýyorlar; ben de hem rahatsýz ve hem de geç ve güç yazabiliyorum. Halbuki, dünden beri yirmiye yakýn mektuplar geldi. Ýçinde de pek çok kardeþlerimiz ve hemþirelerimizin isimleri var. Biz, onlarýn umumunun hem bayramlarýný tebrik ediyoruz, hem yeni þakirt olmak isteyenleri ruh u canýmýzla kabul ediyoruz. Ve onlarý öyle sevk eden zatlara da Allah razý olsun ve kalblerindeki muradlarý ne ise Cenab-ý Hak onlarý muvaffak eylesin deriz.

Salisen: Nur santralý Sabri'nin (r.h.) Lâhikaya girecek güzel mektubu ve Ali Osman ve Çilingir Ali'nin Nurlarýn neþrindeki kudsî hizmetleri ve Ýbrahim Edhem'in Balýkesir ve sair taraflarda tesirli faaliyeti ve onun irþadýyla çoklarýn Nur dairesine girmesi ve Ahmed Fuad'ýn da Eflâni havalisinde Hasan Feyzi gibi faaliyeti ve þiddetli alâkasý; ve Konyalý Sabri'nin genç mekteplilerin çoklukla Nur dairesine girmelerine çalýþmasý ve baþta müfessir, hacý ve hoca Vehbi Efendi ve Konya ulemasýnýn Nurlara karþý hüsn-ü teveccühleri ve tasdikkârane münasebetleri; ve muallim Abdurrahman Ýhsan'ýn hasbihal mektubundaki samimî ve ciddî Nura alâkadarlýðý; ve Tavþanlý Vâizi Osman'ýn mektubunda pek samimî ve ciddî iki üç zatýn Nur þakirtliðine kemâl-i ciddiyetle girmeleri; ve Eðirdir köylerinde Ali Osman'ýn ve Halil Ýbrahim'in tasdikiyle çok hâlis Nurcularýn yetiþmesi; ve Ankara dârülfünununda Nura ehemmiyetli hizmet eden ve Kastamonu'da mektep gençlerinden en evvel Nurlara giren ve Ankara'daki Abdurrahman'ýn oðlu Vahdet'i himaye ve muhafazaya çalýþan Araçlý Abdullah'ýn mektubunda tam imanlý ve dindarane ve müjdekârâne yazmasý ve orada okuyucularýn çok olmasýyla ellerindeki risalenin kâfi olmadýðýna ve Konyalý arkadaþý Mehmed ile beraber gençler içerisinde Nur neþretmeleri; ve Aydýn tarafýnda inþaallah bir Ahmed Feyzi hükmünde, Nurlarla gayet alâkadar Ali Akdað'ýn güzel ve samimî mektubundaki dualarý ve tavsifleri ve Nurun tesirlerini hissetmesi gibi fýkralarýn mealleri, bizi ve Nur dairesini tamamýyla mesrur ettiði gibi, bu bayramda da büyük bir mânevî hediye olarak kabul ediyoruz. Cenab-ý Hak, onlarýn umumundan razý olsun. Hususî ve ayrý ayrý mektup yazamadýðýmdan gücenmesinler.

Hüsrev'in lâyiha-i temyize ait mektubunu hiç iliþmeden kabul ettiðim için, sizdeki ayný suretini Mahkeme-i Temyize gönderebilirsiniz. Madem sizde bir sureti vardýr, bu mektubu göndermeden Lâhikaya da geçsin. Þimdi gelen mektupta Gençlik Rehberi'nin fiyatýný siz benden daha iyi bilirsiniz. Bir veya bir buçuk banknottan aþaðý olmasýn. Hüsrev'in kalemi Dördüncü Söze baþlamasýna bin bârekâllah deriz. Allah muvaffak eylesin, âmin.

Safranbolu kahramaný berber Hýfzý, Hüsnü, Yýlmaz iki mâsum Nurcu mahdumlarýyla ve Ýnebolu kahramanlarýndan Ali Osman ve iki Nurcu mahdumlarýnýn bayram tebriklerine mukabil selâm, hem muvaffakiyetlerine dua ederiz.


radyobeyan