Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 214 By: hafiza aise Date: 07 Mart 2011, 17:06:03
Sýra No: 214

Aziz, sýddýk kardeþlerim,

Evvelâ: Nurun ehemmiyetli kahramanlarýndan Nur'un ehemmiyetli mecmualarýný Mekke-i Mükerremeye götürüp gayet büyük bir Hindli âlim Ahmed Ali Þimþirî'ye teslim edip, hem Hintçe tercüme etmeye ve Hind'e de göndermeye teminat alan kardeþimiz Hâfýz Mustafa'ya binler bârekâllah ve mâþaallah ve es'adekâllah deriz. Medresetü'z-Zehra, Mekke-i Mükerremedeki o büyük zatla muhabere etsin. Adresi þudur: "Mekke-i Mükerremede Babü's-Selâmda Ahmed Ali Þimþirî" diye mektup yazabilirsiniz.

Saniyen: Bu defaki hadise, bir habbeyi, evham yüzünden çok kubbeler yaptýklarýný öðrendik. Bir emaresi de þudur:

Dahiliye Vekilinin emriyle gece içinde Afyon Vâlisi, Emniyet Müdürüyle buraya gelip gecede menzilimi basmak istemiþler. Müdde-i Umumî muvafakat etmediðinden, sabaha kadar bekleyip, en ziyade aleyhimizde bulunan iki adamý tayin edip, kilidimi kýrýp füc'eten baskýn vermeleri; hem ayný gün faytonla çýktýðým vakit-burada emsali vuku bulmayan-beþ tayyare pek aþaðýda uçup benim faytonumu bildikleri için etrafýmda iki defa dönmeleri, ikinci gün baþka bir tarafa, çok görünmeyen gizli bir dere tarafýna faytonla giderken, aþaðýda uçan beþ tayyareyi birþey arýyor gibi gördük, anladýk ki, bizi arýyorlar. Yine aynen evvelki gün gibi, o beþ tayyare etrafýmýzda ve kasaba üstünde gezip, odamýza girdiðimiz zaman onlarýn da gitmeleri kuvvetli bir emaredir ki, bir habbe yüz kubbe yapýlmýþ. Burada böyle mânâsýz, evham yüzünden bana eziyet verilmesi ve Medresetü'z-Zehranýn kahramanlarýna buraya nisbeten bu üç senede on dereceden yalnýz bir derece eziyet verilmek cihetiyle, Isparta hükûmetine ve adliyesine teþekkürümü ve minnettarlýðýmý ve onlarýn verdiði eziyetleri de helâl ettiðimi bildirirsiniz.

Salisen: Bu defaki musibette, her vakit olduðu gibi, yine kaderin adaletine ve inayet-i Ýlâhiyenin feyzine baktým, gördüm ki: Sair vilâyete nisbeten bir derece Nurdan geri kalan ve Nur dairesine de yakýn bulunan Kütahya ve adliyesini ve hükûmetini, Denizli, Kastamonu gibi Risale-i Nurla alâkadar etmek; evet, ne kadar fikri ve vazifesi aleyhimizde olsa da, her halde kalbi, ruhu Risale-i Nur'dan imaný cihetinde büyük istifade etmek ve Nurculara da sevap kazandýrmak hikmetiyle, o vilâyete gönderildi. Kader-i Ýlâhî dahi bana bir þefkat tokadý olarak, Dahiliye Vekili Erzurumlu ve hemþehrim ve Afyon Valisi (Antalyalý) ve þimdiye kadar bana iliþmemesi cihetiyle demiþtim: Gerçi serbest oldum, þimdi böyle insaflý bir vali buldum, Emirdaðýndan gitmeyeceðim diye bir nevi sevinç ve ihtiyatsýzlýðýmýn cezasý olarak, o iki adamýn elleriyle kader-i Ýlâhî bana tokat vurdu, adalet etti.

Afyon Valisi, Emniyet Müdürü ve buradaki heyetiyle meselemize dair Ankara'ya yazmýþlar ki: "Cemiyetçilik, tarikatçýlýk gibi meseleler yok. Fakat Said Nursî'nin onun sözüyle kendini feda edecek iki yüz bin Nurcu kardeþleri var" diye, baþka bir cihette yine hükûmete büyük bir evham vermiþler. Fakat onlarýn bu yazmasýnda, Nura ve Nurculara bir fayda ve benim þahsýma da belki bir zarar ihtimali var.

Faydanýn bir ciheti þudur ki: Bu kadar aðýr þerait içinde öyle demir gibi sarsýlmaz bir hakikat var ki, iki yüz bin Türk ruhunu ona feda edecek o hakikatin müþterisi bulunur. Bu noktada, zayýf imanlý olanlar imanýný kuvvetlendirir. Ehl-i siyaset de ve imanýný kaybedenler onlara iliþmekten korkarlar, daha çabuk taarruz edemezler.

Bana zararý ise, Cenab-ý Hak, Hâfýzdýr. Beni çürütmek ve kardeþlerimi benden kaçýrmak ve kardeþliðimizi kýrmak için, þeytanýn bile hatýrýna gelmeyen iftiralar ve isnadlarla benim ehemmiyetimi kýrmak için çalýþmalarý muhtemeldir.

Ehl-i vukuftan ve Diyanet Riyasetinin müþavirlerinden Yusuf Ziya ve oradaki hocalar, Risale-i Nur'un tamam bir takýmýný bizden istiyorlar. Hem zerrelere ait Otuzuncu Söz ve Otuz Ýkincinin Birinci Mevkýfýnýn baþýndaki Zerre bahsi ve Hüve Nüktesi ve Tabiat Risalesinin Zerre bahsi gibi parçalarý, rica suretinde ve hürmetkârâne, oraya gönderdiðimiz Hasan Çalýþkan ile cevap göndermiþler. Güya 2 mânâsýný anlamak istiyorlar ve bu parçalarla anlaþýlýr ve þimdi serbest ifsada baþlayan maddiyunlarý susturur.

Said Nursî


radyobeyan