Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 26 By: hafiza aise Date: 05 Mart 2011, 10:40:52
26

[Bera-yý malûmat size gönderildi.]

Büyük Doðu’nun yirmi dokuzuncu sayýsýnda; “Lozan’ýn Ýçyüzü” diye yazýlan makaleden.

Ýngiliz murahhas heyeti reisi Lord Gürzon, nihayet en mânidar sözünü söyledi. Dedi ki:

“Türkiye Ýslâmî alâkasýný ve Ýslâmý temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs birliði etmiþ olur ve Hýristiyan dünyasýnýn hürmet ve minnetini kazanýr; biz de kendisine dilediðini veririz.”

Lozan’da Türk murahhas heyeti baþkaný bulunan ve henüz hakikî kasýtlarý anlayamayan Ýsmet Paþa, bir aralýk bütün Hýristiyan emellerinin Türkiye’yi mazisindeki ruh ve mukaddesatý kökünden ayýrmak olduðunu sezdiði halde, þu gizli ivaz ve teminatý veriyor ve diyor ki:

“Eskiden beri kökleþmiþ ve köhne engellerden, yani an’ane-i Ýslâmiyetten kurtulmak hususunda besledikleri—yâni Ýsmet’in beslediði—azmin, inkâr edilmez delilidir.”

Harfi harfine iktibas ettiðimiz bu sözlerle, Türk baþmurahhasýnýn, yâni Ýsmet’in, eskiden kökleþmiþ ve köhne olmuþ engellerden kurtulmak hususunda Türk milletine beslediði kat’î azimle ne kasdettiðini ve bunu hangi maksat altýnda Ýslâmiyet düþmanlarýna ivaz diye takdim ettiðini sormak lâzýmdýr.

Konferansýn birinci defasýnda Türk baþmurahhasý, bizzat karar vermek vaziyetinde olmadýðý ve büyüðüne, yani Mustafa Kemal’e bildirmek zorunda olduðu için, memlekete dönüyor; kendisini Haydarpaþa’dan Ankara’ya götüren tren ve devlet reisini (Mustafa Kemal) Ýzmir’den Ankara’ya götüren trenle Eskiþehir’de buluþuyor. Bir arada ve baþ baþa seyahat... Sonra Ankara gizli meclis toplantýlarý... Fakat esas meselelerde daima baþ baþa. Mustafa Kemal ile Ýsmet beraber içtimalarý ve karar: “Din öldürülecektir.”

Lozan Konferansýnýn ikinci safhasý: “..... Artýk herþey Türkiye hesabýna çantada hazýrdýr. Yani dini terk ile herþey yapýlacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve Ýsmet hükûmeti)bundan böyle, bu millette, Ýslâmiyeti katletmek prensibiyle hareket etmekte, hasým dünyanýn kumandanlarýndan, yani düþman ehl-i salip kumandanlarýndan, dini vurmakta daha hevesli olduðu ve örnekler vereceði ve bilhassa hudut dýþý deðil de, hudut içi ve millî irade yaftasý altýnda çalýþacaðý þüpheden varestedir.”

Nihaî Vesika

Lozan Muahedesinden sonra, Ýngiltere Avam Kamarasýnda, “Türklerin istiklâlini niçin tanýdýnýz?” diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon’un verdiði cevap:

“Ýþte asýl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve þevketlerine kavuþamayacaklardýr. Zira biz onlarý, mâneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüþ bulunuyoruz. Yani Mustafa Kemal ve Ýsmet’in verdikleri karar, Türk milletini Ýslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararýdýr.”

Artýk bunun üzerine herþey ap açýk anlaþýlýyor, deðil mi?

Gizli anlaþmanýn entrikasý


Türklere dinlerini ve din temsilciliðini feda ettirmek þartýyla, sun’î istiklâl iþinde gizli anlaþmanýn müessiri, tek kelime ile, Yahudiliktir. Buna memur-u müþahhas kimse de, þimdi Mýsýr Hahambaþýsý bulunan Hayim Naum’dur. Bu Hayim Naum, bu korkunç teþebbüse evvelâ Amerika’da Türkler lehinde bir seri konferans vermek ve emperyalizma þeflerine, Türkün maddesini serbest býrakmalarý, buna mukabil ruhunu, tâ içinden ve kendi öz adamlarýna yýktýrmalarý fikrini telkin etmek suretiyle baþlamýþtýr. Yani, masonluk hasebiyle Kur’ân’ýn ahkâmýný kaldýrmak, milleti dinsiz yapmak. Hayim Naum müthiþ plânýnýn zeminini Amerika’da hazýrladýktan sonra Ýngiltere’ye geçmiþ ve hâlis Yahudi olan Lord Gürzon ile temas ederek þu teklifte bulunmuþtur:

“Siz Türkiye’nin mülkî tamamiyetini kabul ediniz. Onlara ben Ýslâmiyeti ve Ýslâmî temsilciliklerini ayaklar altýnda çiðnetmeyi taahhüt ediyorum.”

Ayný Hayim Naum Türk murahhaslar heyetine müþavir sýfatýyla sokulmanýn da yolunu bulmuþ, yani Mustafa Kemal ve Ýsmet’i kendine dost bulmuþ. Onun için üçü birleþmiþ. Ve artýk arada santralýn intizamla iþlemesine hiçbir mâni kalmamýþtýr.

Hayim Naum o sýrada Ankara’ya kadar da uzanarak plânýn muvaffakiyeti için gereken en mühim ve merkezî þahýs nezdinde—yani Mustafa Kemal yanýnda—emin bulunduðu tesirinin derecesini ölçmek istemiþtir. Öyle ki, bu tesir, mahut mevzuda Hayim Naum’dan daha heveskâr ve gayretli bir Ýslâmiyet düþmanýna tesadüf etmekle muradýna ermiþ ve artýk Türkü içinden vurmanýn plânýný gerçekleþtirmek için her unsur tamamlanmýþtýr.

Ýþte bu ehemmiyetli vesika, tam tamýna Risale-i Nur tercümanýnýn kýrk küsur sene evvel hadis-i þerifin ihbarýna dair beyan ettiði hâdiseyi tasdik ettiði gibi; ve Þeriat-ý Ahmediyeye ihanet eden o dehþetli þahsýn mühim bir kuvveti Yahudi olduðu, Yahudi olan Lord Gürzon ile Hayim Naum o ihbarýn hakikatýný gösterdiklerini ve yirmi beþ seneden beri Nurcularýn imhasýna keyfî kanunlarla dehþetli zulümlerin hikmetini tam gösteriyor.


radyobeyan