Mektup no 35 By: hafiza aise Date: 04 Mart 2011, 17:41:20
35
Aziz, sýddýk kardeþlerim,
Evvelâ: Sizi tebrik ediyorum. Ve bu defaki Hüsrev’in bakanlara yazdýðý istida, pek mükemmel bir vesika-i tarihiye hükmündedir. Fakat bir iki gün evvel Sungur’dan aldýðýmýz bir telde, 185 eserin verilmesine emir verilmiþ. Bu adetli cümleyi anlayamadýk. Telgrafhanede müdürden sorduk. O memur onu yanlýþ almýþ. Makineden ben kulaðýmla iþittim, “Ve bütün eserlerin geri verilmesine” demektir. Hatýrýmýza geldi ki, acaba 130 risalenin bazýlarýný müteaddit cüzleri birer risale yapýp 185’e mi çýkardýlar diye ihtimal verdik. Ve anlayamadýk.
Hem Yeni Sabah gazetesi yazdýðý gibi, Medresetü’z-Zehrayý Doðu Üniversitesi namýyla büyük bir Ýslâm Darülfünunu Reis-i Cumhur tabiriyle, “Her müþkilâtý iktiham edip onun yapýlmasýna çalýþacaklarýný” haber aldýk. Ýnþaallah, kýrk senedir takip ettiðimiz mühim bir maksadýmýz, vatan ve milletin menfaati için yapmaya mecbur olacaklar.
Saniyen: Gönderdiðiniz, üç sene bizim gibi hapiste bulunan Zülfikar ve Asâ-yý Mûsâ’dan ehemmiyetli yerlere birkaç tane gönderdim. Ezcümle, Cezire’de cami imamý Vastanlý Abdurrahim benim eski talebelerimden olup buraya kadar geldi. Ben on adet mühim kitaplardan verdim. Fakat hatýrýma geldi ki, Zülfikar’ýn Mu’cizât-ý Kur’âniye Dördüncü Zeylinin iki yerde—biri sekizinci satýrda, biri on ikinci satýrda—”lâ’nýn” yerine “lâm’ýn” yazýlmýþ. Halbuki lâm Kur’ân’da otuz bindir. Lâ on dokuz bindir. Bu sehiv baþka nüshalarda kýsmen tashih edilmiþ. Fakat mahkemenizde kalan Zülfikar’larda tashih edilmemiþ. Ben de burada unuttum. Siz Cezire’nin müftüsü vasýtasýyla o imam Abdurrahim’e müstensihin bu sehvini tashih edilmesini yazarsýnýz. Tâ ki Medresetü’z-Zehranýn erkâný bu vasýta ile Cezire ile dahi münasebettar olsun diye size havale ediyorum.
Hem bu defa Hüsrev’in mektubunda Zübeyir’in Nazif’e göndereceði pusulayý oraya sehven gönderdiðini anladým. Hüsrev’in de küçük bir sehvi var. Çünkü Yirmi Dördüncü Mektup deðil, Yirmi Dördüncü Sözün Onuncu aslýna dair Nazif’e bir kýsacýk mektubum vardý. Sureti burada kalmamýþtý. Onuncu Aslýn suretini Nazif’e gönderip o pusulanýn suretini bize göndermesi için demiþtim. Halbuki Onuncu Aslý sehven size göndermiþ. Fakat gayet parlak, uzun istidasý, bu küçücük sehvini hiçe indirdi, affettirdi.
Bu meselenin sýrrý budur. Nazif büyük bir hayýr yapmak için Nurcularýn ehemmiyetli bir virdi olan Cevþenü’l-Kebir’i makine ile teksir etmiþ. Bunun sevabýna dair, haþiyesindeki pek harika ve müteþabih hadislerden faziletine dair olan parçayý beraber teksir etmek için bana yazmýþtý.
Ben de dedim: Otuz beþ seneden beri hergün Cevþen’i okuduðum halde o haþiyeyi üç dört defadan ziyade okumadým. Onun için onun ayný münasip olmaz. Tâ muarýz ve zýndýklar itiraz parmaklarýný uzatmasýnlar. Ýnþaallah yakýnda o mübarek Cevþenü’l-Kebir Nurcularý þevkiyle tenvir edecek.
Salisen: Ankara ve Ýstanbul Üniversite Nurcularý Ýstanbul’da iki bin adet Rehber’i tab ediyorlar. Zannýmca büyük Rehberdir. Daha iyi. Ýnþaallah gençlere büyük bir rehber olur. Kýlýnç Hacý Ali’ye Medresetü’z-Zehra ile münasebettar olmak için siz yazýnýz ki: Asâ-yý Mûsâ’yý edip âlimler, güzelce tercüme etsinler. Tâ o tercüme münasebetiyle âlem-i Ýslâmýn o üstadlarý Nurlarla alâkadar olsunlar.
Rabian: Hacca giden kardeþimiz marangoz Ahmed selâmetle gelmiþ mi, merak ediyorum. Hem Zülfikar ve Asâ-yý Mûsâ’nýn âhirinde Hüsrev’e ve yardýmcýlarýna olan ayný duayý Mustafa Gül ve refiklerini ilâve ile Sözler mecmuasýnýn âhirinde yazýnýz. Bâkî umumunuza selâm.
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Kardeþiniz
Said Nursî