Emirdað Lahikasý
Pages: 1
Mektup no 58 By: hafiza aise Date: 04 Mart 2011, 16:08:11
58

Müdafaatýn bir Haþiyesidir

Bu mealde adalet-perver Demokratlara istida yazabilirsiniz. Ben hastayým. Siz nasýl münasipse öyle yapýnýz.

Avukatýmýzdan bir gün evvel aldýðýmýz mektupta, kitaplarýmýzýn suç mevzuu olan ve olmayanlarý, hiçbir kanuna uymayan bir tarzda, binler kelime içinde, bir risalede, birtek kelimeyi bahane edip, suç mevzuu yapmak, o risaleyi vermemek suretiyle Nurlarýn intiþarýna garazkârane mâni olmak fikriyle, hem kararnamelerini Mahkeme-i Temyizce bütün bütün bozan kararnamede, suç mevzuu gösterdikleri bizim aleyhimizde olmadýðý halde ve müddeiumuminin iddianamesine karþý hatâ-savap cetvelinde seksen bir hatâsýný ve garazkârlýðýný kat’î ispat ettiðimiz halde, þimdi ayný garazkârlýkla ve dört yüz sahife Zülfikar risalesini, birkaç satýr tesettür ve irsiyet hakkýndaki, yüz bin tefsirin ayný mânâyý söylediklerine binaen, otuz kýrk sene evvel yazýlan cümlelerini suç mevzuu yapýp, o mecmuayý müsadere edip bize vermemek, dünyada hangi kanun buna müsaade eder?

Hem Afyon’un mahkemesindeki eserler—tekrarat-ý Kur’âniye ve melekler hakkýndaki iki parçacýk müstesna olarak—bütün eserler iki sene hem Denizli, hem Ankara Aðýr Ceza Mahkemesi beraatine karar vererek, içinde suç mevzuu bulamadýklarý ve bize iade etmeye karar verdikleri ve ayný eserler Isparta hükûmetinin bir vakit müsadere ile tamamen eline geçtiði halde, tamamýyla sahiplerine iade ettikleri, sonra da Zülfikar’la Asâ-yý Mûsâ’yý ruhsatsýz eski yazýyla neþir bahanesiyle dört seneden beri müsadere edildikleri ve aynen hiçbiri zâyi olmadan yüz yetmiþ adet mecmuada bir suç mevzuu bulamadýklarý için bizlere tamamen iade ettikleri ve bizim en mühim suçumuz olarak gösterdikleri, eski partinin bir kýsým þeflerine hakikat namýna itirazýmýzýn yüz misli ziyade þimdi dinî mecmualar, resmî cerideler ayný itirazý þiddetle vurduklarý halde, Risale-i Nur’un bir mahrem parçasý, þimdiki zamaný tamamýyla tayin ettiði bir hakikatini tefsir bahsinde ispat etmiþ ki, “Ölmüþ bir þeftir” demiþ.

Ýþte hakikat böyleyken, Afyon Mahkemesi, adalet namýna deðil, belki o ölmüþ adamýn muhabbeti taassubuyla, eski harfle de neþredilen kararnamenin âhirinde, bizi mahkûm etmek için en mühim sebep savcýnýn garazkârlýðý sebebiyle mahkeme heyeti demiþler ki:

“Said ve arkadaþlarý, Mustafa Kemal’e din yýkýcý, süfyan demiþler ve kalblerdeki sevgisini bozmaya çalýþmýþlar. Onun için mahkûm ediyoruz.”

Acaba ölmüþ gitmiþ bir adamýn þahsýna karþý bin defa böyle itiraz da olsa umumî bir dâvâ oluyor. Mahkeme-i adalet buna dair böyle bir hükmü vermek, elbette pek acip bir mânâ iþ içinde var.

Þimdi böylelerin elindeki dört defa Nur eserleri beraat kazandýklarý ve þimdi Dahiliye Bakaný, evvelce Adliye Bakaný üç defa beraatine ve suç mevzuu olmadýðýna ve bizi mahkûm eden Afyon kararýný bozmasýyla, suç mevzuu olmadýðýna hüküm verdiði halde, þimdi bütün millet, adalet ve þefkat ve diyanete hizmet bekledikleri Demokrat hükûmeti zamanýnda, eski müstebitlerin dehþetli plânlarýyla Risale-i Nur’a karþý garazkârlarýnýn keyfine býrakmak, Demokrat hükûmeti aleyhinde büyük bir hýyanettir. Ve milletin tesellî-i ümidini kýrmaktýr.

Benim Ankara’da bir vekilim Mustafa Sungur’dur. 17.11.1950 tarihli çektiði telgrafta, umum risalenin bize iadesine karar verilmiþ diye müjde verdi. Ve âdil Adliye Vekili üç defa beraat verdiði ve þimdi de Sungur’un mektubuna göre, hem iadesine emir verildiðini ve “Þimdi telefonla haber vereceðim” söyledikleri halde, bu on altý senedenberi aleyhimizde olan iftiralar ve jurnaller hem Eskiþehir, hem Denizli mahkemesinde bütün dosyalarý Afyon Mahkemesi toplamak ve af kanununun çýkmasýyla ve mahkemelerin beraat vermesiyle, o mübarek eserleri, o dosyalar içerisine karýþtýrarak çürütmek için mahzene atmak ve üç seneden beri bizi aldatan bazý eþhasa Nurlarýn iþlerini býrakmamak lâzým geliyor. Baþbakan ve Maarif Bakaný ve Dahiliye Bakanýna bu gayet mühim meseleyi nazar-ý dikkatlerine arzediyorum.

Said Nursî


radyobeyan