Camilerden faydalanma By: sumeyye Date: 02 Mart 2011, 16:50:19
C- CAMÝLERDEN FAYDALANMA
Âlimlerin, hukukçularýn camilerde, mescidlerde oturmalarý, ders okutmalarý, fetva verme iþlerine gelince: Rekabet için böyle bir iþe giriþmiþlerse, her bir âlim ehil olmadýðý konulardan uzak kalýr, birbirleriyle münakaþalardan kaçýnýrlar. Bunlarý yapmazlar, talebeleri, doðru yolu bulmak ve bilmek isteyenleri sapýtýrlarsa sonunda kendileri aþaðý duruma düþerler, zelîl olurlar. Hadîs-i þerifte þöyle buyurulmuþtur:
"Fetvalarda en cüretli hareket edeniniz, sîzi Cehennemin tuzaklarýna cür'etle hazýrlayanlardýr."[172]
Halîfe, kabul veya reddetme" bakýmýndan âmme menfaatlerinin gerektirdikleri ne ise ona göre durumlara bakar, kontroller yapar, kararýný verir. Ders okutmaya ehil olan biri bir mescidde ders okutmak ve fetva vermek isterse, mescidin durumuna bakýlýr. Mahalle mescidiyse, imamý halîfe tarafýndan tâyin edilmemiþ-se, ders okutmak ve fetva vermek için, Devletin ve halifenin iznine lüzum yoktur. Mescidin imamý olmak için izne ihtiyaç olmadýðý gibi, ders ve fetvalar vermede de izne ihtiyaç yoktur. Camiler veya büyük mescidlerse ve imamýnýn tâyini halîfe tarafýndan yapýlmýþsa o zaman ülkenin örf ve âdetine, emsallerinin ne tarz hareket ettiðine uyulur. Ýmamý halîfe tâyin etmiþse, ders verme ve fetvalarda bulunma hususunda da halîfeden izin almak gerekir. Tâyinle imamlýk yapan þahýs bu noktaya dikkat eder.
Kendini tâyin eden makamdan ders ve fetva için izin ister. Ancak o zaman bu iþleri yürütebilir. Halîfe aleyhinde dedikodu olmamasý için izin alýnmasý, yetkili makamlara haber verilmesi gerekir. Ders okutma ye fetvalar verme konularýnda Halîfenin görüþü, aydýnlýða kavuþmamýþ sa, diðer küçük mescidlerdeki gibi, izin istenmeden de ders okutulur.
Cami ve mescidlerde ders ve fetva vermek için bir yer tâyin edilmiþse, Mâlik'e göre: Bu yer de baþkanca biliniyorsa, orada izinsiz dersler okutulur, fetvalar verilir. Hukukçularýn pek çoðu bu fikrin aleyhindedirler. Devletten izin almaksýzýn bu tür bir hareket istihsana dayanan bir örftür, yoksa tam bir meþru hak sayýlmaz, îzin almayý gerektirir. Ders okutulan yerden kalkýp ayrýlý-nýrsa, bir baþka zaman önce gelen kimse hak sahibidir. Âyet-i kerîmede:
"Yerli ve misafirler mescidde müsavidir." (K K. 22: 25) buyurul muþtur.
Halkýn, cami ve mescidlerde hukukçularýn ve kurranýn halkalarýna oturmalarýna müsâade edilmez. Bu konuda Resûlüllah (s.a.v) in þöyle buyurduðu rivayet edilir:
"Ancak 3 þeyde sýnýrlama vardýr. Kuyunun etrafýndaki arazinin hududu. At baðlanýldýðýnda kullanýlan ip, bir olay hakkýnda yapýlan istiþâri toplantý."[173]
Ýctihad caiz olan konuda muhtelif mezheb mensuplarýnýn ihtilâflarýna bir þey denilmez. Ancak aralarýnda bir nefretleþme, kötü söz ve hareketler çýkarsa men edilirler. Içtihad yapýlmasý caiz olmayan konularda münazara yapmak yasaktýr, yasak edil-memiþse bile yasaklanýr. Buna raðmen bir kimse kendi tarafýna adam çekmek için kandýrýcý iþler yaparsa, halîfe men etme yetkisini kullanarak iþe son verir. Devlet içinde, tebasý arasýnda kötü iþlerin çýkmasýný önler. Þer'î delillerle o þahsýn söz ve fikirlerinin bâtýl oluþunu isbatlar, halka ilmî bir þekilde açýklama yapar. Çünkü her uydurma þeyi dinleyen, her bâtýl þeye kapýlan insanlar bulunur. Kapalý konularda münazara çýkarmak isteyen tamamen bu iþten men edilir, halkýn onu terketmesi söylenir. Ýlmî yönden yanlýþ yolu tutmuþ olup da doðru yola çekilmesi gerekenleri ilmî yoldan ikna etmek îcâb eder. Çünkü ilmî yoldan iknânm sapbncý bir tarafý olamaz. Her yönü ile karþý tarafý dinleyen ve okuyan, halký doyurucu olur.[174]
172] Dârimî, mukaddime 20.
[173] Ýbn Mâce, rühün 22. Dârimî, büyü 82. Müsned-i Ahmed, 2/494.
[174] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayýnevi, 1/ 353-355.