Mektup no 106 By: hafiza aise Date: 02 Mart 2011, 02:02:20
106
Gayet ehemmiyetli bir hâdise, bir istida ve bir þekvâdýr
Pakistan’da çýkan es-Sýddýk namýndaki mühim bir mecmua elimize geçti. Baktýk ki, elli sahifelik o mecmuanýn yarýsýna yakýn kýsmý Risale-i Nur’un bazý makaleleridir. Ve bilhassa baþýnda Risale-i Nur’dan Yirmi Ýkinci Mektubun Birinci Mebhasýný gayet ehemmiyetle ve takdirle âlem-i Ýslâma, “Mü’minler ancak kardeþtirler.” Hucurât Sûresi, 49:10. âyetine bir dâvetnâme hükmünde yazdýðýný gördük. Þimdi o Arabî mecmuanýn tercüme ettiði risalenin aslý olan Türkçesini efkâr-ý âmmeye, hususan bu hükûmet-i Ýslâmiyenin reislerine ve meb’uslarýna bir sene evvel verildiði gibi, yine berâ-yý malûmat takdim etmek için iki-üç sebep var:
Birincisi: Risale-i Nur’dan Sikke-i Tasdîk-i Gaybî mecmuasýnda yazýlan kat’î, yüzer iþârâtýn ve emârâtýn delâletiyle ve çok hâdiselerin o delâleti tasdikiyle sabit olmuþ ki:
Risale-i Nur, mânevî tahribata ve anarþilik ve bolþevizm, tabiiyun ve maddiyunluða ve þükûk ve þübehata ve küfr-ü mutlaka karþý bir sedd-i Kur’ânî hizmetini bihakkýn ifa etmesiyle, bu vataný bu tehlikeli dünya fýrtýnasý içinde muhafazaya bir vesile olduðu ve bir sadaka-i makbule hükmüne geçip ikinci Harb-i Umumînin belâsýna ve baþka memleketlerde vuku bulan belâlarýn bu memlekete girmesine mümânaatla mânevî bir siper teþkil ettiði bedahetle âþikâr olmuþtur. Bu müddeayý Risale-i Nur’a nazar eden en muannid feylesoflar da tasdik etmeye mecbur kalmýþlardýr. Ýþte o Risale-i Nur beþ yüz bin talebesiyle ve altý yüz bin nüshasýyla herkesin kalbinde iman dersiyle bir yasakçý býrakýp âsâyiþi temin etmekle, وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰى yani, “Birinin günahýyla baþkasý mesul olamaz” diye olan Kur’ân’ýn bir kanun-u esasîsini tatbike çalýþmasýyla ve milyonlarla okuyanlar içinde hiçbirisi onu okumaktan zarar görmemesiyle, bu zamanda bir mu’cize-i Kur’âniye ve bu vatan ve millet için bir vesile-i def-i belâ olduðu isbat edildiði halde; ve yirmibeþ seneden beri gizli, ifsatçý, anarþi hesabýna çalýþan komiteler desiseleriyle mahkemeleri aleyhine sevk edip çalýþtýklarý ve beþ vilâyette beþ büyük mahkeme Risale-i Nur’un eczalarýný inceden inceye tetkik edip medâr-ý mes’uliyet birtek nokta bulamayýp beraat verdikleri ve sonra da yirmi yerde yirmi adliye ayrýca alâkadar olup, mûcib-i mes’uliyet bir cihet olmadýðýndan suç yok diye karar verdikleri ve Afyon Mahkemesi de iki defa iadesine karar verdiði halde, risalelerin iadesini ve tamam intiþarýný iktiza eden kanunî, hukukî esbab-ý mûcibe mevcut iken, beþ seneden beri gizli komitelerin aldatmalarý ve desiseleriyle ve bahanelerle Afyon Mahkemesinde beþ senedir o mübarek risalelerin sahiplerine teslimi tehir edilmektedir. Halbuki, büyük emniyet dairelerince, zabýtaca sabit olduðu gibi, yüz binler Nur talebelerinde ve yüz binler Nur nüshalarýnda hiçbir zarar, bir vukuat görülmemesi, kaydedilmemesi gösteriyor ki, Risale-i Nur âsâyiþin temel taþýna hizmet eden bir sadaka-i makbule hükmündedir. Maddî ve mânevî tehlikelerden bu memleketi muhafazaya vesile olduðu tahakkuk eden bir hakikat-i Kur’âniyedir.
Risale-i Nur’un ehemmiyetli bir parçasý olan ve binler gençleri vatan, millet ve âsayiþin menfaatine terbiye eden Gençlik Rehberi’nin mahkemesi dolayýsýyla Üstadýmýz hasta halinde iki defa Ýstanbul’a mahkemeye gidip, yüz yirmi polisin kalabalýðý daðýtmaya çalýþtýðý o mahkemede Gençlik Rahberi’nin hem müellifine, hem nâþirine ittifakla beraat ve ayrýca Rehberin de içinde bulunduðu umum risalelere beþ mahkeme beraat vermiþken, on beþ günde teslimi lâzým gelen Gençlik Rehberi’nin on beþ aydan beri teslim edilmemesiyle Denizli ve Ankara Aðýr Ceza Mahkemeleri beþ ayda beraat ve iadesine karar verdikleri halde Afyon Mahkemesi beþ sene teslimi tehir etmesiyle ve Diyarbakýr havalisine, vilâyât-ý þarkiyeye iman, din ve âsâyiþ noktasýnda yüz vâiz kadar menfaati bulunan bir zâtýn kendi parasýyla aldýðý hususî Nur nüshalarýný—haklarýnda beþ mahkemenin beraat kararý olmasýna raðmen—müsadere edip vatana, millete fâideli hizmetine mâni olmasýyla o sadaka-i makbule hükmündeki vesile-i def-i belâ bu suretle gizlendiðinden, bir buçuk milyar lira zarara vesile olan bu belâ fýrsat buldu, geldi denilebilir.
Eðer beþ mahkemenin ve Ýstanbul’un verdiði beraat neticesiyle o Gençlik Rehberi intiþar etseydi, onun dersiyle intibaha gelen ve gelecek olan Müslüman gençler, elbette baþkalarýnýn veyahut ihtilâlcilerin ifsadýna meydan vermeyerek bir buçuk milyar lira zarardan bu milleti kurtarmaya sa’y ve gayret edecek idiler. Bir buçuk milyar liralýk bu lekenin zuhuruna meydan vermeyecektiler.
Evet, Üstadýmýz eski Harb-i Umumîde Rusya’daki esaretinde anlamýþ ki, mânevî tahribatla gençleri ifsad eden tehlike memleketimize de gelecek diye telâþ edip bütün kuvvetiyle o vakitten beri tahribat-ý mâneviyeye bir siper olmak için Gençlik Rehberi gibi çok eserler yazdý. Kur’ân-ý Hakîmin derslerini neþretti. Lillâhilhamd, pek çok gençleri kurtarmaya vesile oldu. Þimdi ehl-i siyaset madem müsalemet-i umumiyeyi ve ittihad-ý milleti istiyor; çabuk, Pakistan’ýn dahi ehemmiyetle nazara alýp ve es-Sýddýk mecmuasýnda neþrettiði risalenin intiþarýna müsaade etsin.