Muhakemat
Pages: 1
Birinci Meslek By: Hadice Date: 24 Þubat 2011, 15:53:18
Birinci Meslek


Yani, mesele-i âliye-i zâtiyeyi temaþa etmekte dört nükteyi bilmek lâzýmdýr:

Birincisi: 1 kaidesine binaen sun'î ve tasannuî olan þey, ne kadar mükemmel olsa da, tabiî yerini tutmadýðýndan, heyetinin feletatý, muzahrefiyeti imâ edecektir.

Ýkincisi: Ahlâk-ý âliyenin, hakikatin zeminiyle olan rabýta-i ittisali ciddiyettir. Ve deveran-ý dem gibi hayatlarýný idame eden ve imtizaçlarýndan tevellüd eden haysiyete kuvvet veren, heyet-i mecmuasýna intizam veren yalnýz sýdktýr. Evet, þu rabýta olan sýdk ve ciddiyet kesildiði anda o ahlâk-ý âliye kurur ve hebâen gidiyor.

Üçüncüsü: Umur-u mütenasibede temayül ve tecazüb ve mütezâdde olan eþyalarda tenâfür ve tedafü kaide-i meþhuresi, maddiyatta nasýl cereyan ediyor; mâneviyat ve ahlâkta dahi cereyan eder.

Dördüncüsü: 2 Þimdi gelelim maksada: Ýþte âsâr ve siyer ve tarih-i hayatý_ Hattâ a'dânýn þehadetleriyle, zat-ý Peygamberde vücudu muhakkak olan ahlâk-ý âliyenin kesret ve ihata ve tecemmu ve imtizacýndan tevellüd eden izzet ve haysiyetten neþet eden þeref ve vakar ve izzet-i nefs ile feriþteler, devlerin ihtilât ve istiraklarýndan tenezzühleri gibi sýrr-ý tezada binaen, o ahlâk-ý âliye dahi hile ve kizbden tereffu ve tenezzüh ve teberri ederler. Hem de hayat ve mayalarý makamýnda olan sýdk ve hakkýyeti tazammun ettiklerinden, þule-i cevvale gibi nübüvveti aleniyete çýkarýyor.

Tenbih

Ey birader! Görüyorsun ki, bir adam yalnýz þecaatle meþhur olursa, o þöhret ona verdiði haysiyeti ihlâl etmemek için, kolaylýkla yalana tenezzül etmez. Nerede kaldý ki, cemî ahlâk-ý âliye birden tecemmu ede_

Evet, mecmuda bir hüküm bulunur, fertte bulunmaz.

Ýþaret ve tenbih

Görüyoruz: Bu zamanda sýdk ve kizbin mabeynleri ancak bir parmak kadar vardýr. Bir çarþýda ikisi de satýlýr. Fakat herbir zamanýn bir hükmü var. Hiçbir zamanda Asr-ý Saâdet gibi sýdk ve kizbin ortasýndaki mesafe açýlmamýþtýr. Þöyle ki:

Muhakemat - s.2031

Sýdk kendi hüsn-ü hakikîsini kemal-i haþmetle izhar ve onunla temessük eden Muhammed'i (a.s.m.) âlâ-yý illiyyîn-i þerefe ilâ ve âlemde inkýlâb-ý azîmi ika ettiðinden þarktan garba kadar kizbden bu'd derecesini göstermekle kýymet-i âliyesini ilâ etmek cihetiyle sûku ve metaýný gayet nâfýk ve râic etmiþtir.* Ve kizb ise, teþebbüsat-ý azîmeyi murdarlarýn lâþeleri gibi ruhsuz býraktýðý için, nihayet kubhunu izhar ve onunla temessük eden Müseylime ve emsali esfel-i sâfilîn-i hissete düþürdüðü cihetle, metâ-ý zehr-âlûdu ve sûku gayet muattal ve kesat etmiþtir.*

Ýþte, ehl-i izzet ve tefahur olan kavm-i Arabýn tabiatlarýndaki meylü'r-râic saikasýyla müsabaka ederek, o kâsid kizbi terk edip ve râic sýdk ile tecemmül ederek adaletlerini âleme kabul ettirmiþlerdir. Ýþte Sahabelerin aklen olan adaletleri bu sýrdan neþet eder.

Ýrþad ve iþaret

Tarih ve siyer ve âsâr nokta-i nazarýndan dikkat olunursa, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, dört yaþýndan kýrk yaþýna kadar, lâsiyyema þâný, ahlâký ve hileyi dýþarýya atmakta olan hararet-i gariziyenin þiddet-i iltihabý zamanýnda kemal-i istikametle ve kemal-i metanetle ve tamam-ý ýttýrad-ý ahvalle ve müsavat ve muvazenet-i etvarla ve nihayet-i iffetle ve hiçbir hali mestûriyeti muhafaza etmeyen-lâsiyemma öyle ehl-i inada karþý-bir hileyi imâ etmemekle beraber, yaþadýðý nazara alýnýrsa, sonra istimrar-ý ahlâkýnýn zamaný olan kýrk seneden sonra o inkýlâb-ý azîm nazara alýnýrsa, haktan geldiðini ve hakikat olduðunu tasdik etmezse, nefsine levm etsin. Zira zihninde bir sofestaî gizlenmiþ olacaktýr. Hem de, en hatarlý makamlarda-gar'da gibi-tarik-i halâsý mefkud iken ve haytu'l-emel bihasebi'l-ade kesilirken, gayet metanet ve kemal-i vüsuk ve nihayet-i itminanla olan hareket ve hal ve tavrý, nübüvvet ve ciddiyetine þahid-i kâfidir ve hakla temessük ettiðine delildir.







1 Fýtrî karagözlülük, sun'î (yapma) karagözlülük gibi deðildir.

2 Mecmûda bulunan bir kuvvet ve hasiyet var ki, eczâda bulunmaz. Yani, cemaatte bulunan kuvvet fertte yoktur.

*
Þimdiki hürriyet gibi.

* Menfur casusluk gibi.


radyobeyan