Dördüncü Mesele By: Hadice Date: 23 Şubat 2011, 10:45:02
Dördüncü Mesele
Kelâmın kuvvet ve kudreti ise, kelâmın kuyûdâtı birbirine cevap vermek ve keyfiyatı birbirine muavenet etmekle, umumen karınca kaderince, asıl garaza işaret ve herbiri parmağını maksat üzerine bırakmakla,2
düsturuna timsal olmaktır. Demek, kuyûdât zenav gibi veyahut dereler gibi, maksat ise ortalarından istimdad edici bir havuz gibi olmak gerektir.
Elhasıl: Zihnin şebekesi üstünde tersim olunan ve nazar-ı akıl ile alınan suret-i garaz, müşevveş olmamak için, tecavüb ve teavün ve istimdad lâzımdır.
İşaret
Bu noktadan intizam neş'et etmekle tenasüp tevellüd edip hüsün ve cemal parlar. Eğer istersen, Rabb-i İzzetin kelâmına teemmül et. Ezcümle:
Zerresi büyük bir taş kadar büyük olan azaptan tahvif ve insanı, kalâk ve tahammülsüz olduklarını gösermek için sevk edilen
3
olan âyete bak. Nasıl ki, "şeyi zıddından in'ikâs ettirmek" olan kaide-i beyaniyeye binaen, tehvil ve tahvif için azabın bir parçasının derece-i tesirini göstermek istediğinden, kıllet olan esas-ı maksada, nasıl kelâmın her tarafı elini oraya uzatıp kuvvet veriyor. Şöyle:
lâfzındaki teşkik ile tahfif; ve
deki yalnız temas; ve
maddesinde ve sîgasında ve tenkirindeki taklil ve tahkir; ve
deki teb'iz; ve nikâle bedel
zikrindeki tehvin; ve
deki îmâ-i rahmet, umumen taklili göstermekle, azabı nihayet derecede tâzîm ve tehvil eder. Zira azı böyle olursa, çoğundan Allah esirgesin!
Bu sana sermeşktir; yazabilirsen meşk et. Zira bütün âyât-ı Kur'âniye bu intizam ve tenasüp ve hüsne mazhardırlar. Fakat makasıd bazan mütedâhilen müteselsildir. Herbirinin tevabii ötekiyle mukarin olur, fakat muhtelit olmaz. Dikkat etmek gerektir. Zira nazar-ı sathî böyle yerlerde çok halt eder.
2 "İbarelerimiz ayrı ayrı ise de, senin hüsnün birdir. Hepsi de o hüsne işaret ediyorlar."
3 "And olsun ki, Rabbinin azabından küçük bir esinti onlara hafifçe dokunacak olsa..." Enbiyâ Sûresi, 21:46.