Bayrak sancaklar ve parola By: sumeyye Date: 22 Þubat 2011, 15:43:08
Bayrak, Sancaklar Ve Parola
53- Sancaklarýn beyaz ve bayraklarýn siyah olmasý daha uygundur. Çünkü hadisler bu þekildedir.
Raþid b. Sa'd (r.a.)'ýn þöyle dediði rivayet edilir: "Rasulullah (s.a.v.)'in bayraðý siyah ve sancaðý beyazdý."
Urve b. Zübeyr (r.a.) dedi ki: Rasulullah (s.a.v.)'in bayraðý siyah olup Hz. Aiþe'nin hýrkasýndan yapýlmýþtý ve ismi Ukâb idi.
"Ukab", Peygamber (s.a.v.)'in bayraðýnýn ismiydi. Nitekim baþka eþyalarýnýn da ismi vardý: Sarýðýnýn ismi es-Sehab, atýnýn ismi es-Sekb ve katýrýnýn ismi de Düldül'dür. Sancak, sultana ait olan ve onun önünde çekilen bez parçasýna denir. Bayrak ise, her komutan ve askerin altýnda toplandýðý bez parçasýdýr.
54- Peygamber (s.a.v.)'in ilk olarak ne zaman bayrak kullandýðý hususunda ihtilaf vardýr. Ýmam Zührî der ki: Hayber savaþýna kadar bayrak yoktu, sancaklar vardý.
Baþkalarý, Bedir günü Rasulullah (s.a.v.)'in bayraðýnýn rengi siyahtý, derler.
Buradan anlaþýlýyor ki,Hayber'den önce bayrak vardý. Bayraklarýn siyah olmasýnýn hoþ karþýlanmasý, savaþçýlarýn siyah rengi seçmelerindendir. Her topluluk kendi bayraðýnýn etrafýnda savaþýr. Savaþta daðýlýrlarsa, tekrar kendi bayraklarý çevresinde toplanýrlar. Siyah renk ise, günün aydýnlýðýnda iyi görünür. Hele tozlu ve dumanlý zamanlarda baþka renklerden daha iyi seçilir. Onun için siyah renk seçilmiþtir.
Þer'î yönden ise, bayraklarýn beyaz, san yahut kýrmýzý olmalarýnda bir sakýnca yoktur. Sancaklarda beyazýn seçilmesi ise, Rasulullah (s.a.v.)'in: "Allah'ýn yanýnda elbisenin en sevimlisi, beyaz olanýdýr, Canlýlarýnýz beyaz giysin. Ölülerinizi de onunla kefenleyin." þeklinde hadisi vardýr.
Her orduda ancak bir sancak bulunur. Askerler ihtiyaç duyduklarý zaman durumlarýný arzetmek üzere sancaða gelirler. Çünkü baþ komutan burada bulunur. Sancak için beyaz rengin seçilmesi, komutanlara ait olan siyah bayraklar
arasýnda rahatlýkla seçilebilmesi içindir.
55- Seleme b. el-Ekva1 (r.a.) dedi ki: Allah'a yemin ederim ki, Hayber günü bir baktým kendimi Hz. Ali (r.a.)'m peþinde koþar buldum. Ancak ona varmadan kendisi Hayber kalesine girdi. Hemen sonra tarlalarda çalýþacak olan yahudi iþçiler çýktý. Bir rivayette ise, savaþçý yahudiler çýktý, denilmektedir. Müslümanlardan taraf olan kale kapýsýný açtýlar. Bu Natât denilen kale idi ve yahudiler korkularýndan içten üç duvar daha örmüþlerdi. Düþman atlarýnýn içeri girmesi mümkün deðildi. Yahudiler, müslümanlarla açýk alanda savaþmak sevdasýyla o duvarlarýn ve kalelerin dýþýna; açýk alana çýktýlar. Bahadýrlarý Mirhab ismindeki zat, þu beyitleri okuyarak dýþarý fýrladý: Hayber halký bilir ki, ben Mirhab'im Pür silah denenmiþ bir bahadýrým. Bazen vurur, bazen vurulurum.
Ben hazýr olursam, hazýr bulunmayanlara ihtiyaç býrakmam. Mirhab ismindeki bu þairi Hz. Ali öldürmüþtür. Olay Meðâzî kitaplarýnda etraflýca anlatýlýr. Ýmam Muhammed'in bu hadisi zikretmesinden maksat, sonunda geçen Peygamber (s.a.v.)'in, askeri birliklere bayraklar daðýttýðýný belirtmektir.
Daha önce sancaklar vardý. O gün bayraklar da kullanýlmaya baþlandý.
56- Ýmam Muhammed dedi ki: Savaþa çýkan her gurup parola kullanmalý ki kaybolan kiþi, gurubunu bulmak için o parolayý kullansýn. Her sancaða mensub olanlarýn da bir parolasý olmalýdýr. Ta ki mensub bulunduðu birliði kaybeden kiþi, sorarak onu bulabilsin. Aslýnda bu, dince vacib olan bir þey deðildir. Dolayýsýyla bir parola tesbit etmeseler günahkar olmazlar.
Ancak savaþta bu daha iyi ve daha geçerlidir. Üstelik rivayetlere uygun olan da budur. Nitekim Sinan b. Vebra el-Cühenî Þu haberi vermektedir: "Biz Müreysî yani Benî Mustalýk gazvesinde Rasulullah (s.a.v.)'Ie beraberdik. Parolamýz: "Ey galip öldür" idi
Yani düþmana galip geldin, onlardan dilediðini öldür. Peygamber (s.a.v.)' in Bedir günü parolasý da buydu. Uhud gününde ise: "Öldür! Öldür!" idi.
57- Hz. Aiþe (r.a.) dedi ki: Rasulullah (s.a.v.) Muhacirlerin parolasýný: "Ey Abdurrahman oðullarý!" Hazrec kabilesinin-kini de: "Ey Abdullah oðullarý!" Evs'inkini de: "Ey Ubeydul-lah oðullarý" þeklinde tesbit etmiþti, Ahzab savaþýnýn bir gecesinde de þöyle dedi: Þayet bu gece düþman saldýrýsýna uðrarsanýz, "Ha Mim, Galip gelmezler" parolanýzdýr. Bu, düþmanýn zafere eriþemeyeceðine dair kesin bir yemindir.
58- Huneyn günü Müslümanlarýn parolalarý: "Ey Bakara suresinin sahipleri." idi. Müslümanlar yenilip daðýlýnca Rasulullah onlarý bu parola ile çaðýrýp: "Ey Bakara suresinin sahipleri. Yanýma gelin, þüphesiz ben, Allah'ýn kulu ve Rasulü-yüm." dedi ve düþmana doðru saldýrdý. Sesini duyan müslü-manlar hemen etrafýnda toplanmaya baþladýlar.
Müslümanlar, Peygamber (s.a.v.)'in etrafýnda toplanýnca müþrikler kaçmaya baþladýlar. O zaman Rasulullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: " Yasin'e yemin ederim ki yenildiler." Rasulullah (s.a.v.)'in bu sözü, düþmanýn yenilgi haberini vurgulayan bir yemindir.
Netice olarak parola, bir alamettir. Müslümanlarýn devlet baþkam, dilediði parolayý seçer. Ancak müslümanýn galip geleceðine delalet eden kelimeleri seçmesi, uðurluluk getirir, umuduyla daha evladýr. Rasulullah (s.a.v.)1 de iyiye yormaktan hoþlanýrdý.[32]
[32] Ýmam Serahsî, Ýslam Devletler Hukuku, Þerhu’s-Siyeri’l-Kebir, Eðitaþ Yayýnlarý: 1/89-91