Mektubat
Pages: 1
On Sekizinci Mektup 3. Mesele By: Hadice Date: 20 Þubat 2011, 17:05:57
ÜÇÜNCÜ MESELE

On Sekizinci Mektup - s.386

Hikmet ve akýlla halledilmeyen bir mesele-i mühimme


78

Sual: Kâinattaki mütemadiyen þu hayret-engiz faaliyetin sýrrý ve hikmeti nedir? Neden þu durmayanlar durmuyor, daima dönüp tazeleniyorlar?

Elcevap: Þu hikmetin izahý bin sayfa ister. Öyleyse, izahýný býrakýp, gayet muhtasar bir icmâlini iki sayfaya sýðýþtýracaðýz.

Ýþte, nasýl ki bir þahýs, bir vazife-i fýtriyeyi veyahut bir vazife-i içtimaiyeyi yapsa ve o vazife için hararetli bir surette çalýþsa, elbette ona dikkat eden anlar ki, o vazifeyi ona gördüren iki þeydir:

Birisi: Vazifeye terettüp eden maslahatlar, semereler, faydalardýr ki, ona "ille-i gaiye" denilir.

Ýkincisi: Bir muhabbet, bir iþtiyak, bir lezzet vardýr ki, hararetle o vazifeyi yaptýrýyor ki, ona "dâi ve muktazî" tabir edilir.

Meselâ, yemek yemek, iþtahtan gelen bir lezzet, bir iþtiyaktýr ki, onu yemeðe sevk eder. Sonra da, yemeðin neticesi, vücudu beslemektir, hayatý idame etmektir.

Öyle de, ve lillâhi'l-meselü'l-a'lâ, þu kâinattaki dehþet-engiz ve hayretnümâ hadsiz faaliyet, iki kýsým esmâ-i Ýlâhiyeye istinad ederek iki hikmet-i vâsia içindir ki, herbir hikmeti de nihayetsizdir:

Birincisi: Cenâb-ý Hakkýn Esmâ-i Hüsnâsýnýn had ve hesaba gelmez envâ-ý tecelliyâtý var. Mahlûkatýn tenevvüleri, o tecelliyâtýn tenevvüünden geliyor. O esmâ ise, daimî bir surette tezahür isterler. Yani nakýþlarýný göstermek isterler. Yani, nakýþlarýnýn aynalarýnda cilve-i cemallerini görmek ve göstermek isterler. Yani, kâinat kitabýný ve mevcudat mektubatýný ânen feânen tazelendirmek isterler. Yani, yeniden yeniye mânidar yazmak ve herbir mektubu, Zât-ý Mukaddes ve Müsemmâ-yý Akdes ile beraber bütün zîþuurlarýn nazar-ý mütalâasýna göstermek ve okutturmak iktiza ederler.

Ýkinci sebep ve hikmet: Nasýl ki mahlûkattaki faaliyet bir iþtah, bir iþtiyak, bir lezzetten geliyor. Ve hattâ herbir faaliyette kat'iyen lezzet vardýr. Belki herbir faaliyet bir nevi lezzettir.

Öyle de, Vâcibü'l-Vücuda lâyýk bir tarzda ve istiðnâ-yý zâtîsine ve gýnâ-yý mutlakýna muvafýk bir surette ve kemâl-i mutlakýna münasip bir þekilde, hadsiz bir þefkat-i mukaddese ve hadsiz bir muhabbet-i mukaddese var.

Ve o þefkat-i mukaddese ve o muhabbet-i mukaddeseden gelen hadsiz bir þevk-i mukaddes var.

Ve o þevk-i mukaddesten gelen hadsiz bir sürur-u mukaddes var.

Ve o sürur-u mukaddesten gelen, tabir caizse, hadsiz bir lezzet-i mukaddese var.

Hem o lezzet-i mukaddeseden gelen hadsiz terahhumdan, mahlûkatýn, faaliyet-i kudret içinde ve istidatlarý kuvveden fiile çýkmasýndan ve tekemmül etmesinden neþ'et eden memnuniyetlerinden ve kemallerinden gelen ve Zât-ý Rahmân-ý Rahîme ait, tabir caizse, hadsiz memnuniyet-i mukaddese ve hadsiz iftihar-ý mukaddes vardýr ki, hadsiz bir surette hadsiz bir faaliyeti iktiza ediyor.

Ýþte, þu hikmet-i dakikayý felsefe ve fen ve hikmet bilmediði içindir ki, þuursuz tabiatý ve kör tesadüfü ve câmid esbabý, þu gayet derecede alîmâne, hakîmâne, basîrâne faaliyete karýþtýrmýþlar, dalâlet zulümatýna düþüp nur-u hakikati bulamamýþlar.


9

10

11

11

El-Bâkî Hüve'l-Bâkî
Said Nursî




7 "O dilediðini dilediði gibi yapar." Burûc Sûresi, 85:16.

8 "O her an bir tasarruftadýr." Rahmân Sûresi, 55:29.

9 "Sen 'Allah' de, sonra da býrak onlarý, daldýklarý batakta oyalanadursunlar." En'âm Sûresi, 6:91.

10
"Ey Rabbimiz! Bizi doðru yola eriþtirdikten sonra kalblerimizi sapýklýða meylettirme. Yüce katýndan bize bir rahmet baðýþla. Muhakkak ki veren Sensin, dua edip istediklerimizi bize baðýþlayan Sensin." Âl-i Ýmrân Sûresi, 3:8.

11
Allahým! Kâinatýn týlsýmýný bizlere açan Efendimize ve âl ve ashabýna, yer ve gökler devam ettikçe, mevcudatýn adedince salât ve selâm et.
 


radyobeyan