Sekli By: sidretül münteha Date: 13 Þubat 2011, 21:38:38
B- Sekli:
Arafat vukufunun keyfiyeti hakkýnda da ulema þöyle demiþlerdir: «Hac emiri hacýlar kafilesi ile birlikte arefe günü güneþ zevale varmadan önce Arafat daðýnýn sýnýrlan içine girmiþ olacak ve güneþ zail olunca halka hutbe okuyacak, ondan sonra öðle ile ikindi namazlanm bir arada ve öðle namazý vaktinin evvelinde kýldýracak ve güneþ batýncaya kadar orada kalacaklardýr».
Bu keyfiyet üzerinde ittifak etmelerinin sebebi, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in böyle yapmýþ olduðunda icma1 etmeleridir. Ulema arasýnda, hac iþlerini yürütme yetkisinin sultana veyahut onun görevli kýldýðý kimseye ait olduðu, bu kimse ister iyi, ister kötü, ister bid'at sahibi olsun, arkasýnda namaz kýlmak gerektiði ve bu kimsenin halk ile beraber Arafat daðý camiine gidip öðle ile ikindi namazlarýný bir arada kýldýrmasýnýn sünnet olduðunda ihtilâf yoktur.
Ancak müezzinin öðle ezanýnýn ne zaman okumasý gerektiði hususunda ihtilâf etmiþlerdir.
îmam Mâlik «imam hutbeye baþlayýp hutbenin baþýndan bir miktar okuduktan sonra müezzin ezan okur» demiþtir.
Ýmam Þafii «Ýmam ikinci hutbeye baþlayýnca müezzin ezan okur» demiþtir.
Ýmam Ebû Hanife ise, «Ýmam minbere çýktýktan sonra müezzine ezan okumasýný emreder ve -Cum'a namazýnda olduðu gibi- ezan bittikten sonra kalkýp hutbe okur ve minberden inince müezzin kamet getirir» demiþtir. Ebû Sevr de, Cum'a namazýna kýyas yaparak bunu benimsemiþtir.
Ýbn Nâfi' de Ýmam Mâlik'ten «Arafat'ta ezan, imam hutbe için minber üzerinde oturunca okunur» dediðini rivayet etmiþtir.
Câbir (r.a.)'in hadisinde «Güneþ zail olunca RasûluUah (s.a.s), Kusva adýndaki devesinin getirilmesini emretti ve ona binip hareket etti ve Batnü'l-Vadi'ye gelince insanlara hutbe verdi. Sonra Bilâl ezan okudu ve öðle namazý kýlýndýktan sonra Bilâl bir daha kamet getirdi. Bu sefer RasûluUah (s.a.s) ikindi namazýný kýldýrýp ondan sonra Arafat'a doðru hareket etti» denilmektedir.
Ulema, bir arada kýlýnan bu iki namazýn her biri için ayn ayn hem ezan, hem kamet gerekir mi, yoksa bir ezan ile yetinilip de her biri için ayn ayn yalnýz kamet mi getirilir diye ihtilâf etmiþlerdir.
Ýmam Mâlik «Her biri için hem ezan, hem kamet gerekir» demiþtir.
îmam Þafii, Ebû Hanife, Süfyan Sevrî, Ebû Sevr ve ulemadan bir cemaat ise «Bir sefer ezan okunur, fakat iki kere kamet getirilir» demiþlerdir. Ýmam Mâlik'ten, bunlar gibi dediði de rivayet olunmuþtur.
Ýmam Ahmed'den de 'Yalnýz kamet tekrarlanýr' diye rivayet olunmaktadýr.
îmam Þafii'nin dayanaðý, yukarýda bahsi geçen Câbir'in uzun hadisidir. Zira bu hadiste, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in bu iki namazý bir ezan ve iki kamet ile bir arada kýldýrdýðý bildirilmektedir.
Ýmam Mâlik'in görüþü Ýbn Mes'ud'dan da rivayet olunmuþtur. Bu görüþün dayanaðý da, aslýnda her bir farz namaz için hem ezan, hem kametin gerektiði düþüncesidir.
Ulema, Arefe günü öðle namazýndan önce okunan bu hutbenin, Cum'a hutbesi gibi vacib olmayýp, okunmadýðý taktirde namazýn sýhhatine bir halel gelmediði görüþünde müttefiktirler. Ayrýca bu namazýn fatiha ile zamm-ý sûrelerinin sessiz okunmasý ve misafir olan imamýn bu namazý kasretmesi (kýsa kýlma) gerektiðinde de ihtilâf yoktur. Ancak eðer imam Mekkeli veyahut bu üç yerin sakinlerinden olursa Zülhicce'nin sekizinci günü Mina'da, Arefe günü Arafat'ta ve Bayram gecesi Müzdelife'de kýldýrdýðý namazý kas-reder mi, etmez mi diye ihtilâf etmiþlerdir.
îmam Mâlik, Evzâî ve ulemadan bir cemaat, «Ýmam ister misafir, ister yerli olsun bu üç yerde namazýn kasrý sünnettir» demiþlerdir.
Süfyan Sevrî, Ýmam Ebû Hanife, Ýmam Þafii, Ebû Sevr ve îmam Dâvûd ise, «Bu üç yerin yerlileri namazlarýný kasredemezler» demiþlerdir.
îmam Mâlik delil olarak «Peygamber (s.a.s) Efendimizle birlikte namaz kýlanlardan hiçbirinin, Peygamber (s.a.s) Efendimiz selâm verdikten sonra kalkýp namazýný tamamladýðý rivayet olunmamýþtýr» demiþtir. Ýkinci grubun delili de nerede olursa olsun -eðer o yerin müstesna olduðunu bildiren bir delil bulunmazsa- asýl, yolcu olmayan kimsenin namazýný kasr edemeyiþidir.
Ulema, hac mevsiminde Arafat ve Mina'da Cum'a namazýnýn vacib olup olmadýðý hususunda da ihtilâf etmiþlerdir.
îmam Mâlik «Eðer imam Arafat'ýn sakinlerinden olmazsa, ne Mekke halký için, ne de baþka yerlerden gelenler için Arafat ve Mina'da Cum'a namazý vacib olmaz» demiþtir.
îmam Þafii de, Ýmam Mâlik'in bu görüþüne katýlmýþ ancak o, bu iki yerde Cum'a'nýn vacib olmasý için Arafat sakinlerinin kýrk kiþiyi bulmasýný þart koþmuþtur.
îmam Ebû Hanife ise «Eðer hac emiri ne Arafat'ta, ne de Mina'da namazý kasredemeyen kimselerden ise, Cum'a rast geldiði taktirde hacýlara Cum'a namazýný kýldýrýr» demiþtir.
Ýmam Ahmed de «Eðer Cum'a namazý Mekke valisi tarafýndan kildýrýlýrsa vacib olur, yoksa vacib olmaz» demiþtir ki Ebû Sevr de bu görüþtedir121 121 Ýbn Rüþd Kadý Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüþd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayýnlarý: 2/192.