46 – Ahkaf Suresi By: Gulinur Date: 11 Þubat 2011, 12:32:32
46 – AHKÂF SÛRESÝ
Mekke döneminin sonlarýnda indirilmiþ olup 35 âyettir. Sûrenin adý 21. âyetinde geçen kelimeden gelmektedir. Ahkaf: “Kum tepeleri” demektir. Bu sûre Havamîm grubunun son sûresidir.
Sûre Mekkeli ilk muhataplar baþta olarak, hak dine karþý çýkanlarýn, Âd halký gibi imha edileceklerini belirtip onlarý uyarmakta, Hz. Muhammed (a.s.)’ýn risaletini kabul etmeleri gerektiðini belirtmektedir. Sûrenin sonunda Kur’ân’ý dinleyip doðru yola giren bazý cinlerin kendi kavimlerini uyarmaya gittikleri bildirilerek, inatçý insan kâfirlerine ders verilmektedir.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1 – Hâ Mîm.
2 – Bu kitabýn indirilmesi, (o üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi), azîz ve hakîm Allah tarafýndandýr.
3 – Biz gökleri, yeri ve bunlarýn arasýndaki varlýklarý ancak gerçek bir maksatla, adalet ve hikmetle, bir de belli bir süre için yarattýk. Ama kâfirler uyarýldýklarý kýyamet gününden yüz çevirirler.
4 – Müþriklere de ki: “Þimdi baksanýza þu sizin Allah’tan baþka ilahlaþtýrýp yalvardýðýnýz putlarýnýza!
Söyler misiniz, onlar yerde hangi þeyi yaratmýþlar, yoksa göklerde mi bir ortaklýklarý var?
(Akýl yönünden bu mümkün olmayýnca, nakil yönünden putlara ibadetin gerçek olduðunu gösterin) Eðer bu iddianýzda tutarlý iseniz, daha önce gelmiþ bir kitap yahut hiç deðilse bir bilgi kalýntýsý varsa getirin görelim.”
Daha önceki kitaptan maksat, Allah tarafýndan gönderilen kitaplardýr. Bilgi kalýntýsý ise, önceki peygamberlerin öðretilerinin kalýntýlarýdýr. Bunlarda þirke gerçeklik payý veren bir taraf yoktur. Kutsal kitaplar bir yana, bilimsel kitaplardan veya araþtýrmalardan hiçbiri, Allah’tan baþka bir yaratýcý bulunduðuna delâlet etmez.
5 – Kendisinin duasýna, ta kýyamete kadar cevap veremeyecek olan ve esasen kendilerine yapýlan dualardan habersiz o Allah’tan baþka uydurulan nesnelere yalvaran kimseden daha þaþkýn biri hiç olabilir mi?
6 – Ýnsanlar diriltilip mahþere toplandýklarýnda bu putlar, müþriklere düþman kesilir ve onlarýn kendilerine tapýnmalarýný þiddetle reddederler. [19,81-82; 29,25]
“Kânû”daki zamirin müþriklere de râci olmasý mümkün olup buna göre mâna þöyle olabilir: “Müþrikler, onlara taptýklarýný inkâr ederler”
7 – Âyetlerimiz açýk açýk okunup beyan edildiðinde o kâfirler önlerine gelen gerçek hakkýnda: “Bu, besbelli bir sihirdir!” derler.
Sihir diye nitelemeleri bu kitabýn sýradan bir kelam olmayýp bir insan sözü olmadýðýnýn kendi aðýzlarýyla itiraf edilmesidir.
8 – Yoksa, “Kur’ân’ý kendisi uydurdu!” mu diyorlar?De ki: “Eðer ben uydurduysam zaten Allah, çok geçmeden cezamý verir. Siz bana yardým etmek isteseniz bile Allah’ýn azabýndan beni kurtaramazsýnýz. (Ben cezamý çekmeye hazýrým. Siz rahat olun!) Demek ki sizin bu kabil laflarýnýz boþ sözlerden, içine daldýðýnýz yaygaradan ibarettir
Allah da sizin bu atýp tutmalarýnýzý ve kopardýðýnýz yaygarayý pek iyi bilmektedir. Benimle sizin aranýzda þahit olarak O, kâfidir. O gafurdur, rahîmdir (affý, merhamet ve ihsaný pek boldur). [72,22-23; 69,44-47; 25,5-6]
9 – De ki: Peygamber olarak gelen ilk insan ben deðilim ki! (Sanki peygamber olduðumu söyleyen ilk insan ben miþim gibi nedir bu kadar tepkiniz?)
Dünya hayatýnda benim ve sizin baþýnýza neler geleceðini bilemem. Ben sadece bana ne vahyediliyorsa ona uyarým. Çünkü ben açýkça uyaran bir elçiden baþka bir þey deðilim.
Âhirette insanlarýn mâruz kalacaklarý durumlarý bildirmek peygamberlerin görevine dahildir. Fakat dünyada neler olacaðýný bilmek böyle deðildir. Onun için mealde “dünya hayatýnda” kaydýný koymak gerekmiþtir. Müþriklerin keyfî tahakkümle, alay etme ve iþi yokuþa sürme gibi maksatlarla Hz. Peygambere yönelttikleri olur olmaz isteklerinin saçmalýðý vurgulanmýþ ve Peygamberin görevine, kendilerinin ondan nasýl faydalanacaklarýna iþaret edilmiþ oluyor.
10 – De ki: Söyleyin bakalým: Eðer bu Kur’ân Allah tarafýndan geldiði halde siz reddetmiþseniz, Ýsrailoðullarýndan da bir þahit, (tevhid, âhiret vb. Ýman esaslarý gibi Kur’ân’da bildirilen hakikatlerin) benzerine þahitlik edip iman ettiði halde, siz büyüklük taslayarak iman etmezseniz sizden daha þaþkýn, daha zalim kimse olabilir mi? Allah elbette böyle zalimleri hidâyet edip emellerine ulaþtýrmaz.
Buradaki þahit, Medinedeki en meþhur Yahudi bilgini Abdullah Ýbn Selam (r.a) gibi kimselerdir.
11 – Ýnkâr edenler bir de, müminler hakkýnda þöyle derler: “Bu Ýslâm dini eðer önemli ve deðerli bir þey olsaydý, bu müslümanlar akýllarýný kullanýp onu anlamakta bizi geçemezlerdi.” Kendileri bunu baþaramayýnca “Bu, zaten eski, modasý geçmiþ bir yalan!” deyip geçiþtirmek isterler.
Mütekebbir, maðrur müþriklerin gözleri, dar dünya çýkarlarýndan baþka bir þey görmediðinden, enaniyetleri akýl ve görüþlerini daralttýðýndan, kendilerini ve görüþlerini hakikatin tek ölçüsü sanýrlar. Müslümanlar hakkýnda ise peþin hükümlüdürler. Onlarýn verdikleri en iyi not: “Akýllarý fazla ermeyen, safdil” olmalarý þeklindedir. Böyle olunca, kendilerinin farkýna varmadýklarý önemli, gerçek, deðerli hiçbir þeyi, müminlerin onlardan önce bulmalarýný mümkün saymazlar. Kendilerinin malý olmayan hiçbir þey doðru, güzel, önemli, deðerli, faydalý olamayacaðý için, en parlak gerçekleri bile onlara kabul ettirmek mümkün deðildir.
12 – Bundan önce, bir rehber ve rahmet olarak Mûsa’nýn kitabý vardý. Bu ise, zalimleri uyarmak, iyi hareket eden müminleri müjdelemek üzere indirilmiþ, onu doðrulayan Arapça bir kitaptýr.
13 – Onlar ki “Rabbimiz Allah’týr” deyip sonra da dürüst hareket ederler, iþte onlara korku ve endiþe yoktur, onlar kendilerini üzecek hiçbir durumla da karþýlaþmazlar.
14 – Onlar cennetlik olup, yaptýklarý güzel iþlere karþýlýk olarak ebedî kalmak üzere o cennetlere girerler.
15 – Biz insana, anne ve babasýna güzel muamele etmesini emrettik.
Zira annesi onu nice zahmetlerle karnýnda taþýmýþ ve nice güçlüklerle doðurmuþtur.
Çocuðun anne karnýnda taþýnmasý ve sütten kesilmesi otuz ay sürer.
Nihayet insan, gücünü kuvvetini bulup daha sonra kýrk yaþýna girince
“Ya Rabbî!” der, “Gerek bana, gerek anneme babama lütfettiðin nimetlerine þükür yoluna beni sevket.
Senin razý olacaðýn makbul ve güzel iþ yapmaya beni yönelt ve bana salih, dine baðlý, makbul nesil nasib eyle!
Rabbim! Senin kapýna döndüm, ben sana teslim olanlardaným.” [17,23; 31,14]
16 – Ýþte Biz, onlarýn yaptýklarý en güzel iþlerini, taatlerini kabul edip, günahlarýný affedeceðiz.
Bunlar cennetlikler arasýndadýrlar. Bu, onlara söz verilen gerçek bir vaaddir.
17 – Fakat bir de öyleleri var ki, kendisini imana dâvet eden anne ve babasýna:
“Öf be! Yetti artýk! Benden önce nice nesiller ölüp de geri dönmediði halde, siz beni mezarýmdan dirilip çýkarýlmakla mý korkutuyorsunuz!” derken,
onlar: Allah’a sýðýnýp yalvararak oðullarýna:
“Yazýk ediyorsun kendine!” derler, “imana gel, Allah’ýn vâdi elbette gerçektir.”
O ise yine de: “Bu âhiret inancý eskilerin masallarýndan baþka bir þey deðildir” diye diretir.
18 – Ýþte onlar, kendilerinden önce insanlardan ve cinlerden gelmiþ geçmiþ topluluklar içinde,
haklarýnda azap hükmü kesinleþmiþ olanlardýr.
Çünkü onlar hüsrana uðramýþ kimselerdir.
19 – Herkesin, yaptýðý iþlere göre dereceleri vardýr.
Sonuçta Allah onlara iþlerinin karþýlýðýný tam tamýna ödeyecek,
onlar asla haksýzlýða mâruz kalmayacaklardýr.
20 – Gün gelir, kâfirler cehennem ateþinin karþýsýna tutulurken þöyle denilir:
“Bütün zevklerinizi dünya hayatýnýzda kullanýp tükettiniz, onlarla safa sürdünüz.
Artýk bugün dünyada haksýz yere büyüklük taslamanýz ve dinden çýkýp fâsýklýk etmeniz sebebiyle hor ve hakîr eden bir azap ile cezalandýrýlacaksýnýz!”
21 – Bir de Âd halkýnýn kardeþleri Hûd’u hatýrla.
O Ahkaf’da kavmini uyarmýþtý.
Gerçekte ondan önce de, sonra da birçok uyaran peygamberler gelip geçmiþti.
O: “Yalnýz Allah’a ibadet edin.
Doðrusu ben, sizin baþýnýza gelecek müthiþ bir günün azabýndan endiþe ediyorum.” demiþti.
Ahkaf sözlükte “kum tepeleri” anlamýna gelir. Özel isim olarak, Arap yarýmadasýnýn güney batý kýsmý olup bugün meskûn deðildir. Uman’dan Yemen’e kadar bu bölgede Âd kavmi yaþamýþtý. Burasý eski çaðlarda yeþillik iken sonradan kuraklýða mâruz kalmýþ olabilir.
22 – Onlar: “Sen bizi tanrýlarýmýzdan vazgeçirmeye mi geldin!
Haydi, iddianda tutarlý isen, geleceðini bildirerek bizi tehdit ettiðin azabý baþýmýza getir bakalým!” dediler.
23 – O þöyle cevap verdi:
“Azabýn vakti hakkýnda kesin bilgi Rabbimin nezdindedir.
Ben sadece benimle gönderilen mesajý size duyuruyorum.
Ne var ki sizi cahilce davranan bir toplum buluyorum.”
24-25 – Vaktâ ki, bildirilen azabý, vâdilerine doðru enlemesine yayýlarak ilerleyen bir bulut halinde görünce:
“Bu,” dediler, “bize yaðmur getiren bir bulut!”
Hûd: “Hayýr,” dedi, “bu, sizin gelmesi için acele edip durduðunuz þeydir, yani can yakýcý bir azap taþýyan bir rüzgârdýr!
Rabbinin izniyle her þeyi devirip yerle bir eden bir kasýrgadýr.”
Derken hepsi helâk olup sadece meskenleri kaldý.
Ýþte Biz, suça gömülmüþ gürûhu böyle cezalandýrýrýz. [7,65; 11,50; 26,123 vd.]
Burada yalnýz canlýlarý öldürüp binalarý tahrip etmeyen ve yirminci yüzyýlýn son çeyreðinde icad edilen bir bomba çeþidine iþaret bulabiliriz.
26 – Gerçekten, Biz onlara, size vermediðimiz imkânlar vermiþtik.
Kulaklar, gözler ve gönüller lütfetmiþtik kendilerine.
Fakat ne kulaklarý, ne gözleri, ne de gönülleri kendilerine fayda verdi.
Çünkü onlar Allah’ýn âyetlerini bile bile, inatla inkâr ediyorlardý.
Neticede alaya aldýklarý o azap kendilerini her taraftan sarýverdi.
27 – (Mekkeliler!) Etrafýnýzda bulunan birçok þehirleri yerle bir ettik ve yanlýþ yoldan dönsünler diye âyetlerimizi farklý üsluplarla tekrar tekrar açýkladýk!
28 – Kendilerine Allah’ýn nezdinde yakýnlýk saðlasýnlar diye Allah’tan baþka edindikleri tanrýlar, o müþrikleri kurtarsalardý ya!
Bilakis onlar ortalýktan kaybolup kendilerini terk ettiler.
Ýþte onlarýn sapýtmalarýnýn ve uydurup durduklarý iftiralarýnýn neticesi bundan ibarettir.
29 – Hani Biz bir vakit cinlerden bir takýmýný Kur’ân dinlemeleri için sana göndermiþtik.
Kur’ân’ý iþitip dinleyecek yere gelince birbirlerine:
“Susun, dinleyin!” dediler.
Okuma tamamlanýnca kendi toplumlarýna birer uyarýcý olarak döndüler. [12,109; 25,20; 29,27; 6,130; 72,1-7]
Sahâbe ve tabiundan birçok zat, cinlerin Batn-ý Nahle’ye gelip dinledikleri hususunda ittifak ederler. Ýbn Ýshak gibi Siyer yazarlarý bu hadisenin, Peygamberimiz (a.s.)’ýn Taif’ten çok üzgün bir þekilde döndüðü ve bu yerde konakladýðý sýrada vâki olduðunu bildirirler.
30 – “Ey kavmimiz!” dediler, “biz Mûsâ’dan sonra gönderilen, kendisinden önceki vahiyleri tasdik eden, gerçeðe ve dosdoðru yola götüren bir kitap dinledik.” [6,115; 9,33]
Cinlerin Hz. Mûsâ (a.s.)’ý ve diðer semâvî kitaplarý bilip inandýklarý anlaþýlýyor.
31 – “Ey kavmimiz! Allah yoluna dâvet eden bu elçinin çaðrýsýný kabul ve ona iman edin ki
Allah da sizin günahlarýnýzý affetsin ve gayet acý bir azaptan sizi kurtarsýn.”
Muteber rivayetlerden anlaþýldýðýna göre, 30. âyette zikredilen olaydan sonra cinler, peþpeþe heyetler halinde Hz. Peygamber (a.s.)’ýn huzuruna gelmiþlerdir. Bu hadisenin en az altý kere vâki olduðu, hadislerden anlaþýlmaktadýr.
32 – Allah’ýn elçisine icabet etmeyen kimse bilsin ki,
Allah’ýn cezasýndan asla kaçýp kurtulamaz ve Allah’tan baþka hiçbir hâmi ve dost bulamaz.
Onlar besbelli bir sapýklýk içindedirler.
33 – O kâfirler þu gerçeði hâla anlamadýlar mý ki; gökleri ve yeri yaratan ve yarattýktan sonra hiçbir yorgunluk çekmeyen Allah, ölüleri diriltmeye de, haydi haydi kadirdir!
Evet, O her þeye kadirdir. [50,15.38] {KM, Tekvin 2,3; Çýkýþ 31,17}
34 – Gün gelecek, kâfirler cehennem ateþine karþý tutulacaklar.
Ýþte o zaman, kendilerine: “Nasýl, bu ateþ doðru deðil miymiþ?” diye sorulunca:
“Evet, Rabbimize yemin ederiz ki haktýr, gerçektir” diyecekler.
Yüce Allah da þöyle buyuracak:
“Ýnkâr edip durduðunuz için haydi öyleyse tadýn bakalým azabý!”
35 – O halde ey Resulüm! O üstün azim sahipleri olan peygamberler nasýl sabrettilerse, sen de öyle sabret.
Onlar hakkýnda azap gelmesi için acele etme!
Onlar, tehdit edildikleri azabý gördükleri gün, dünyada gündüzün, sadece bir saatinden daha fazla kalmadýklarýný düþüneceklerdir.
Bu bir duyurudur. Sözün kýsasý: “Allah’ýn yolundan çýkmýþ güruhtan baþkasý helâk edilmez.” [55,46-47; 18,107; 79,46; 10,45; 73,11; 86,17]
Ynt: 46 – Ahkaf Suresi By: ceren Date: 08 Mart 2018, 15:44:50
Esselamu aleykum.rabbim bizleri kur anýn rehberliðinde yaþayan ve rizasina kavusan kullardan eylesin inþallah. ..
Ynt: 46 – Ahkaf Suresi By: sedanurr Date: 09 Mart 2018, 07:44:41
Ve aleykumselam Rabbim bizleri Kur'an ehli eylesin
radyobeyan