6. Ders By: hafiza aise Date: 11 Þubat 2011, 12:18:39
Altýncý ders
(1)
Ey zaafýyla beraber maðrur ve iþlemediði þeyle müftehir biçare Said! Senin fahir ve gurura hiç hakkýn yok. Çünkü, senin nefsinde, kusur ve þerden baþka yoktur. Eðer hayýr olsa, o hayýr da, cüz-ü ihtiyarýn gibi cüz'îdir. Lâkin, deme ki "Þerrim de cüz'îdir." Hayýr, sen, o cüz-ü ihtiyarýnla bir þerr-i küllîyi iþleyebilirsin. Çünkü, sen, iþlediðin bir kusurla, senin maksuduna müteveccih olan sair esbabýn semerat-ý sa'ylerini hükümden iskat ederek bir hasaret-i külliyeye sebep ve bir hacalet-i dâimîye müstehak olursun. Hakikat böyle iken, þeytanýn bir cihette þakirdi olan nefsin, kaziyenin aksine olarak hayrý küllî, þerri cüz'î tasavvur eder; firavunlaþýrsýn. Bilir misin, misalin neye benzer?
Maðrur ahmak bir adam, bir gemiyle ticaret eden bir cemaate þerik olur. O cemaatin herbiri bir kýsým sermaye verip, gemide bir vazifeyi deruhte eder. Herkes kendi vazifesini ifa eder.Yalnýz o maðrur, hareket-i sefineye medar olan vazifesini terk ederek, geminin garkýna sebebiyet verir. O cemaatin hepsi bin lira zarar ederler. Ona denildi:
"Hak olan odur ki, bütün hasareti sen çekeceksin. Çünkü, bizim sa'yimizi de heba ettin."
O dedi:
"Yok kabul etmem. Belki bu hasaret taksim edilerek hissem miktarýnca çekebilirim."
Sonra, ikinci seferde, o dahi onlar gibi vazifesini ifa etti. Bin lira kâr ettiler. Dediler ki:
"Hasaret vazifeye bakar. Kâr, re'sülmâle bakar. Öyleyse, re'sülmâl nispetinde taksim edelim."
O maðrur dedi ki:
"Yok, belki bütün kâr benimdir. Çünkü, çendan evvelce 'Hasaret sana racidir' demiþtiniz. Ben kabul etmemiþtim. Öyleyse, bütün kâr da bana olmalý."
O vakit ona denildi:
"Ey cahil nâdan! Birþeyin vücudu, bütün ecza ve þeraitinin vücuduna tevakkuf eder. Öyleyse vücudun semeresi, bütün esbab-ý vücuda verilir. Kâr ise, vücudun semeresidir. Hasaret ise, ademin semeresidir.
Halbuki, birþeyin ademi, bir cüz-ü vahidin ademiyle veya bir þartýn fýkdanýyla oluyor. Öyleyse, ademin semeresi, in'idamýn sebebine verilecektir."
Elhasýl: Yâ Said-aslahakellah-senin, fahre ve gurura hakkýn yoktur. Çünkü:
Evvelen: Þer, senden; hayýr ise, gayrýdandýr.
Saniyen: Þerrin küllî, hayrýn cüz'îdir.
Salisen: Sen, amel-i hayrýn ücretini, amelden evvel almýþsýn. Belki bütün hasenatýn, seni insan-ý müslim yapan Mün'imin in'âmýna karþý, aþr-ý mi'þâr-ý aþrýna da, yani onda birin onda birinin onda birine de mukabil gelmez. Öyleyse, daha gururun nedendir? Fahrýn ne içindir? Ýþte bu sýrdandýr ki, Cennete girmek mahz-ý fazýldýr. O dehþetli Cehennem, ceza-yý amel ve ayn-ý adildir. Çünkü, beþer bir þerr-i cüz'îyle, bir cinayet-i külliye-i daimeyi iþleyebilir.
Rabian: Hayýr, o vakit hayýr olur ki Allah için ola_ Eðer Allah için olsa, o vakit kat'î Onun izniyledir. Tevfik Onundur. Minnet Onadýr. Senin hakkýn, þükürdür, fahir deðildir. Çünkü fahir, irae, yani gösteriþ ve riya iledir. Riya ise, hayrý þer eder. Þerle iftihar edersen et! Ýþte bu hakikati bilmediðindendir ki, nefsinden maðrur, gayrýya da gururlu oldun.
Hem sen, bir cemaatin hasenatýný tutuyorsun. O hasenatý, müteneffiz bir þahsa vermekle, tefer'una vasýta ve vesile oluyorsun. Belki, Allah'ýn malýný ve ef'alini, esbaba ve taðutlara taksim ediyorsun.
Hem, þu cehildendir ki, nefsinle sana âidiyeti olan seyyiatý kadere vererek mes'uliyetten kaçýyorsun.
Hem, nass ile sabit olan Fâtýrýn sýrf feyz-i fazlýndan olan hasenatý kendi nefsine veriyorsun-tâ iþlemediðin þeylerle medholunasýn. Þu edeb-i Kur'ân ile edeplen. Kur'ân-ý Kerim diyor ki:

Malýna sahip ol; baþkasýnýn malýný gasbetme.
Hem Kur'ân-ý Kerîm diyor ki:
(2) 
Madem ki hasene on misline çýkar. Seyyie, nefsinde, birde münhasýr kalýr. Sen de haseneden neþ'et eden muhabbeti, Muhsinden, Muhsinin müteallikatýna teþmil et. Uyûbundan iðmâz-ý ayn et. Seyyieden neþ'et eden adavet-i müsi'den, musi'in akaribine veya sair güzel sýfatlarýna tecavüz ettirme. Bu edeb-i illiye-i âdile-i Kur'âniyeyle edeplen. Kur'ân'ýn edebiyle edeplenmeyen, zamanýn sillesiyle tedip olunacaðý muhakkaktýr.1 "Sana her ne iyilik eriþirse Allah'tandýr. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir." Nisâ Sûresi, 4:79.
2 "Kim Allah'ýn huzuruna bir iyilikle gelirse, kendisine on kat sevap vardýr. Kim bir kötülükle gelirse, o da ancak o kötülüðün misliyle cezâlandýrýlýr;" En'âm Sûresi, 6:160.