Mesnevi-i Nuriye
Pages: 1
7. Ders By: hafiza aise Date: 11 Þubat 2011, 12:14:54
Yedinci ders

(1)

Ey Said-i gafil! Nedendir ki vazifeni terkedip, Hâlýkýnýn vazifesiyle fuzuli iþtigal ediyorsun? Zalûm ve cehûl vasfýna liyakat kesb ediyorsun ki, daire-i iktidarýnda olan hafif ubudiyet vazifesini terk ediyorsun. Halbuki, zayýf beline, tahammülsüz baþýna, takatsiz kalbine, Hâlýk ve Rezzakýna mahsus vazife-i rububiyeti yükletiyorsun. Saadet ve istirahat istersen, vazifene sahip ol, Hâlýkýn vazifesini Ona tefviz et. Yoksa sen, þakî bir âsi, fuzulî bir hâin olursun. Bilir misin, neye benzersin? Misalin bir nefer asker gibidir ki, o nefer, iki vazife karþýsýndadýr.

Biri: Vazife-i asliyedir ki, o da tâlim ve cihaddýr. Sultan ise, þu vazifede ona muavenet eder, levazýmatýný ihzar eder.

Ýkinci vazife: Sultana mahsus vazifedir ki, o neferin erzakýný ve tayýnatýný, libasýný ve silâhýný, atýný ve devasýný vermektir. Lâkin, bazan neferi, þu vazife-i þâhânede istihdam eder ki, o hizmeti de devlet hesabýna yapar. Þu sýrdandýr ki, taamý piþiren veya karavanayý yýkayan nefere denilse, "Arkadaþ, ne yapýyorsun?" O nefer der: "Hükûmet ve devletin angaryasýný çekiyorum." Demiyor, "Rýzkým için çalýþýyorum." Zira bilir ki, o vazife-i asliyesi deðil; belki rýzký devlete aittir. Hattâ hasta olsa, aðzýna lokmayý koymaya kadar devlete aittir.

Ýþte þöyle bir nefer, rýzkýný tedarik niyetiyle ticaretle iþtigal etse, cahil bir þakî olur. Tezyif olunur, tedip edilir. Tâlim ve cihadý terk ettiði için hain ve âsi olur. Tânif ve darb edilir.

Mesnevî-i Nuriye - Nur'un Ýlk Kapýsý - s.1384

Ey Said-i þakî! Misali anladýnsa dinle: Sen o nefersin. Salât ve ibadatýn, tâlimattýr. Terk-i kebairle, nefis ve þeytanla mücaheden harptir. Senin vazife-i fýtratýn budur. Fakat, Cenab-ý Hak, senin vazifende muvafýk ve muindir.

Amma, rýzkýn ve hayatýn idamesi, emval ve evlâdýn muhafazasý, Hâlýkýna aittir. Fakat bazan seni þu vazifede istihdam eder ki, hazain-i rahmetinin kapýlarýný kavl ve hal ve fiil ve sualle dakk-ý bab etmekHAÞÝYE ile ubudiyet suretinde hizmet edersin.

Hem, nimetlerinin mutfaklarýna vasýl edecek yollarda sülûk etmekle seni istimal eder. Tâ ki, ya istidat veya ihtiyaç veya fiil veya kal lisanýyla, sen, kaderle tâyin olunan tayýnatýný ve levazýmatýný alasýn. Bununla beraber, ne derece bir cehle düþtüðünü anla ki, ihtiyarsýz ve iktidarsýz olduðun tufuliyet zamanýnda en leziz rýzký sana ve hem rýzkýný tedarik edemeyen bütün zayýf hayvanlara erzaklarýný ihsan eden Rezzak-ý Hakikîyi itham ediyorsun ki, ol Rezzak herbir duayý iþitir ve herbir hacatý bilir ve herbir þeye kudreti eriþir. Öyle bir ganidir ki, yeryüzünü, yaz zamanýnda, zîhayat olan misafirlerine bir matbaha-i Rabbaniye yapar ki, herbir bostan bir kazandýr. Ve herbir müsmir meyveli aðaç, bir kaptýr. Bütün onlarý, feyiz ve rahmetinden, et'ime-i lezize ile doldurur. Ýncecik sicim gibi iplerle indirip bizlere ikram ediyor.

Madem iþ böyledir; vazife-i asliyeni yaptýktan sonra, seni istimal ettiði vakit, Onun hesabýyla çalýþ, Onun namýyla baþla. Ýzin verdiði dairede amel et. Eðer vazife-i asliyen olan ubudiyetle vazife-i ârýziye muaraza etseler, sen vazifene bak. Ötekini, sahib-i hakikî olan Cenab-ý Hakka tefviz et. Ve  de.



1  "Cinleri ve insanlarý ancak Bana iman ve ibadet etsinler diye yarattým. Ben onlardan bir rýzýk istemiyorum; Beni doyurmalarýný da istemiyorum. Þüphesiz ki rýzýk veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah'týr." Zâriyat Sûresi, 51:56-58.

radyobeyan