9. Ders sekizinci mukaddeme By: hafiza aise Date: 11 Þubat 2011, 11:31:41
SEKÝZÝNCÝ MUKADDEME:
Evet insan, çendan nefsinde ve suretinde hiçtir ve hiç hükmündedir. Fakat vazife ve mertebe noktasýnda, þu kâinat-ý muhteþemenin seyircisi ve þu mevcudatýn lisan-ý nâtýký ve þu kitab-ý âlemin mütalâacýsý ve þu müsebbih ve âbid mahlûkatýn nâzýrý ve ustabaþýsý hükmündedir.
Evet insan, þu dünyaya bir misafir olarak gönderilmiþ. Ve insana mühim istidâdât ve o istidâdâta göre mühim vezâif tevdi edilmiþ
Hem insan, insan olmak için, kendine göre bir derece bu gayeye çalýþmalýdýr. Bu gayeler ise:
Evvelen: Þu kâinatta saltanat-ý rububiyetini tasdikle, mehasin-i kemâlâtýna nezaret etmektir.
Saniyen: Esmâ-i kudsiye-i Ýlâhiyenin nukuþ-u bedayikârânelerini birbirine gösterip dellâllýk etmektir.
Sâlisen: Künuz-u mahfiye olan esmâ-i Rabbaniyenin cevherlerini mizan-ý idrakle tartmak ve kýymet vermektir.
Rabian: Kalem-i kudretin mektubatýný mütalâayla tefekkür etmektir.
Hamisen: Fýtratýn letaif ve müzeyyenatýný temaþa etmekle, Fâtýrýn mârifetine ve rüyetinin temaþasýna iþtiyak göstermektir.
Sadisen: Sâni-i Zülcelâlin san'atýnýn mucizeleriyle kendini tanýttýrmasýna ve bildirmesine mukabil, iman ve mârifetle mukabele etmektir.
Sabian: Rahîm-i Kerîmin semerat-ý rahmetinin müzeyyenatýyla kendini teveddüd suretinde sevdirmesine mukabil, ona hasr-ý muhabbet ve taabbüd ile tahabbüb etmektir.
Saminen: Mün'im-i Hakikînin, maddî ve mânevî nimetlerin lezaiziyle insaný perverde etmesine mukabil, fiil ve hal ve kal ile, hattâ elinden gelse bütün havassý ve letaifiyle O Mün'im-i Hakikîye þükür ve hamd etmektir.
Tasian: Celîl-i Mutlakýn (celle celâlühü) ve Cemîl-i Mutlakýn (azze cemalühü) kâinatýn mezahirinde ve mevcudatýn aynalarýnda kibriya ve kemalini, celâl ve cemalini izhar etmesine mukabil, tekbir ve tesbihle ve mahviyet içinde ubudiyetle ve hayret ve muhabbet içinde secdeyle mukabele etmektir.
Aþiren: O Rahmân'ýn rahmetinin derece-i vüs'atýný ve servetinin derece-i kesretini ve itkan ve intizam içinde cûd-u mutlakýný göstermesine mukabil, tahmid ve tâzim içinde iftikar ile sual etmektir.
Hem, san'atýnýn letaif ve antikalarýný sath-ý zeminde teþhir etmesine mukabil, takdir ve tahsin ve istihsanla mukabele etmektir. Hem, þu kasr-ý kâinatta, taklit edilmez sikkeleriyle ve Ona mahsus hâtemleriyle ve Ona münhasýr turralarýyla ve Ona has fermanlarýyla bütün mevcudata damga-i vahdet koymasýna ve âyât-ý tevhidi nakþetmesine ve aktâr-ý âfâkta bayrak-ý vahdaniyetini ilân etmesine mukabil; tasdikle, iman ve tevhidle, iz'an ve þehadet ve ubudiyetle mukabele etmektir.
Ýþte, bunlar gibi vücuh-u ibâdât ve tefekküratla insan hakikî insan olur. Ahsen-i takvimde olduðunu gösterir. Yümn-ü imanla emanete mâlik emin bir halife-i arz olur.