Lemalar
Pages: 1
1. Lema By: hafiza aise Date: 09 Þubat 2011, 15:29:30
BÝRÝNCÝ LEM'A


(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)


Otuz Birinci Mektubun birinci kýsmý, her zaman, hususan maðrib ve iþâ ortasýnda otuz-üçer defa okunmasý çok faziletli bulunan mezkûr kelimât-ý mübarekenin herbirinin çok envârýndan birer nurunu gösterecek altý Lem'adýr.

HAZRET-Ý YUNUS ibni Mettâ Alâ Nebiyyinâ ve Aleyhissalâtü Vesselâmýn münâcâtý, en azîm bir münâcattýr ve en mühim bir vesile-i icabe-i duadýr.

Hazret-i Yunus Aleyhisselâmýn kýssa-i meþhuresinin hülâsasý:

Denize atýlmýþ, büyük bir balýk onu yutmuþ. Deniz fýrtýnalý ve gece daðdaðalý ve karanlýk ve her taraftan ümit kesik bir vaziyette, 8 münâcâtý, ona sür'aten vasýta-i necat olmuþtur.

Þu münâcâtýn sýrr-ý azîmi þudur ki:

O vaziyette esbab bilkülliye sukut etti. Çünkü o halde ona necat verecek öyle bir Zat lâzým ki, hükmü hem balýða, hem denize, hem geceye, hem cevv-i semâya geçebilsin. Çünkü onun aleyhinde gece, deniz ve hut ittifak etmiþler. Bu üçünü birden emrine musahhar eden bir Zat onu sahil-i selâmete çýkarabilir. Eðer bütün halk onun hizmetkârý ve yardýmcýsý olsaydýlar, yine beþ para faydalarý olmazdý. Demek esbabýn tesiri yok. Müsebbibü'l-Esbabdan baþka bir melce olamadýðýný aynelyakin gördüðünden, sýrr-ý ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkiþaf ettiði için, þu münâcat birden bire geceyi, denizi ve hûtu musahhar etmiþtir. O nur-u tevhid ile hûtun karnýný bir tahtelbahir gemisi hükmüne getirip ve zelzeleli daðvâri emvac dehþeti içinde, denizi, o nur-u tevhid ile emniyetli bir sahrâ, bir meydan-ý cevelân ve tenezzühgâhý olarak o nur ile semâ yüzünü bulutlardan süpürüp, kameri bir lâmba gibi baþý üstünde bulundurdu. Her taraftan onu tehdit ve tazyik eden o mahlûkat, her cihette ona dostluk yüzünü gösterdiler. Tâ sahil-i selâmete çýktý, þecere-i yaktîn altýnda o lûtf-u Rabbânîyi müþahede etti.

Ýþte, Hazret-i Yunus Aleyhisselâmýn birinci vaziyetinden yüz derece daha müthiþ bir vaziyetteyiz. Gecemiz istikbaldir. Ýstikbalimiz, nazar-ý gafletle, onun gecesinden yüz derece daha karanlýk ve dehþetlidir. Denizimiz, þu sergerdan küre-i zeminimizdir. Bu denizin her mevcinde binler cenaze bulunuyor; onun denizinden bin derece daha korkuludur. Bizim hevâ-yý nefsimiz, hûtumuzdur; hayat-ý ebediyemizi sýkýp mahvýna çalýþýyor. Bu hut, onun hûtundan bin derece daha muzýrdýr. Çünkü onun hûtu yüz senelik bir hayatý mahveder. Bizim hûtumuz ise, yüz milyon seneler hayatýn mahvýna çalýþýyor.

Madem hakikî vaziyetimiz budur. Biz de, Hazret-i Yunus Aleyhisselâma iktidaen, umum esbabdan yüzümüzü çevirip, doðrudan doðruya, Müsebbibü'l-Esbab olan Rabbimize iltica edip

demeliyiz ve aynelyakin anlamalýyýz ki, gaflet ve dalâletimiz sebebiyle aleyhimize ittifak eden istikbal, dünya ve hevâ-yý nefsin zararlarýný def edecek yalnýz o Zat olabilir ki, istikbal taht-ý emrinde, dünya taht-ý hükmünde, nefsimiz taht-ý idaresindedir. Acaba Hâlýk-ý Semâvat ve Arzdan baþka hangi sebep var ki, en ince ve en gizli hâtýrât-ý kalbimizi bilecek?

Ve bizim için istikbali, âhiretin icadýyla ýþýklandýracak ve dünyanýn yüz bin boðucu emvâcýndan kurtaracak-hâþâ-Zât-ý Vâcibü'l-Vücuddan baþka hiçbir þey, hiçbir cihette, Onun izin ve iradesi olmadan imdad edemez ve halâskâr olamaz.

Madem hakikat-i hal böyledir. Nasýl ki Hazret-i Yunus Aleyhisselâma o münâcâtýn neticesinde hûtu ona bir merkûb, bir tahtelbahir ve denizi bir güzel sahrâ ve gece mehtaplý bir lâtif suret aldý. Biz dahi o münâcâtýn sýrrýyla
demeliyiz.(9) cümlesiyle istikbalimize, (10) kelimesiyle dünyamýza,(11) fýkrasýyla nefsimize nazar-ý merhametini celb etmeliyiz. Tâ ki, nur-u iman ile ve Kur'ân'ýn mehtabýyla istikbalimiz tenevvür etsin ve o gecemizin dehþet ve vahþeti, ünsiyet ve tenezzühe inkýlâp etsin. Ve mütemadiyen mevt ve hayatýn deðiþmesiyle seneler ve karnlar emvâcý üstünde hadsiz cenazeler binip ademe atýlan dünyamýz ve zeminimizde, Kur'ân-ý Hakîmin tezgâhýnda yapýlan bir sefine-i mâneviye hükmüne geçen hakikat-i Ýslâmiyet içine girip, selâmetle o denizin üstünde gezip, tâ sahil-i selâmete çýkarak hayatýmýzýn vazifesi bitsin. O denizin fýrtýnalarý ve zelzeleleri, sinema perdeleri gibi tenezzühün manzaralarýný tazelendirmekle, vahþet ve dehþet yerine, nazar-ý ibret ve tefekkürü keyiflendirerek okþayýp ýþýklandýrsýn. Hem o sýrr-ý Kur'ân'la, o terbiye-i Furkaniye ile, nefsimiz bize binmeyecek, merkûbumuz olup, bizi ona bindirip, hayat-ý ebediyemizin kazanmasýna kuvvetli bir vasýtamýz olsun.

Elhasýl: Madem insan, mahiyetinin câmiiyeti itibarýyla, sýtmadan müteellim olduðu gibi, arzýn zelzele ve ihtizâzâtýndan ve kâinatýn kýyamet hengâmýnda zelzele-i kübrâsýndan müteellim oluyor. Ve nasýl ki hurdebinî bir mikroptan korkar, ecrâm-ý ulviyeden zuhur eden kuyruklu yýldýzdan dahi korkar. Hem nasýl ki hanesini sever, koca dünyayý da öyle sever. Hem nasýl ki küçük bahçesini sever; öyle de, hadsiz ebedî Cenneti dahi müþtakane sever. Elbette, böyle bir insanýn Mâbudu, Rabbi, melcei, halâskârý, maksudu öyle bir Zat olabilir ki, umum kâinat Onun kabza-i tasarrufunda, zerrat ve seyyârat dahi taht-ý emrindedir. Elbette öyle bir insan daima Yunusvâri
demeye muhtaçtýr.


1 "Karanlýklar içinde niyaz etti: 'Senden baþka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.'" Enbiyâ Sûresi, 21:87.

2 "Rabbine þöyle niyaz etmiþti: 'Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.'" Enbiyâ Sûresi, 21:83.

3 "Eðer senden yüz çevirecek olurlarsa de ki: Allah bana yeter. Ondan baþka ibadete lâyýk hiçbir ilâh yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Yüce Arþýn Rabbi de Odur." Tevbe Sûresi, 9:129.

4 "Allah bana yeter; O ne güzel vekildir." Âl-i Ýmrân Sûresi, 3:173.

5 Havl ve kuvvet, ancak herþeyden yüce ve nihayetsiz azamet sahibi olan Allah'a aittir.

6 Bâkî kalan ancak sensin, ey Bâkî. Bâkî kalan ancak sensin, ey Bâkî.

7 "[Kur'ân] iman edenler için bir hidayet rehberi ve bir þifadýr." Fussýlet Sûresi, 41:44.

8 "Senden baþka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum." Enbiyâ Sûresi, 21:87.

9 Senden baþka ilâh yoktur.

10 Sen her noksandan münezzehsin.

11 Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.

Ynt: 1. Lema By: saniyenur Date: 20 Haziran 2011, 02:41:58
Bizim hutumuz Yunus a.s. 'ýn hutundan daha karanlýk ve tehlikeli.Zira onun hutu 100 ylýný mahvederken bizim hutumuz milyonlarca insaný mahvetti ve mahvetmekte. Bizi bu huttan kurtaracak hiç bir sebep yoktur þu dünyada. Bizi huttan, içinde boðulduðumuz þu dünya dalgasýndan kurtarýp nurunu bahþedecek tek sebep vardýr: Sebebü'l-Esbab.Ne kadar mükemmel ifadeler.
Rabbim razý olsun bu güzel konuyu paylaþan kardeþimden.
Ynt: 1. Lema By: Nurefþan Date: 31 Temmuz 2012, 02:56:14
"Senden baþka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum." Rabbim ne olur günahlarýmýza bakma bakacaksan niyetlerimize ,sana olan aþkýmýza bak ,biz aciziz ,fakiriz ve kendimize zulmetmiþiz...

radyobeyan