48 – Fetih Suresi By: Gulinur Date: 07 Þubat 2011, 13:59:58
48 – FETÝH SÛRESÝ
Medine döneminde nâzil olmuþtur. 29 âyettir. Adýný, bu sûre-i þerifede bahsedilen aðýrlýklý konulardan birinden almýþtýr. Bu konu, hicrî 6. yýlý Zilkade ayýnda yapýlan Hudeybiye anlaþmasýdýr. Allah Teâla bu anlaþmayý, birinci âyette “Fethen mubina” (aþikâr zafer) olarak nitelendirmiþtir. Bu sûre hicrî 6. yýlda nâzil olmuþtur. Sûrenin ikinci kýsmý münâfýklarýn davranýþlarýný, üçüncü kýsmý müslümanlara vaad edilen zaferleri, son kýsmý ise örnek Ýslâm cemaatinin baþlýca vasýflarýný ele alýr.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1 – Biz sana aþikâr bir fetih ve zafer ihsan ettik.
Bu fetih, Hudeybiye anlaþmasýdýr. Müslümanlarýn bir kýsmý bunun zafer olacaðý konusunu iyi anlayamadýklarý için Hz. Peygambere: “Ya Resulallah bu zafer midir?” diye sorunca, O yemin ederek zafer olduðunu bildirmiþti. Fakat uzun zaman geçmeden, bu konuda kimsenin tereddüdü kalmadý. Abdullah Ýbn Mes’ud gibi bazý ashabdan, þu söz nakledilmiþtir: “Halk Mekkenin fethine zafer diyor, halbuki biz asýl zafer olarak Hudeybiye anlaþmasýný kabul ediyoruz.” (Buhari). Tâbiin imamlarýndan Zührî der ki: “Ýslâm tarihinde Hudeybiye zaferinden önceki hiçbir fetih, onun kadar büyük deðildir. (...) Bundan sonraki iki yýl içinde Ýslâm’a girenlerin sayýsý, o zamana kadar (19 yýl boyunca) müslüman olanlarýnkine ulaþtý, hatta onu da geçti.” (Buhari Þerhi Fethu’l-Barî; Ýbn Hiþam)
2 – Bu da Allah’ýn, senin geçmiþ ve gelecek kusurlarýný baðýþlamasý, sana yaptýðý ihsan ve in’amý tamamlamasý, seni dosdoðru yola hidâyet etmesi.
3 – Ve sana þanlý ve þerefli bir zafer vermesi içindir.
4 – Ýmandaki yakînlerini iyice artýrsýnlar diye müminlerin kalplerine sekîne indiren O’dur. Göklerin ve yerin ordularý Allah’ýndýr. Allah her þeyi hakkýyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
Hz. Peygamber (a.s.) Mekke’ye çýkarken ashab korkabilirlerdi. Nitekim münafýklar bu seferi “ölüme gitme” diye düþünmüþlerdi. Yahut antlaþmadan hemen sonra Ebû Cendel gibi bir müslümanýn müþriklere teslim edildiði sýrada kendilerini tutamayabilirlerdi. Anlaþmayý hazmedemeyip itaatsizlik gösterebilirlerdi. Fakat Allah’ýn o müminlerin gönüllerine indirdiði sükûnet sayesinde baðýrlarýna taþ basýp itaatsizlikten geri durdular, imtihaný kazandýlar, tehlikeli yolculuklarý zafere dönüþtü.
5 – Bu da, Allah’ýn mümin erkekleri ve mümin kadýnlarý içinde ebedî kalacaklarý, içinden ýrmaklar akan cennetlere yerleþtirmesi, onlarýn günahlarýný baðýþlamasý içindir. Bu, Allah katýnda büyük bir nailiyettir, büyük bir baþarýdýr. [3,185]
Kur’ân’da genel ifadeler, kadýnlarý da kapsamýna alýr. Fakat burada özellikle onlarýn mükâfatlarý vurgulanmýþtýr. Zira onlar beylerini, çocuklarýný, kardeþlerini o tehlikeli seferden engellemek þöyle dursun aksine teþvik etmiþler, mallarýný ve çocuklarýný, emanetlerini koruma görevini üstlenmiþlerdi.
6 – Öte yandan, Allah hakkýnda kötü zanda bulunan münafýk erkekler ve münafýk kadýnlar, müþrik erkek ve müþrik kadýnlarý cezalandýrmasý içindir. Kötülük, onlarýn baþlarýna dönsün! Allah, onlara gazap etmiþ, lânetlemiþ ve onlara cehennemi hazýrlamýþtýr. Ne kötü yerdir orasý!
7 – Göklerin ve yerin ordularý Allah’ýndýr. Allah hep azîz ve hakîmdir(mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
8 – Muhakkak ki:Biz, seni bir þahit, bir müjdeci ve uyarýcý olarak gönderdik ki
9 – Allah’a ve Resulüne iman edesiniz, ona destek olup saygý gösteresiniz ve Allah’ý da sabah akþam tesbih ve tenzih edesiniz.
10 – Sana biat edenler, gerçekte Allah’a biat etmektedirler.
Allah’ýn eli, hepsinin ellerinin üstündedir.
Kim sözünden dönerse, kendi aleyhine olarak döneklik eder.
Ama kim Allah’a verdiði sözünde durursa, Allah ona pek büyük mükâfat verir. [4,80; 9,111]
Hz. Peygamber (a.s.)’ýn Mekke müþriklerine elçi olarak gönderdiði Hz. Osman (r.a)’ýn öldürüldüðü haberi gelince, Hz. Peygamber sefere katýlan 1400 kadar sahâbîden, ölünceye kadar savaþtan kaçmayacaklarýna dair biat almýþtý. Bu, “Bey’atu’r-rýdvan” adý ile tarihe geçmiþtir.
11 – (Hudeybiye seferine katýlmayýp) kaçak durumda geri kalan bedevîler sana gelip: “Bizi mallarýmýz ve ailelerimiz oyaladý da ondan katýlamadýk.
Ne olur bizim için Allah’tan af dile” derler.
Onlar aslýnda, dilleriyle, kalplerinde olmayan þeyler söylerler.
De ki: Þimdi hakkýnýzda Allah bir zarar veya fayda vermek isterse, kim O’na karþý koyup engelleyebilir?
Hayýr! Ýþ sizin iddia ettiðiniz gibi deðil.
Allah her þeyden haberdar olduðu gibi sizin gazaya katýlamayýþýnýzýn gerçek sebebinden de haberdardýr.
Ýman etmelerine raðmen, umre çaðrýsýna katýlmayan, Medine civarýndaki Eslem, Cüheyne, Gifar, Eþca gibi kabileler, bu âyetin nüzûlüne sebep olmuþlardýr.
12 – Aslýnda siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine artýk geri dönemeyeceklerini düþündünüz.
Bu hayal, gönüllerinizde allanýp pullandý ve yerleþti.
Kötü zanlara düþtünüz ve helâki hak etmiþ kimseler oldunuz.
13 – Kim Allah’a ve Resulüne inanmazsa bilsin ki Biz kâfirlere alevli ateþler hazýrladýk.
14 – Göklerin ve yerin hâkimiyeti Allah’ýndýr.
O, dilediðini affeder, dilediðini cezalandýrýr.
Allah gafurdur, rahîmdir (affý ve ihsaný boldur).
15 – Gazaya katýlmayanlar, siz ganimetleri almak için gittiðinizde: “Ýzin verin, biz de size tâbi olalým” derler.
Böylece Allah’ýn hükmünü deðiþtirmek isterler.
De ki: “Siz bizimle gelemezsiniz, zira Allah Teâla daha önce böyle buyurmuþtur”
Bu defa da: “Hayýr!” diyecekler, “siz bizi çekemiyorsunuz”
Bilakis kendileri anlayýþlarý kýt olan, çok az anlayan kimselerdir.
Bu bedevîler Hudeybiye gazasýna katýlmamýþlar, kaçak duruma düþmüþlerdi: Hz. Peygamber (a.s.), Hudeybiye’den hicri 6. yýlýn Zilhicce ayýnda döndü ve bu ayýn geri kalan kýsmý ile (7. yýla ait) muharremin ilk günlerini Medinede geçirdi. Sonra Hayber seferine çýktý. Bu sefere, sadece Hudeybiye gazasýna katýlanlarý aldý. Zira Allah Teâla kendisine böyle bildirmiþti. Hayber’i fethedip çok ganimetler aldýlar. Münafýklar, Hayber’in sonunda menfaat gördükleri için bu savaþa katýlmak istediler ama, Allah’ýn buyruðu gereðince alýnmadýlar. Âyet bu hadiseye iþaret etmektedir.
16 – O gazaya katýlmayýp geri kalan bedevilere de ki:
“Siz yakýnda çok kuvvetli ve savaþçý bir milletle savaþmaya dâvet edileceksiniz.
Onlar teslim olup boyun eðinceye kadar onlarla savaþacaksýnýz.
Eðer bu sefer itaat ederseniz Allah sizi pek güzel bir þekilde ödüllendirir.
Ama daha önce yaptýðýnýz gibi arkanýzý döner, cihaddan kaçarsanýz, O, size gayet acý bir azap verir.”
Bu âyetteki çok güçlü millet Farslar ile Bizanslýlar olup onlarla yapýlacak savaþlara gaybî iþaret edilmektedir. Onlarla boyun eðinceye kadar savaþýlýr. Âyetteki “yüslimûn” kelime mânasýyla “inkiyad etme, teslim olma” diye tefsir edilir. Eðer “çok kuvvetli millet”ten Sakif, Hevazin gibi müþrikler kasdedilirse onlar hakkýnda “Ýslâm’a girinceye kadar” diye anlaþýlýr.
17 – Gazaya katýlmama konusunda âmaya sorumluluk yok, topala sorumluluk yok, hastaya sorumluluk yoktur.
Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, Allah onu, içinden ýrmaklar akan cennetlere yerleþtirir.
Kim de itaatten yüz çevirirse onu gayet acý þekilde cezalandýrýr.
18-19 – Gerçekten Allah, (Hudeybiye’de) o aðacýn altýnda sana biat ettikleri zaman, müminlerden razý oldu.
Onlarýn kalplerindeki ihlasý bildiði için üzerlerine sekîne, huzur ve güven indirdi. Onlarý hemen yakýnda gerçekleþen bir zaferle ve alacaklarý birçok ganimetle mükafatlandýrdý.
Allah azîz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Allah Teâla bu aðacýn altýnda biat eden 1400 kadar sahabîden razý olduðunu açýkça bildirmektedir. Bunlarýn imaný o derece kuvvetli ve savaþ hazýrlýðýndan o kadar uzak idiler ki, hallerine bakan kimse, umre için giydikleri ihramý kefen olarak giydiklerine hükmederdi. Onlardan râzý olduðunu bildiren Allah, elbette onlarýn istikballerini de bilerek böyle buyurmuþtu. Þîa ve Havariç fýrkalarýnýn onlarý dinden dönme ile suçlamalarý, sadece kendilerine zarar verir. Söz konusu aðacý ziyaret edenler zuhur edince Hz. Ömer (r.a.)’ýn onu kestirdiði nakledilir.
20-21 – Allah size daha baþka birçok ganimet vâd etti. Onlarý ileride alacaksýnýz. Þimdilik size bunu verdi ve insanlarýn ellerini sizden çekti ki müminler için Allah’ýn teyidine bir delil ve ibret olsun ve sizi dosdoðru yola eriþtirsin. Allah size henüz güç yetiremediðiniz ama Kendisinin (ilim ve kudretiyle) hazýrladýðý baþka fetih ve ganimetler de vâd etti. Allah her þeye hakkýyla kadirdir.
Vâd edilen zaferler Hayber ve onu takibeden fetihlerdir. Hudeybiye sýrasýnda müminlerin savaþacak durumdaki bütün erleri Medine’den on beþ gün uzakta bulunuyorlardý. Etraftaki birçok düþman kabile bunu fýrsat bilip Medine’yi iþgal etmeyi düþünebilirlerdi. Ýçerideki müþrik, Yahudi ve münafýk gruplar da onlarla iþbirliði yapabilirlerdi. Allah Teâla, onlara fýrsat vermediðini hatýrlatýyor.
21. âyetteki fetih, muhtemelen Mekke’nin fethidir. “Sizin þu anda ona gücünüz yetmiyor, fakat Allah onu hazýrlamýþ olup Hudeybiye sürecinin sonucunda ona da nail olacaksýnýz” denilmiþ oluyor.
22 – Eðer (o Mekkeli) kâfirler sizlerle savaþsalardý, arkalarýný dönüp kaçar, sonra da kendilerini koruyan veya destek olan hiç kimse bulamazlardý.
23 – Allah’ýn öteden beri câri olan kanunu budur. Ve sen Allah’ýn nizamýnda hiçbir deðiþiklik bulamazsýn.
24 – Mekke vâdisinde size kâfirlere karþý zafer nasib ettikten sonra, onlarýn ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çeken O’dur. Allah bütün yaptýklarýnýzý görür.
25 – Ýnkârda ýsrar edip sizi Mescid-i Haram’ý ziyaret etmekten ve bekletilmekte olan hediye kurbanlýklarý yerine ulaþtýrmaktan geri çevirenler onlardýr.
Eðer orada kendilerini tanýmadýðýnýz için tepeleyeceðiniz ve bilmeyerek tepelemenizden ötürü zor durumda kalacaðýnýz mümin erkekler ve mümin kadýnlar olmasaydý, Allah ellerinizi birbirinizden çekmez, savaþmanýza engel olmazdý.
Dilediði kimseleri rahmetine nail etmek için Allah böyle takdir buyurdu. Þayet onlar birbirlerinden seçilip ayrýlmýþ olsalardý, elbette kâfirleri gayet acý bir cezaya çarptýrýrdýk.
Ýslâm’a inanmýþ olup Mekke’den Medine’ye hicret imkâný bulamayan ve Medine’deki müslümanlarca bilinmeyen çok mümin vardý. Kalýnan zor durumlar þunlar olabilirdi: Meþakkat, diyetin gerekmesi yahut öldürülmelerinden ötürü keffaret, üzüntü, kâfirlerin kýnamalarý (mümin mümini öldürüyor diye ayýplamalarý) müminleri bulup seçme hususunda tam araþtýrma yapýlmamasý sebebiyle günaha girme.
Allah Teâlanýn gözettiði faydanýn diðer boyutu þu idi:Mekke’nin kanlý bir þekilde fethedilmesini istemiyordu. Mekke’yi çevreleyen þartlarýn hazýrlanmasý ile, kendilerinin kanaat getirmesiyle Ýslâm’a girmelerini istiyordu. Nitekim Hudeybiye’den sonraki iki yýl bu maksada kâfi geldi.
26 – Kâfirlerin kalplerine taassubu, Cahiliye taassup ve tarafgirliðini yerleþtirdikleri o sýrada, Allah da elçisinin ve müminlerin gönüllerine huzur ve güven duygusu verdi.
Takvâ kelimesini onlara yoldaþ etti. Zaten onlar bu söze pek lâyýk ve ehil idiler. Allah her þeyi hakkýyla bilir.
Müminlerin on beþ günlük mesafeden gelmelerine raðmen bir gün içinde umre yapýp dönmelerine izin vermeyen müþrikler sýrf þu taassupla hareket ediyorlardý: “Eðer Muhammed bu kalabalýkla Mekke’de görünürse bütün Arap yarýmadasýnda gururumuz kýrýlacaktýr.”
Allah’ýn müminlerin kalplerine verdiði güven duygusu sayesinde onlar hislerine kapýlmadýlar, soðukkanlý, vakarlý, dürüst davranýp bu sabýrlarýnýn mükâfatlarýný gördüler.
27 – Allah, elçisinin rüyasýný elbette doðru çýkaracaktýr. Ýnþaallah siz kiminiz baþýný týraþ ettirmiþ, kiminiz saçlarýný kýsaltmýþ olarak, Mescid-i Haram’a korkmaksýzýn tam bir güvenlik içinde gireceksiniz. Ama Allah sizin bilemediðiniz þeyleri bildiðinden ondan önce, yakýn bir zafer nasib etti.
Sefere çýkmadan önce Hz. Peygamber, rüyasýnda ashabý ile güven içinde umre yaparak Mekke’ye girdiklerini görmüþ ve bunu anlatmýþtý. Hudeybiye’den dönerken beklentilerini bulamayýnca üzüldüler. Münâfýklar ise þüpheye düþüp bazý imalarda bulunup halkýn manevîyatýný sarsmaya baþladýlar. Oysa Peygamberimizin rüyasýnda “bu yýl” olacaðýna dair iþaret yoktu. Allah Teâla bu âyetle, bu zaferin kesin olarak vuku bulacaðýný gaybî bir haber olarak bildirmektedir. Bu söz ertesi yýl hicri 7. yýlda zilkade ayýnda gerçekleþmiþ, “Kaza edilen Umre” (Umret’ul-kadâ’) diye tarihe geçmiþtir.
28 – Bütün dinlere üstün kýlmak için resulünü hidâyet ve hak dinle gönderen O’dur. Buna þahit olarak Allah yeter.
Hudeybiye seferi hakkýndaki âyetlerin peþinden Hz. Muhammed (a.s.)’ýn risaletini vurgulayan bu âyetin indirilmesinin hikmeti þudur: Anlaþma akdi yazýlýrken Mekke müþriklerinin ýsrarý üzerine “Allah’ýn Resûlü” sýfatýný Efendimiz silmiþti: Ýþte buna ima ederek Allah Teâla sanki þöyle buyurmaktadýr: “Onun Allah’ýn Resulü olduðunda en ufak bir tereddüt yoktur. Bir kýsým insanlarýn inanmamalarý bu gerçeði deðiþtirmez. Allah’ýn ona þahitlik edip desteklemesi yeter de artar.”
29 – Muhammed Allah’ýn resulüdür. Onun beraberindeki müminler de kâfirlere karþý þiddetli olup kendi aralarýnda þefkatlidirler. Sen onlarý rükû ederken, secde ederken, Allah’tan lütuf ve rýza ararken görürsün. Onlarýn alâmeti, yüzlerindeki secde izi, secde aydýnlýðýdýr. Bunlar, Tevrattaki sýfatlarý olup Ýncîldeki meselleri ise þöyledir: Öyle bir ekin ki filizini çýkarmýþ, sonra da onu kuvvetlendirmiþ, derken kalýnlaþmýþ da artýk gövdesi üzerinde doðrulmuþ. Öyle ki ekicilerin hoþuna gider, kâfirleri de öfkelendirir. Ýþte böylece Allah, onlar gibi iman edip makbul ve güzel iþler yapanlara bir maðfiret ve büyük bir mükâfat hazýrlamýþtýr. [5,54] {KM, Vahiy 14,1; Matta 13,31-32; Markos 4,26-27; Luka 13,18}
Ashabýn kâfirlere karþý sert olmalarý, onlarýn kâfirlere haþin ve katý davranmalarý mânasýna gelmeyip imanlarýnýn saðlamlýðý, prensiplerinin kesinliði, dürüst ve düzenli hayatlarý sebebiyle kâfirlerin onlarý kolay kolay baþ eðdirememeleri, korku vererek sindirememeleri, onlarý menfaat ve þehvetlerle satýn alamayacaklarý, kolay bir lokma halinde diþleri arasýnda öðütemeyecekleri mânasýna gelir.
Secde izi, maddî alanda görülebilen yuvarlak iz deðildir. Müminin Allah’a yönelmesi neticesinde elde ettiði ruh yüceliði, güzel ahlâk, vakar ve takvâ halidir. Öyle ki onlarý gören insanlar bunu sezerler. Nitekim Ýmam Malik, Suriye’yi fetheden ashab hakkýnda oranýn Hýristiyan halkýnýn þöyle söylediklerini nakleder: “Bunlar, Hz. Îsâ’nýn havarîleri hakkýnda bildiðimiz o yüce meziyetleri ve üstün deðerleri taþýyan insanlar.”
Ynt: 48 – Fetih Suresi By: ceren Date: 12 Ocak 2018, 16:41:22
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri peygamber efendimize inanan onun yolunda giden ve bu ayetler ýþýðýnda yaþayan kullardan olalim inþallah. ...
Ynt: 48 – Fetih Suresi By: Sevgi. Date: 12 Ocak 2018, 20:31:31
Aleyküm Selâm Ve Rahmetüllahi Ve Berakâtühu
Bu surede Hudeybiye zaferinden söz edilmiþtir bu zafer çok büyük bir olaydýr
Ynt: 48 – Fetih Suresi By: Bilal2009 Date: 13 Ocak 2018, 12:37:08
Ve aleykümüsselam Rabbim bizlere de þu zamanda büyük fetihler nasip eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun.
radyobeyan