Evliyalarýn Hayatý
Pages: 1
Cemal Halife By: armi Date: 18 Mayýs 2009, 21:58:45
On beþinci ve on altýncý yüzyýllarda Anadolu'da yetiþen âlimlerden ve evliyâdan. Ýsmi Ýshak, lakabý Cemâleddîn'dir. O zamanki Karaman iline baðlý Aksaray'dan olduðu için Karamânî ve Aksarâyî nisbeleriyle tanýndý. Cemâleddîn Ýshak Karamânî veya Cemâl Halîfe diye meþhûr oldu. Büyük âlim ve büyük velî Cemâleddîn-i Aksarâyî hazretlerinin neslindendir. Aksaray'da doðmuþ olup, doðum târihi bilinmemektedir. 1526 (H.933) senesinde Ýstanbul'da vefât etti. Kabri, Ýstanbul'da Çapa civârýnda Molla Gürânî Câmiinin karþýsýndaki Koruklu Tekkesi yanýndadýr.

Aksaray'ýn meþhûr ve asil âilelerinden Cemâlîoðullarý veya Cemâlî âilesine mensub olan Cemâl Halîfe, küçük yaþta ilim tahsîline baþladý. Ýlk tahsîlini Aksaray'da yaptý. Dedelerinden Cemâleddîn Aksarâyî hazretlerinin uzun seneler ilim okuttuðu ve talebe yetiþtirdiði Zincirli Medresesinde okudu. Temel ilimleri öðrendikten sonra o devrin önemli ilim ve kültür merkezlerinden olan Konya'ya giderek, Konya Medreselerinde çeþitli âlimlerden aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Meþhûr Osmanlý âlimleri, Kâdýzâde, Molla Muslihuddîn Kastalânî ve Kestelli gibi zâtlardan ilim öðrendi. Ayrýca o devrin meþhûr hat yâni güzel yazý üstâdlarýndan Yâkût-ý Musta'sýmî'nin nesih yazýsýný öðrendi. Hat sanatýnda kendini yetiþtirip devrinin büyük ve meþhur hattatlarý arasýnda yer aldý. Fâtih Sultan Mehmed Han ona Ýbn-i Hâcib'in nahiv ilmiyle ilgili Kâfiye adlý meþhur eserini yazdýrdý. Bundan dolayý Cemâl Halîfeye bol ihsânlarda ve iltifatlarda bulundu. Pâdiþâhýn verdiði hediye para ile Hicâz'a gitti ve Hac ibâdetini yerine getirip sevgili Peygamberimizin kabr-i þerîflerini ziyâret etti. Bu mübârek yolculuðu sýrasýnda çeþitli Ýslâm memleketlerinden gelen âlimlerle görüþtü, ilmî sohbetlerde bulundu. Pek çok velînin sohbetlerinde bulunup tasavvufa karþý alâka duydu.

Bir ara hacca gitti. Hac dönüþünde bir müddet müderrislik yapýp ilim öðretti. Tasavvufta Halvetiyye yolu büyüklerinden Molla Yahyâ Þirvânî'nin halîfelerinden Habîb Ömer-i Karamânî'ye baðlandý. Zâhirî ilimlerde yüksek dereceye ulaþmýþ olmasýna raðmen, asýl maksada kavuþmanýn ve Allahü teâlânýn rýzâsýna kavuþmanýn bâtýnî, gizli ilimleri öðrenmek ve bu yolda çalýþmakla olacaðýný anlayýp tasavvuf yolunda büyük gayret gösterdi. Hocasýnýn hizmetinde ve sohbetinde bulundu. Çok riyâzet ve mücâhedelerden sonra tasavvuf yolunda velîlik derecesine ulaþtý. Hocasý Habîb-i Ömer Karamânî ona insanlara Ýslâmiyetin emir ve yasaklarýný anlatmak ve talebe yetiþtirmek husûsunda icâzet verdi. Cemâl Halîfe bir müddet memleketi olan Aksaray'da kalýp insanlara hakký, hakîkatý anlattý. Onlarýn dünyâ ve âhirette kurtuluþa ermelerine vesîle oldu.

Cemâl Halîfe, tasavvuf yolunda yükselip hocasýndan icâzet aldýktan sona Aksaray'dan Ýstanbul'a geldi. Hemþehrisi ve akrabâsý Sadrâzam Pîrî Mehmed Paþa kendisine bir dergâh yaptýrdý. Bu dergâhta talebe yetiþtirmekle meþgûl olan Cemâl Halîfe, insanlara Ýslâm dîninin emir ve yasaklarýný anlatýp onlarýn saâdete ve Allahü teâlânýn rýzâsýna kavuþmalarý için gayret etti. Onun vâz ve sohbetlerine uzaktan yakýndan çok kimse gelerek istifâde etti. Kuvvetli bir hatîb olan Cemâl halîfe konuþmalarýyla müminleri coþturur, onlara mârifet deryâsýndan inciler daðýtýrdý. Vâz esnâsýnda bâzan coþar ve aðlardý. Aðlamaktan konuþamadýðý zamanlar olurdu. Onun bu tesirli sözlerini duyanlar kendilerinden geçer, yaptýklarýna piþman olurlardý. Nice günahkâr kimse onun nasihatlarýný dinleyerek tövbe etmiþti. Onun bu husustaki þöhretini duyup gelen hýristiyanlar vâz ve nasîhatlarýný dinleyip müslüman olurlardý.

Cemâl Halîfe 1526 (H.933) senesinde vazîfe yaptýðý Koruklu Dergâhýnda vefât etti. Eyüp Sultan hazretlerinin karþýsýndaki Sütlüce kabristanýna defnedildi. Kabrinin yanýna Süleymâniye Câmiinin yazýlarýný yazan Hattat Karahisarlý'nýn talebesi Hattat Hasan Çelebi ve Þâir Yetim Ali Çelebi de defnedildiler. Cemâl Halîfenin kabri daha sonra, Çapa civârýnda Molla Gürânî Câmiinin karþýsýndaki Pîrî Mehmed Paþanýn yaptýrdýðý Koruklu Dergâhýnýn yanýna nakledildi. Þimdi Molla Gürânî Câmii yok olmuþ, Koruklu Tekkesi de yýkýlmýþ yalnýz mezarlýðý kalmýþtýr. Koruklu Tekkesi Halvetî tekkesiydi. Burada þeyhlik yapan Seyyid Mehmed Efendi ve kayýnbabasý Þeyh Mehmed Fahri Efendi, Odabaþý çarþýsý yakýnýndaki Koruk mahallesinden olduklarý için tekke sonradan Koruklu ismiyle anýldý.

Birçok âlim ve devlet adamý, Cemâl Halîfe'nin sevenleri ve talebeleri arasýnda yer aldý. Þakâyýk-ý Nu'mâniyye adlý eserin müellifi Taþköprülüzâde onun talebelerindendi. Cemâl Halîfenin kendisi gibi zâhirî ve bâtýnî ilimlerde iyi yetiþmiþ ve müderrislik yapmýþ bir oðlu vardý. Nakþibendiyye yoluna mensub olan oðlu Mehmed Efendi, Ýstanbul'daki Emir Buhârî dergâhýnda þeyh olarak vazîfe yaptý.

Eserleri: Cemâl Halîfenin çeþitli ilimlerde yazdýðý kýymetli eserleri þunlardýr:

1- Navâbî: Sarf ilmiyle ilgili bir eserdir. Mevlânâ Arapzâde bu eseri kopya ederek yanýnda saklamýþtýr. 2) Tefsîr-i Beydâvî'ye Hâþiye, 3) Tefsîr-i Cemâlî: Mücâdele sûresinden baþlayarakKur'ân-ý kerîmin sonuna kadardýr. 4) Hadîs-i Erbeîn (Kýrk Hadîs) Þerhi, 5) Etvâr-ý Sülûk Hakkýnda Risâle, 6) Vahdet-i Vücûd Risâlesi, 7) Arapça kasîdeler. Eserlerinin hepsi yazma olup basýlmamýþtýr.

TASAVVUF EHLÝNÝ ARA

Cemâl Halîfe çok ibâdet eder ve az yerdi. Kendi iþlerini kendi görmeyi tercih ederdi. Yemeðini kendisi piþirir, çamaþýrýný kendi yýkardý. Çok temiz idi. Geceleri ibâdetle geçirir, Allahü teâlâya yalvarýr, duâ ederdi. Zengin, fakir herkese ayný davranýr, ayýrým yapmazdý. Bir defâsýnda talebelerinden Taþköprülüzâde, ziyâretine giderek nasîhat istedi. Ona buyurdu ki:

"Ýrfan ehli kimselerin, zamânýmýzdaki tasavvufu bilmeyen sûfîlere tâbi olmamasý lâzýmdýr. Zamânýmýzda tasavvufu ve tasavvuf hâllerini bilen kimse yok gibidir. Tevhîd ile ilhâd yâni dinsizliði birbirinden herkes ayýramaz. Þimdi sen, bulunduðun yolda devâm et. Eðer kalbinde tasavvufa meyl artarsa, dînin hudûdunu gözeten, emirleri ve yasaklarý iyi bilip bunlara uyan bir tasavvuf ehlini ara. Çünkü tarîkatýn esâsý, dînin emir ve yasaklarýna, bütün edeplerine eksiksiz uymaktýr. Tarîkat ve hakîkatýn temeli, hazret-i Muhammed'in sallallahü aleyhi ve sellem þerîatýnýn hükümlerine uymaktýr. Eteðine sarýldýðýn ve tâbi olduðun kimsenin, Ýslâmiyetin emirlerine muhâlif, uygun olmýyan ufak bir hareketini bile görsen onu hemen terket."

1) Sicilli Osmânî; c.2, s.82
2) Þakâyýk-ý Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdi Efendi); s.372
3) Tâcü't-Tevârih; c.2, s.595
4) Lemezât; varak. 161b
5) Osmanlý Müellifleri; c.1, s.80
6) Aksaray Târihi; c.2, s.2264


radyobeyan