Hüccetullahil Baliða
Pages: 1
Ehli hadis hadisi daha iyi bilir By: sumeyye Date: 04 Þubat 2011, 14:45:01
4. Ehl-i Hadis, Hadisi Daha Ýyi Bilir:


Ýmam Þafiî, Ýmam Ahmed’e [757] þöyle demiþtir:

“Siz, sahih ha­berleri bizden daha iyi bilmektesiniz; eðer sahih bir haber olursa, onu bize bildirin ki, biz onunla amel edelim, Küfe, Basra, Þâm kaynaklý olmasý farketmez.” Bu haberi, Ýbnu’l-Hümâm nakletmiþtir.

Çünkü o görmüþtür ki, nice sahih hadis vardýr ki, Þamlýlar ya da Iraklýlar gibi sadece bir memleket ahalisi tarafýndan, yahut sa­dece bir aile fertleri tarafýndan rivayet edilmektedir. Meselâ Büreyd’in, Ebû Bürde [758] ve Ebû Mûsâ el-Eþ’arî [759] senediyle; Amr b. Þuayb’ýn, babasý ve dedesi vasýtasýyla rivayet etmiþ olduklarý nüsha­lar böyledir. Veya sahâbî, az rivayette bulunan fazla tanýnmayan bir sima olur ve ondan çok az sayýda kimse rivayette bulunur. Bu­nun sonucu olarak da, bu tür hadislerden fetva ehlinin (fukahanýn) büyük çoðunluðu habersiz kalabilir.

Artýk ehl-i hadis, her beldede yaþayan fakih sahâbî ve tabiîne ait görüþleri elde etmiþ, derlemiþ bulunuyordu. Oysaki daha önce­leri kiþi, ancak kendi memleketinde mevcut bulunan hadisleri ve fukaha görüþlerini derleyebiliyor, diðer beldelere uzanamýyordu. Daha önceki nesillerde râvîlerin isimlerinin öðrenilmesi ve güveni­lirlik derecelerinin tesbitî (cerh ve ta’dil) konusunda sadece kendi gözlemleri ve bulabildikleri karineleri deðerlendirme sonucunda edindikleri kanaatlerle yetinmek zorundaydýlar. Bu dönemde ise muhaddisler, bu konuya ayrý bir önem vermiþler ve müstakil eser­ler vermek, araþtýrmalara konu edinmek suretiyle onu ayrý bir ilim dalý haline getirmiþler, kendi aralarýnda hadislerin sýhhat açý­sýndan kritiðini yapmýþlardýr. Bunun sonucunda daha önceleri muttasýl mý yoksa munkatý mý olduðu bilinmeyen birçok hadisin durumu açýklýk kazanmýþtýr.

 

5. Tedvin Edilmiþ Hadislerin Çokluðu:

 

Süfyân, Vekî’ (ö. 197/812) ve emsalleri bütün gayretlerini or­taya koyuyorlar, fakat bir türlü binin üzerinde merfû muttasýl ha­dis elde edemiyorlardý. Nitekim Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Mekkelilere hitaben yazmýþ olduðu mektubunda bu hususa deðinmektedir. Sözünü ettiðimiz tabakada ise muhaddisler, kýrk bin civarýn­da hadis rivayet ediyorlardý. Dahasý sahih rivayete göre Buhârî, meþhur Sahîh’ini altý (yüz) bin hadisten ihtisar etmek suretiyle yazmýþtý.

Ebû Dâvûd ise, Sünen’ini beþ (yüz [760]) bin hadis arasýndan seç­miþti.

Ýmam Ahmed, Müsned’ini, Rasûlullah’ýn (s.a.) hadislerini be­lirlemede bir kýstas olarak koymuþtu; buna göre onda bulunanla­rýn -tek bir yoldan da olsa- mutlaka aslý vardý; eðer onda bulun­muyorsa, o hadisin aslý esasý yoktu.

Bu tabakada yer alan meþhur simalar þunlardý: Abdurrahman b. Mehdî (ö. 198/813), Yahya b. Sa’îd el-Kattân (ö. 198/813), Yezîd b. Harun (ö. 206/821), Abdurrezzâk (ö. 211/836), Ebû Bekir b. Ebû Þeybe (ö. 235/849), Müsedded (ö. 228/843), Hennâd b. es-Se-riyy (ö. 243/857), Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Ýshâk b. Râhuyeh (ö. 228/843), el-Fazl b. Dükeyn (ö. 219/834), Ali el-Medînî (ö. 234/848) ve emsalleri.

Ýþte bunlar, muhaddisûn tabakasýnýn öncülerim teþkil etmektedir. Bunlar içerisinde muhakkik olanlar, rivayet ilmini iyice öð­rendikten, hadislerin mertebelerini tam kavradýktan sonra fýkha yonelmi þlerdir.

5. Hiçbiri, geçmiþ insanlardan birine -kim olursa olsun- körükörüne baðlanma (kör taklit) taraftarý deðildi. Mevcut mezhep­lerden her birine ters düþen hadislerin ve âsârýn varlýðým görmüþ­lerdi. Bunun sonucu olarak da Rasûlullah’ýn (s.a.) hadislerini, sahabe, tabiîn ve müctehidlerin görüþlerini kendilerinde meleke halinde oluþan kýstaslar ýþýðý altýnda araþtýrmaya koyuldular.

Kýsaca onlarýn esas aldýðý bu kýstaslardan söz edeceðiz..



[757] Ahmed b. Hanbel b. Hilâl ez-Zühelî eþ-Þeybânî: 164 yýlýnda doðmuþtur. Süfyân b. Uyeyne tabakasýnda yer alan büyük muhaddislerden hadis tahsil etmiþ, kendisinden de Buhârî, Müslim ve muasýrlarý rivayette bu­lunmuþtur. Ýmam Ahmed, önce Þafiî mezhebi üzere fýkýh tahsil etmiþ, daha sonra müstakil ictihâdda bulunmuþ ve mezhep imamý olmuþtur. Ehl-i hadis müctehidlerinden olmaktadýr. Onun hadisçiler sýnýfýnda sa­yýlmasý, fukaha sýnýfý içerisinde sayýlmasýndan daha isabetli gözükmek­tedir. Kýrk bin küsur hadis içeren meþhur Müsned'ini yazmýþtýr. Me'mûn döneminde Kur'ân'ýn yaratýk olup olmadýðý fitnesinden bu imam da nasi­bini almýþ, resmi ideolojiyi kabul etmediði için iþkence görmüþ ve hapse atýlmýþtýr. Fakat o metanet göstermiþ ve baskýlara boyun eðmemiþtir. 241/855 yýlýnda vefat etmiþtir.

[758] Bürde b. Ebû Mûsâ el-Eþ'arî, kadý ve emîr idi. 102 yýlýnda vefat etmiþtir.

[759] Ebû Mûsâ Abdullah b. Kays el-Eþ'arî: Kardeþlerinden ve kavminden oluþan bir heyetle Rasûlullah'a (s.a.) gelmiþ ve hep birden müslüman olmuþlardýr.  Rasûlullah  (s.a.) ile birlikte Hayber ve sonrasýndaki gazvelerde hazýr bulunmuþtur. Hz. Ömer'in kadýlarýndandý. Hz. Ali tarafýnda Sýffîn savaþma katýldý ve hakem seçildi. Karþý hakem onun saflýðýndan yararlanarak, onu aldattý. 44/665 yýlýnda vefat etmiþtir.

[760] Elimizdeki nüshalarda alt, bin, beþ bin þeklindeolmakla birlikte hadis literatüründe bilinen bu sayýlarýn altý yüz bin, beþyüz bin (Bkz. Ebu Dâvûd, Sünen, Mukaddime, s. 10) þeklinde olduðudur. (Ç)




radyobeyan