El-Bidaye Ven Nihaye
Pages: 1
Nuh-Hud- Salih Aleyhisselam By: Esila Date: 03 Þubat 2011, 14:34:21
Nuh-Hud- Salih Aleyhisselam


Nuh (A.S.)´Un Þahsýna Ait Bazý Haberler.

Nuh (A.S.)´Un Oruç Tutuþu.

Nuh(A.S.)´Un Haccý

Nuh (A.S.)´Un Oðluna Vasiyeti

Hud Peygamberin Kýssasý

Semûd Mîlletinin Peygamberi Hz. Salih.



Nuh Aleyhisselam


Nuh peygamber, Müteveþlih oðlu Lamek´in oðludur. Müteveþlih te Yei´d oðlu Hanuh´un, yani îdris peygamberin oðludur. Hanuh, Kaynan oðlu Mehlayil´in oðludur. Kaynan, Þit oðlu Enuþ´un oðludur. Þit de, in­sanlýðýn babasý Adem peygamberin oðludur.

Nuh peygamber, Adem (a.s.)´in vefatýndan 126 yýl sonra doðmuþtur. Ýbn Cerir ve diðerleri böyle demiþlerdir.

Ehl-i Kitabýn eskiçað tarihine göre Adem (a.s.)´in vefatý ile Nuh (a.s.)´un doðumu arasýnda geçen zaman 146 yýldýr. Aralarýnda on nesil geçmiþtir. Nitekim Hafýz Ebu Hatîm b. Hibban, sahihinde demiþ ki: Muhammed b. Ömer b. Yusuf, Ebu Ümame´den rivayet etti: Adamýn biri dedi ki:

- Ey Allah´ýn Rasûlü! Adem, peygamber miydi

- Evet.. Allah´ýn kelamýna muhat ab oldu.

- Onunla Nuh´un arasýnda ne kadar zaman geçti

- On nesil...

Sahih-i Buharî´de Ýbn Abbas´m þöyle dediði rivayet edilir: «Adem ile Nuh arasýnda on nesil vardý. Hepsi de Ýslâm (dini) üzerindeydiler.»

Hadis-i þerifin metninde geçen (kam) kelimesinden kasýt, yüz sene ise, - nitekim insanlarýn çoðu bu kelimeyi duyduklarýnda ilk olarak ona 100 sene anlamým verirler - demek Ýd Adem ile Nuh arasýnda 1000 sene geçmiþtir. Ama bu, Ýbn Abbas´m koymuþ olduðu "Hepsi de Ýslâm (dini) üzerindeydiler" kaydýna aykýrý düþmemektedir. Bu durumda ikisinin arasýnda Müslüman olmayan baþka nesiller geçmiþ olabilir. Fakat Ebu Umame´nin hadisi, aralarýnda sadece on nesil geçmiþ olduðuna delâlet etmektedir. Ýbn Abbas, o nesillerin Müslüman olduklarý kaydýný ekle­miþtir ki bu da, tarihçilerin ve diðer Ehl-i Kitabýn ortaya attýklarý; "Ka­bil ve oðullarý ateþe taptýlar" iddiasýný çürütmektedir.

Doðrusunu Allah bilir.

Kam kelimesinden kasdm, insan nesli olmasý halinde Nuh (a.s.)´dan önceki nesillerin uzun asýrlar yaþadýklarý ortaya çýkmaktadýr. Böyle olunca da Adem ile Nuh arasýnda binlerce senelik bir zaman geçtiði söy­lenebilir. Karn kelimesi, Kur´ân-ý Kerim´in bir çok ayetlerinde de nesil manasýnda kullanýlmýþtýr:

«Nuh´dan sonra nice nesilleri yoketmiþizdir.» (ci-lsrâ, 17.)

«Bunlarýn ardýndan baþka nesiller varettik.» (ci-Mü´mmun, 3i.) «Ad, Semud milletleri ile Resslileri ve bunlarýn arasýnda birçok ne­silleri de yerle bir ettik.» (ei-Fuý-kân, 38.)

«Onlardan önce nice nesilleri yokettik.» (Meryem, 74.) Nitekim Peygamber Efendimiz de buyurmuþlar ki: «Nesillerin en hayýrlýsý, benim (zamanýmda yaþayan) neslimdir.»

Hülasa Nuh peygamber, insanlarýn putlara taptýklarý, sapýklýk ve küfür yoluna girdikleri bir zamanda Allah tarafýndan kullara rahmet olarak gönderildi. Kýyamet gününde söz sahibi kimselerin de söyliye-cekleri gibi, yeryüzüne rasûl olarak gönderilen ilk insandýr. Ýbn Cübeyr ve diðerlerinin dedikleri gibi, Nuh´un milletine Rasib oðullarý denirdi. Onun kaç yaþýndayken peygamberlikle görevlendirildiði hususunda ihtilaf edilmiþtir. Kimileri elli yaþýndayken, kimileri 350 yaþýndayken, kimileri de 480 yaþýndayken peygamber olduðunu söylemiþledir. 480 yaþýndayken peygamber olduðu sözünün, Ýbn Abbas´a ait olduðu söyle­nir. Bunu, Ýbn Cerir anlatmýþtýr.

Cenab-ý Allah, Nuh peygamberin hayat hikayesini, milletinin ona yaptýklarým, onu inkar edenlere indirilen Tufan azabýný, geminin Nuh ve arkadaþlarýný tufandan nasýl kurtardýðýný, Kur´ân-ý Kerim´in birçok yerlerinde anlatmýþtýr:

«Andolsun ki Nuh´u milletine gönderdik. "Ey milletim! Allah´a kul­luk edin. O´ndan baþka tanrýnýz yoktur; doðrusu sizin-için büyük günün azabýndan korkuyorum." dedi. Milletinin ileri gelenleri: "Biz senin apa­çýk sapýklýkta olduðunu görüyoruz." dediler.

"Ey milletim! Bende bir sapýklýk yoktur. Ancak ben âlemlerin Rabbinin peygamberiyim, Rabbimin sözlerini size bildiriyor, öðüt veriyo­rum. Sizin bilmediðinizi Allah katýndan ben biliyorum. Sakýnmanýzý ve böylece merhamete uðramanýzý saðlamak üzere sizi uyarmak için ara­nýzdan biri vasýtasýyla Rabbinizden size haber gelmesine mi þaþýyorsu-nuz "dedi. Onu yalanladýlar. Biz de onu ve gemide beraberinde olanlarý kurtardýk, ayetlerimizi yalan sayanlarý suda boðduk. Çünkü onlar kör bir milletti.» (el-AVâf, 59-64.)

«Ey Muhammed! Onlara Nuh´un baþýndan geçenleri anlat: Milleti­ne, "Ey milletim! Eðer durumum, Allah´ýn ayetlerini hatýrlatmam size aðýr geliyorsa - ki ben Allah´a güvenmiþimdir - siz ve koþtuðunuz ortak­lar elbirliði edin; yapacaðýnýz iþ sonra size bir tasa vermesin. Sonra onu bana uygulayýn ve beni ertelemeyin." demiþti. "Eðer yüz çevirirseniz bi­lin ki, ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim Allah´a aittir. Müslimlerden olmakla emrolundum." Onu yalancý saydýlar. Ama biz onu ve gemide beraberinde bulunanlarý kurtardýk. Onlarý ötekilerin ye­rine geçirdik. Ayetlerimizi yalanlýyanlarý, suda boðduk. Uyarýlanlar­dan söz dinlemeyenlerin sonlarýnýn nasýl olduðuna bir bak!.» (Yûnus, 71-73.)

«"Andolsun ki biz Nuh´u kendi milletine gönderdik. "Ben sizin için apaçýk bir uyarýcýyým; Allah´tan baþkasýna kulluk etmeyin; doðrusu ben hakkýnýzda can yakýcý bir günün azabýndan korkuyorum." dedi. Milleti­nin inkarcý ileri gelenleri: "Senin ancak kendimiz gibi bir insan olduðu­nu görüyoruz. Daha baþlangýçta, sana bizim ayaktakýmý dýþýnda kimse­nin uyduðunu görmüyoruz. Sizin bizden bir üstünlüðünüz- de yoktur; biz sizi yalancý sanýyoruz." dediler. Nuh: "Ey Milletim! Rabbimin katýndan bir delilim bulunsa ve bana yine katýndan bir rahmet vermiþ olsa da bunlar sizden gizlenmiþ olsa, söyleyin, zorla sizi bunlara mecbur mu ederiz " dedi. "Ey Milletim! Buna karþýlýk ben sizden bir mal da istemi­yorum. Benim ücretim Allah´a aittir. Ýnananlarý da kovacak deðilim; çünkü onlar Rabbleriyle karþýlaþacaklar; fakat ben sizi cahil bir millet olarak görüyorum." "Ey Milletim! Onlarý kovarsam, Allah´a karþý beni kim savunur Düþünmez misiniz " "Size, Allah´ýn hazineleri yammda-dýr demiyorum. Gaybý bilmem; doðrusu melek olduðumu da söylemiyo­rum; küçük gördüklerinize Allah iyilik vermeyecektir diyemem; içlerin­de olaný Allah daha iyi bilir. Yoksa þüphesiz haksýzlýk etmiþ olurum."

"Ey Nuh! Bizimle tartýþtýn; hem de çok tartýþtýn. Doðru sözlülerden isen, tehdid ettiðin azabý baþýmýza getir." dediler. "Ancak Allah dilerse onu baþýnýza getirir. Siz O´nu aciz býrakamazsýnýz. Allah sizi azdýrmak isterse, ben size öðüt vermek istesem de faydasý olmaz. O, sizin Rabbi-nizdir, ona döneceksiniz." dedi. Ey Muhammed! Sana "Kur´ân´ý kendili­ðinden uydurdu." derler, de ki: "Uydurdumsa suçu bana aittir. Oysa ben sizin iþlediðiniz günahlardan uzaðým." Nuh´a: "Senin milletinden, inan­mýþ olanlardan baþkasý inanmayacaktýr; onlarýn iþlediklerine üzülme; gözcülüðümüz altýnda, sana bildirdiðimiz gibi gemiyi yap. Haksýzlýk yapanlar için bana baþvurma, çünkü onlar suda boðulacaklardýr." diye Allah tarafýndan vahyolundu.

Gemiyi yaparken, milletinin inkarcý ileri gelenleri yanýna uðradýk­ça onunla alay ederlerdi. O da: "Bizimle alay ediyorsunuz ama, alay etti­ðiniz gibi biz de sizinle alay edeceðiz. Rezil edici azabýn kime geleceðini ve kime sürekli azabýn ineceðim göreceksiniz." dedi.

Buyruðumuz gelip tandýrdan sular kaynamaða baþlayýnca: "Her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiþ olanýn dýþýnda kalan ço­luk çocuðunu ve inananlarý gemiye bindir." dedik. Pek az kimse onunla beraber inanmýþtý. Allah: "Oraya binin; yürümesi ve durmasý Allah´ýn izniyledir, Rabbim baðýþlar ve merhamet eder.»"dedi. Gemi, daðlar gibi dalgalar içinde onlarý götürürken, Nuh, bir kenarda ayrý kalmýþ olan oð­luna: "Ey oðulcuðum! Bizimle beraber gel, kafirlerle birlik olma." diye seslendi. Oðlu: "Daða sýðýnýnýn, beni sudan kurtarýr." deyince, Nuh: "Bugün Allah´ýn buyruðundan - O´nun acýdýklarý dýþýnda kurtulacak yoktur." dedi. Aralarýna dalga girdi; oðlu da boðulanlara karýþtý. Yere: "Suyunu çeki." Göðe: "Ey gök! Sen de tut!" denildi; su çekildi; iþ de bitti. Gemi, Cudi´ye oturdu. "Haksýzlýk yapan millet, Allah´ýn rahmetinden uzak olsun." denildi. Nuh Rabbine seslendi: "Rabbim! Oðlum benim ai-lemdendi. Doðrusu senin va´din haktýr. Sen hükmedenlerin en iyi hük­medenisin." dedi. Allah: "Ey Nuh! O senin ailenden sayýlmaz; çünkü kötü bir iþ iþlemiþtir. Öyleyse bilmediðin þeyi benden isteme. Ýþte sana öðüt, bilgisizlerden olma." dedi. "Rabbim! Bilmediðim þeyi senden iste­mekten sana sýðýnýrým. Beni baðýþlamaz ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum." dedi. "Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan topluluklara bizden bir selamet ve bereketle gemiden in. Ama bir çok topluluklarý da geçindireceðiz. Sonra onlara canyakýcý bir azab verece­ðiz." denildi. "Ey Muhammed! Bunlar sana vahyettiðimiz bilinmeyen olaylardýr. Sen de, milletin de daha önce bunlarý bilmezdiniz. Sabret, sonuç, Allah´tan sakýnanlarýndýr."» (Hud, 25-49.)

«Nuh da daha önceleri bize yalvarmýþtý, onun duasýný kabul edip, kendisini ve ailesini büyük sýkýntýdan kurtardýk. Ayetlerimizi yalanlý-yan millete karþý ona yardým ettik. Doðrusu onlar fena bir milletti, hep­sini Suda boðduk.» (el-Enbiyâ, 76-77.)

«Andolsun ki Nuh´u milletine gönderdik; onlara: "Ey Milletim! Allah´a kulluk edin; ondan baþka tanrýnýz yoktur; sakýnmaz mýsýnýz ." dedi. Milletinin inkarcý ileri gelenleri: "Bu, sizin gibi bir insandan baþka birþey deðildir; sizden üstün olmak istiyor. Allah dilemiþ olsaydý melek­ler indirirdi. Ýlk atalarýmýzdan beri böyle bir þey iþitmedik. Bu adamda nedense biraz delilik var, bir süreye kadar onu gözetleyin." dediler, Nuh: "Rabbim! Beni yalanlamalarýna karþýlýk bana yardým et." dedi. Bunun üzerine ona þöyle vahyettik: "Gözcülüðümüz altýnda, sana bildirdiðimiz gibi gemiyi yap; buyruðumuz gelip sular kaynayýnca, her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiþ olanýn dýþýnda kalan çoluk çocuðunu alýp gemiye bindir. Haksýzlýk yapanlar için bana baþvurma, çünkü onlar suda boðulacaklardýr." Ey Nuh! Sen ve beraberindekiler gemiye yerle­þince: "Bizi zalim milletten kurtaran Allah´a hamdolsun." de. "Rabbim beni kutsal bir yere indir. Sen, indirenlerin en iyisisin." de. Doðrusu bunlarda dersler vardýr. Biz þüphesiz insanlarý denemekteyiz.» (el-Mü´minûn, 23-30.)

«Nuh´un milleti peygamberleri yalanladý. Kardeþleri Nuh, onlara: "Allah´a karþý gelmekten sakýnmaz mýsýnýz Doðrusu ben size gönderil­miþ güvenilir bir elçiyim. Allah´tan salanýn ve bana itaat edin. Buna kar­þý sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak âlemlerin Rabbine aittir. Artýk Allah´tan salanýn ve bana itaat edin." dedi. "Sana mý inana­caðýz Sana en rezil kimseler uymaktadýr." dediler. Nuh: "Onlarýn yap­týklarý hakkýnda bir bilgim yoktur, hesaplarýný* görmek Rabbime aittir, düþünsenize! Ben, inananlarý kovacak deðilim. Ben sadece açýkça uyarý­cýyým." dedi. "Ey Nuh! Eðer bu iþe son vermezsen, þüphesiz taþlanacak-lardan olacaksýn." dediler. Nuh: "Rabbim! Milletim beni yalanladý. Benimle onlarýn arasýnda sen hüküm ver. Beni ve beraberim deki ina­nanlarý kurtar" dedi. Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanlarý, dolu bir gemi içinde taþýyarak kurtardýk. Sonra da geride kalanlarý suda boðduk. Doðrusu bunda bir ders vardýr. Ama çoðu inanmamýþtýr. Rab-bin þüphesiz güçlüdür, merhametlidir.»(eþ-Þuara, 106-122.)

«Andolsun ki Nuh´u milletine gönderdik; aralarýnda 950 yýl kaldý. Sonunda onlar haksýzlýk yaparken, tufan onlarý yakalayýverdi. Ama biz, Nuh´u ve gemide bulunanlarý kurtardýk ve bunu dünyalara bir ibret lal­dýk.» (el-Ankebût, 14-15.)

«Andolsun ki Nuh Bize seslenmiþti de duasýna ne güzel icabet etmiþ­tik. Onu ve ailesini büyük sýkýntýdan kurtarmýþtýk. Ancak onun soyunu sürekli kýldýk. Sonra gelenler için de: "Alemlerde Nuh´a selam olsun" di­ye ona iyi bir ün býraktýk. Ýþte biz iyi davrananlarý böyle mükafatlan­dýrýrýz. Doðrusu o, bizim inanmýþ kullarýmýzdandý. Sonra diðerlerim su­da boðduk.» (es-Sâffât, 75-82.)

«Bu putperestlerden Önce Nuh milleti de yalanlamýþ, kulumuzu ya­lanlayarak: "Delidir" demiþlerdi, yolunu kesmiþlerdi. O da : "Ben yenil­dim, bana yardým et", diye Rabbine yalvarmýþtý. Biz de bunun üzerine gök kapýlarýný boþanan sularla açtýk. Yeryüzünde kaynaklar fýþkýrttýk; her iki su, belirtilen bir ölçüye göre birleþti. Onu, tahtadan yapýlmýþ, mýhla çakýlmýþ bir gemiye bindirdik. Ýnkar edilmiþ olan Nuh´a mükafat olarak verdiðimiz gemi, nezaretimiz altýnda yüzüyordu. Andolsun ki biz, o gemiyi bir ibret olarak býraktýk. Öðüt alan yok mudur Benim azabým ve uyarmam nasýlmýþ Andolsun ki Kur´ân´ý öðüt olsun diye ko­laylaþtýrdýk; öðüt alan yok mudur .» (el-Kamer, 9-17.)

«Rahman ve Rahim olan Allah´ýn adýyla...»

«"Milletine can yakýcý bir azab gelmezden önce onlarý uyar." diye Nuh´u milletine gönderdik. O da þöyle dedi: "Ey milletim! Þüphesiz ben, size gönderilmiþ apaçýk bir uyarýcýyým." "Allah´a kulluk edin; ondan sa­kýnýn ve bana itaat edin ki Allah günahlarýnýzý size baðýþlasýn ve sizi bel­li bir süreye kadar ertelesin; doðrusu Allah´ýn belirttiði süre gelince geri býrakýlamaz; keþke bilseniz!" Nuh dedi ki: "Rabbim! Doðrusu ben, mille­timi gece gündüz çaðýrdým."

"Fakat benim çaðýrmam, sadece benden uzaklýklarýný arttýrdý. "Doðrusu ben, senin onlarý baðýþlaman için kendilerini her çaðýrýþýmda, parmaklarým -kulaklarýna týkadýlar, elbiselerine büründüler, direndi­ler, büyüklendikçe büyüktendiler." "Sonra doðrusu ben onlarý açýkça ça­ðýrdým." "Sonra onlara açýktan açýða, gizliden gizliye de söyledim." "De­dim ki: "Rabbinizden baðýþlanma dileyin Ýd - doðrusu o çok baðýþlayandýr - size gökten bol bol yaðmur indirsin." "Sizi mallar ve oðullarla des­teklesin; sizin için bahçeler var etsin, ýrmaklar akýtsýn." "Ne oluyorsu­nuz ki Allah´a büyüklüðü yakýþtýramýyorsunuz ." "Oysa sizi merhale­lerden geçirerek o yaratmýþtýr." "Allah´ýn göðü yedi kat üzerine nasýl ya­rattýðýný görmez misiniz ." "Aralarýnda Ay´a aydýnlýk vermiþ ve Gü­neþ´in ýþýk saçmasýný saðlamýþtýr." "Allah sizi yerden bitirir gibi yetiþtir­miþtir." "Sonra sizi oraya döndürür ve yine oradan çýkarýr." "Yeryüzün­de dolaþabilmeniz, orada yollar ve geniþ geçitlerden geçebilmeniz için, onu size yayan O´dur."

Nuh: "Rabbim! Doðrusu bunlar bana baþ kaldýrdýlar ve malý, çocuðu kendisine sadece zarar getiren kimseye uydular; birbirinden büyük dü­zenler kurdular" dedi. Ýnsanlara: "Sakýn tanrýlarýnýzý býrakmayýn; Ved, Suva´, Yaðus, Yeuk ve Nesr putlarýndan asla vazgeçmeyin." dediler. "Böylece bir çoðunu saptýrdýlar; Rabbim! Sen bu zalimlerin sadece þaþ­kýnlýðým arttýr." Onlar, günahlarý yüzünden suda boðuldular; ateþe so­kuldular, kendilerine Allah´tan baþka yardýmcý bulamadýlar. Nuh dedi ki: "Rabbim! Yeryüzünde hiç bir inkarcý býrakma. Doðrusu sen onlarý bý­rakýrsan, kullarým saptýrýrlar; sadece ahlaksýz ve çok inkarcýdan baþka­sýný doðurup yetiþtirmezler. Rabbim! Beni, anamý, babamý, evime inan­mýþ olarak gireni, inanan erkek ve kadýnlarý baðýþla; yalnýz zalimleri yok et!"» (Nûh,i-28.)

Yukarýda geçen mevzularýn herbiriyle ilgili olarak tefsirimizde gerekli açýklamayý yaptýk. Bu farklý yerlerden alýntýlar yaparak Nuh kýssasýný, hadis ve eserlerin de delaletiyle derli toplu olarak anlatmaya çalýþacaðýz.

Nuh kýssasý, Kur´ân-ý Kerim´in çeþitli yerlerinde anlatýlmýþ; Nuh (a.s.) övülmüþ, muhalifleri de yerilmiþtir. Þöyle ki: «Nuh´a ondan sonra gelen peygamberlere vahyettigimiz, Ýbrahim´e, Ýsmail´e, îshak´a, Ya-kub´a, torunlarýna, Ýsa´ya, Eyyûb´a, Yunus´a, Harun´a ve Süleyman´a vahyettigimiz gibi ey Muhammed, þüphesiz sana da vahyettik. Davud´a da Zebur´u verdik. Peygamberlerden sonra, insanlarýn Allah´a karþý bir hüccetleri olmamasý için, gönderilen müjdeci ve uyarýcý peygamberler­den bir kýsmým daha önce sana anlatmýþ, bir kýsmýný da anlatmamýþtýk. Allah, Musa´ya hitab etmiþti. Allah güçlüdür, Hakimdir.» (cn-Nisâ, 163-165.)

«Bu, Ýbrahim´e, milletine karþý verdiðimiz hüccetimizdir. Dilediði­mizi derecelerle yükseltiriz. Doðrusu Rabbin hakimdir, bilendir. Ona îshak´ý, Yakub´u baðýþladýk, herbirini doðru yola eriþtirdik. Daha önce Nuh´u ve soyundan Davud´u, Süleyman´ý, Eyyûb´u, Yusuf u, Musa´yý ve Harun´u - ki iþlerini iyi yapanlara böylece karþýlýk veririz - Zekeriya´yý, Yahya´yý, Ýsa´yý ve Ýlyas´ý - ki hepsi iyilerdendir -, Ýsmail´i, Elyesa´ý, Yu­nus´u, Lût´u -ki hepsini dünyalara üstün kýldýk.- babalarýndan, soyla­rýndan, kardeþlerinden bir kýsmýný seçtik ve doðru yola eriþtirdik.» (ei-En´âm, 83-87:)

«Kendilerinden önce olan Nuh, Ad, Semud milletlerinin Ýbrahim milletinin, Medyen ve alt üst olmuþ þehirler halkýnýn haberleri onlara gelmedi mi Peygamberleri onlara belgeler getirmiþlerdi. Allah onlara zulm´etmemiþ, onlar kendilerine yazýk etmiþlerdir.» (et-Tevbe, 70.)

«Sizden önce geçen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri - Ýd onlarý Allah´tan baþkasý bilmez - size ulaþmadý mý "Onlara peygamberleri belgelerle geldiler. Fakat ellerini aðýzlarýna götürüp: "Biz, sizinle gönderilene inanmýyoruz. Bizi çaðýrdýðýnýz þeyden de þüphe ve endiþe içindeyiz." dediler.»(îbrâhîm,9.)

«Ey Nuh´la beraber taþýyarak kurtardýðýmýz kimselerin soyu! Doð­rusu Nuh, çok þükreden bir kuldu.» (ei-Isrâ, 3.)

«Nuh´dan sonra nice nesilleri yok etmiþizdir. Kullarýnýn günahla­rýndan haberdar ve onlarý gören olarak Rabbin yeter.» (ei-îsrâ, 17.)

«Peygamberlerden söz almýþtýk. Ey Muhammed! Senden, Nuh´dan, Ýbrahim´den, Musa´dan, Meryem oðlu Ýsa´dan saðlam bir söz almýþýz­dýr.» (el-Aîlzâb, 7.)

«Onlardan önce Nuh milleti, Ad, sarsýlmaz bir saltanatýn sahibi Fi­ravun, Semud, Lut milleti, Eykeliler de peygamberleri yalanlamýþtý. Ýþ­te bunlar da peygamberlerine karþý birleþen topluluklardýr. Hepsi pey­gamberleri yalanladý da azabýmý hakkettiler.» (Sâd, 12-14.)

«Onlardan önce Nuh milleti, ardýndan, peygamberlere karþý gelen topluluklar da peygamberlerini yalanlamýþ; her ümmet, peygamberini cezalandýrmaya azmetmiþti. Bâtýlý hakkýn yerine koymak için mücade­le etmiþlerdi. Bunun üzerine ben onlarý yakaladým. Cezalandýrmam na-sýlmýþ Ýnkar edenlerin cehennemlik olduklarýna dair Rabbinin sözü böylece gerçekleþti.» (el-Mü´min, 5-6,)

«Allah Nuh´a buyurduðu þeyleri size de din olarak buyurmuþtur. Ey Muhammed! sana vahyettik. Ýbrahim´e, Musa´ya ve Ýsa´ya da buyurduk ki: "Dine baðlý kalýn, onda ayrýlýða düþmeyin." Putperestleri çaðýrdýðýn þey, onlarýn gözünde büyümektedir. Allah dilediðini kendine seçer; Kendisine yöneleni de doðru yola eriþtirir.» (eþ-Þûrâ, 13.)

«Onlardan önce Nuh milleti, Resslüer, Semud, Ad, Firavun milletle­ri, Lut´un kardeþleri, Eykeliler, Tübba milleti de yalanlamýþlardý; evet; bunlarýn hepsi peygamberleri yalanlamýþlardý da verdiðim söz, aleyhle­rinde gerçekleþmiþti. »(el-Kâf, 12-1.4.)

«Daha önce Nuh milletini de cezalandýrmýþtýk. Çünkü onlar da yol­dan ÇlkmiÞ bir milletti.» (ez-Zûriyât, 46.)

«Daha önce de Nuh milletini yok eden O´dur; çünkü onlar çok zalim ve pek taþkýn kimselerdi.» (cn-Necm, 52.)

«Andolsun ki Nuh´u ve Ýbrahim´i biz gönderdik; ikisinin soyundan gelenlere peygamberlik ve kitap verdik; soylarýndan gelenlerin kimi doðru yoldadýr, bir çoðu da yoldan çýkmýþtýr.» (ei-Hadîd, 26.)

«Allah, inkar edenlere, Nuh´un karýsýyla Lut´un karýsýný misal gös­terir: Onlar, kullarýmýzdan ilci iyi kulun nikahýnda iken onlara karþý ha­inlik edip inkarlarým gizlemiþlerdi de iki peygamber Allah´tan gelen azabý onlardan savamamýþlardý. O iki kadýna: "Cehennem´e girenlerle beraber siz de girin."dendi.» (ct-Tahý-îm,ýo.)

Nuh peygamberle milleti arasýnda geçen olaylarýn hikayesi; kitap­tan, sünnetten ve sahabe haberlerinden alýnmýþtýr. Önceki sayfalarda da Ýbn Abbas´tan naklen belirttiðimiz gibi, Adem peygamberle Nuh pey­gamber arasýnda on nesil geçmiþ, bu nesillerin hepsi de Müslümanmýþ. Yani tevhid manana baðlýymýþ. O iyi nesiller geçip gittikten sonra, Nuh peygamberin zamanýndaki insanlarýn puta tapan kimseler haline gel­melerine ortam saðlayan bir takým olaylar vukubulmuþ. Bunun sebebi de, Buharî´nin þu aþaðýdaki ayet-i kerimenin tefsiriyle ilgili olarak Ýbn Abbas´tan yapmýþ olduðu þu rivayettir:

«Ýnsanlara: "Sakýn tanrýlarýnýzý býrakmayýn. Ved, Suva´, Yaðus, Ye­uk ve Nesr putlarýndan asla vazgeçmeyin" dediler.» (Nûh, 23.)

îbn Abbas dedi ki: Ved, Suva´, Yaðus, Yeuk ve Nesr, Nuh peygambe­rin kavminden salih amel iþleyen kimselerin adlarýdýr. Bu zatlar öldük­ten sonra þeytan, onlarýn kavmine, onlarýn hayattayken oturduklarý yerlere heykeller dikmelerini ve bu heykellere de onlarýn adlarýný ver­melerini telkin etti. Onlar da o zatlarýn heykellerini diktiler. Ama o za­man için o heykellere tapan olmadý. O heykelleri dikenler de öldükten sonra, konuyla ilgili bilgi ortadan yok olunca, heykellere tapmaya baþladýlar.[1]

îbn Abbas dedi ki: Nuh kavminin bu heykelleri, daha sonra Arapla­ra mal oldu.

Taberî ise tefsirinde þöyle demiþtir: «Ayette adlarý geçen Ved, Suva´, Yaðus, Yeuk ve Nesr iyi ve salih kimselerdi. Adem ile Nuh arasýndaki zamanda yaþamýþlardý. Kendilerine uyan adamlarý vardý. Ölümlerin­den sonra adamlarý, "Bunlarýn heykellerini yaparsak, kendilerini gör­dükçe bizi ibadete daha çok teþvik edici olurlar" dediler ve heykellerini yaptýlar. Ancak bu heykelleri dikenlerin ölümünden sonra þeytan, son­raki kuþaðýn insanlarýna gelerek: "Sizden öncekiler bu heykellere tapar ve bunlarý aracý kýlarak yaðmur yaðmasýný dilerlerdi" de di. Böylece o ca­hiller de bu heykellere taptýlar.»

Ýbn Ebi Hatîm, Urve b. Zübeyr´in þöyle dediðim rivayet eder: Ved, Suva1, Yaðus, Yeuk ve Nesr, Adem´in çocuklarýydý. Ved, en büyükleri ve en iyileri idi.

Ýbn Ebi Hatîm, Ebu Mutahhar´m þöyle dediðini rivayet etti: «Ebu Cafer´in yanýnda Yezid b. Mühelleb´i anlattýlar. Ebu Cafer ayaktaydý: Namaz kýlýyordu. Namazýný tamamladýktan sonra dedi ki: "Yezid b. Mühelleb´den söz ettiniz. O, Allah´tan baþkasýna tapýnýlan ilk yerde Öldürüldü." Ved´di anlattý, dedi ki: "Ved, salih bir insandý. Kavmi, kendi­sine itaat ederdi. Öldükten sonra, Babil topraðýndaki mezarýnýn çevre­sinde oturup aðlamaya, sýzlanmaya baþladýlar. Onlarýn feryad-ü figan­larýný gören þeytan, bir insan kýlýðýna bürünerek yanlarýna sokuldu ve þöyle bir teklifte bulundu: "Ne dersiniz, size onun bir heykelini yapayým mý Yapacaðým heykeli meclisinize koyar, böylece onu hatýrlarsýnýz."Bu teklifi kabul ettiler; þeytan da heykelini yaptý. Meclislerine koydular. Heykeli gördüklerinde Ved´di anýyorlardý. O´nu içtenlikle andýklarýný görünce, ikinci bir teklifle karþýlarýna çýktý: "Ne dersiniz Her birinizin evinde Vedd´in bir heykelini yapayým mý Böylece onu evinizde de anmýþ olursunuz." Bu teklifi de kabul ettiler. Bunun üzerine þeytan, her bir ha­ne sahibine bir heykel yaptý. Evine giden herkes, heykeli görünce Ved´di anýyordu. O kavmin çocuklarý yetiþti. Büyüklerinin neler yaptýklarým gördüler. Üreyip çoðaldýlar. Bu heykellerin sýrf bir anýyý yaþatmak için yapýldýklarým unuttular. Torunlarý, Allah´ý býrakýp o heykellere tapma­ya baþladýlar. Böylece Allah´tan baþka tapýnýlan ilk put, Ved oldu...»

Bu anlatýlanlar bizi þöyle bir sonuca ulaþtýrýyor: Bu putlardan her birine bir grup insan tapýnýþtýr. Aradan uzun zamanlar geçince, ayet-i kerimede adlarý geçeri insanlarýn hatýralarý ebedî olsun diye suretlerini heykele dönüþtürdüler. Sonra da Allah´ý býrakýp o heykellere taptýlar...

Buharý ve Müslim´in sahihlerinde þu rivayete rastlamaktayýz.

Ümmü Seleme ile Ümmü Habibe, Habeþ diyarmdaki Mariye kilise-sini, ondaki güzelliði ve tasvirleri anlattýklarýnda Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtu: "Onlar öyle kimselerdir ki, aralarýnda iyi bir insan öldüðünde, mezarýnýn üstüne mescid yaparlar, sonra içinde þu sureti ya­parlar. Onlar, onur ve üstünlük sahibi olan Allah katýnda yaratýklarýn en þerlisidirler.»

Yani puta tapma sebebi ile yeryüzünde fesad yayýlýp bela umumileþince Cenâb-ý Allah, kulu ve elçisi Nuh (a.s.)´u insanlara gön­derdi. Nuh, onlarý ortaksýz, bir ve tek Allah´a kulluk etmeye çaðýrýyor, baþka varlýklara tapmaktan menediyordu. Allah´ýn yeryüzü halkýna gönderdiði ilk rasûl oydu. Nitekim bu husus, Buharý ve Müslim´in sahihlerinde de sabittir. Ebu Hayyan, Ebu Hüreyre´den rivayet ederek þefaat hadisinde Peygamber (s.a.v.)´in þöyle buyurduðunu söyledi:

«(Mahþer gününde çaresizlik içinde kalan insanlar) Adem´e gelerek ona þöyle derler: "Ey Adem! Sen beþeriyetin babasýsýn. Allah seni kendi eliyle yarattý. Sana kendi ruhundan üfledi. Meleklere emir verdi, onlar da sana secde ettiler. Allah seni Cennet´e yerleþtirdi. Rabbinin huzurun­da bizim için þefaatte bulunmaz mýsýn Ýçinde bulunduðumuz hali ve bi­ze ulaþan eziyeti görmüyor musun " Adem diyecek ki: "Rabbim o kadar þiddetli bir gazaba gelmiþtir ki, þimdiye dek bu kadar gazaplanmamýþtý.

Bundan sonra da bu kadar gazaplanacak deðildir. Beni bir aðaç (tan ye­mek) ten menetmiþti. Ama ben onun emrine karþý geldim. Ben ancak kendime bakabilirim. Baþkasýna gidin. Nuh´a gidin."

Nuh´a gider ve ona þöyle derler: "Ey Nuh! Sen, yeryüzü halkýna gön­derilen rasûlleriýý ilkisin. Allah, seni þükreden bir kul olarak adlandýr­mýþtýr. Ýçinde bulunduðumuz hali ve bize ulaþan eziyeti görmüyor mu­sun Onu ve üstünlük sahibi Rabbin katýnda bizim için þefaatte bulun­maz mýsýn " Nuh diyecek ki: "Rabbim bu gün o kadar öfkelenmiþ ki, da­ha önce bu kadar öfkelenmediði gibi, bundan sonra da bu kadar öfkele­necek deðildir. Ben ancak kendime bakabilirim..."»[2]

Cenâb-ý Allah Nuh (a.s.)´u elçilikle görevlendirdiðinde, ortaksýz ola-. rak Allah´a ibadet etmeye, Allah´la beraber taþlara, putlara, heykellere ve taðuta tapnýamaya, Allah´ýn birliðini tanýmaya, Allah´tan baþka tan­rý ve rab bulunmadýðýna inanmaya onlarý davet etti. Nitekim Allah, Nuh´tan sonra gelen peygamberlere de - ki hepsi onun s oyundandýrlar -bu emri verdi.

«Onun soyunu sürekli kýldýk.» (cs-Sâffat, 77.)

«ikisinin (Nuh ve Ýbrahim´in) soyundan gelenlere peygamberlik ve kitap verdik.» (ei-Hadîd, 26.)

«Andolsun ki her ümmete: "Allah´a kulluk edin, azdýrýcýlardan kaçý­nýn" diyen peygamberler göndermiþizdir.» (cn-Nahi, 36.)

«Ey Muhammed! Senden önce gönderdiðimiz peygamberlerin üm­metlerini sor. Biz Rahman olan Allah´tan baþka, kulluk edilecek tanrý­lar meþru kýlmýþ mýyýz » (cz-Zuhruf, 45.)

«Ey, Muhamm


radyobeyan