Yemin edilecek durumlar By: sidretül münteha Date: 02 Þubat 2011, 18:26:14
179. Yemin Edilecek Durumlar
KASÂME'yi benimsemiþ olanlarýn cumhuru, ölünün kimler tarafýndan öldürüldüðü þüphesi bulunmadýkça, yemin edilemez, diye müttefik iseler de, hangi durumda ve nasýl bir þüphe bulunursa yemin edilebilir diye ihtilaf etmiþlerdir. Ýmam Þafiî «Bulunmasý üzerine Peygamber Efendimizin KASÂME'ye hükmettiði þüphe kadar kuvvetli bir þüphe bulunmadýkça KASÂME lazým gelmez. Yani KASÂME ancak, ne zaman ki bir kimse, aralarýnda hiçbir yabancýnýn bulunmadýðý bir koy veya mahalle halký içinde öldürülmüþ olarak görülür ve o köy halký ile o kimse arasýnda düþmanlýk bulunursa, lazým gelir. Nasýl ki Yahudiler ile Ensar arasýnda düþmanlýk bulunuyordu ve Yahudilerden baþka kimsenin bulunmadýðý Hayber'de Ensardan bir adam öldürülmüþ olarak görülmüþtü. Ýþte bunun gibi, eðer bir kimse herhangi bir köþede öldürülmüþ olarak görülür ve yanýnda da üzerinde kan lekeleri bulunan bir kimse bulunursa, KASÂME ile hükmolunur. Bir eve girildiðinde, evde bulunan birkaç kiþinin yanýnda öldürülmüþ bir kimsenin görülmesi de bunun gibidir. Çünkü böyle durumlarda, ölenin o köy halký veyahut o kimseler tarafýndan öldürüldüðü kuvvetlidir» demiþtir. îmam Mâlik de Ýmam Þafiî gibi, yani «Davanýn haklý olduðu þüphesini kuvvetlendiren bir kârine bulunmadýkça kasâme'ye hükmolunamaz» demiþtir. Tek þahit de, adaletli olduðu zaman -Ýmam Mâlik'e göre- Mâlikîlerin ittifaký ile karinedir. Fakat tek þahit adaletli olmadýðý zaman da, karîne midir, deðil midir diye ihtilaf etmiþlerdir.îmam Mâlik -bir kimsenin herhangi bir yerde öldürülmüþ f olarak görülmesi ve elinde kanlý bir demir parçasý bulunan bir kimsenin ora-; da durmasý halinde olduðu gibi- karîne kuvvetli olduðu zaman KASÂME ile hükmolunduðu hususunda Ýmam Þafiî'nin görüþüne katýlýyorsa da, herhangi bir kimsenin bir yerde öldürülmüþ olarak görülmesini -o-yerin sakinleri o. kimsenin düþmaný da olsalar- karîne saymamýþtýr. Buna göre KASÂME ile hükmolunabilmesi için þart olan karinenin belirli bir sýnýrý yoktur. Bunun içindir ki kimisi «KASÂME için karîne þart deðildir» demiþtir. îmam Ebû Hanife ile iki arkadaþý ise, «Bir yerde bir kimse ölü olarak görüldüðü zaman, eðer o kimsede öldürüldüðüne dair bir iz bulunuyorsa -o yerin sakinleri ile kendisi arasýnda düþmanlýk bulunmasa bile- KASÂME lazým gelir» demiþIerdir. Ulemadan kimisi de ne îmam Þafiî'nin ve ne de Ýmam Ebû Hanife'nin koþtuklarý þartlan koþmadan ye yalnýz herhangi bir yerde, öldürülmüþ bir kimsenin bulunmasý Ýle KASÂME lazým geldiðini söylemiþtir, ki bu görüþ Hz. Ömer, Hz. Ali ve îbn Mes'ud'dan da rivayet olunmuþtur ve Zührî ile Tabiînden bir cemaat da buna katýlýr. Bu görüþü benimseyen îbn Hazm da «Kimin tarafýndan Öldürüldüðü bilinmeyen bir kimsenin -ne zaman ve nerede olursa olsun- ölü olarak görülmesi üzerine KASAME'ye hükmolunur. Eðer sahiplerinden elli kiþi, adamlarýnýn kasten Öldürüldüðüne dair elli kez yemin ederlerse kýsas, yanlýþlýkla Öldürüldüðüne dair elli kez yemin ederlerse, diyet lazým gelir» demiþtir. îbn Hazm'a göre, elli kiþiden az kimselerin yemini hükümsüzdür, îmam Mâlik de «En az iki kiþinin yemin etmesi gerekir» demiþtir, îmam Dâvûd da «Ben, Peygamber Efendimizin, bulunuþu sebebi ile KASAME'ye hükmeýmem» demiþtir. KASÂME'yi benimseyen fukaha içinde yalnýz îmam Mâlik ile Leys b. Sa'd, öldürülen kimsenin «Beni falanca adam Öldürdü» sözünü KASÂME için karine kabul etmiþlerdir. Fukahadan herbiri, kendi zannýna göre þüpheye kuvvet veya zayýflýkta derece vererek, «Bu þüphe KASÂME'yi gerektirir, bu gerektirmez» demiþtir. Þüphelerin hepsi ayný derecede olmadýðý içindir ki, kimisi «Önce davacýlar yemin ederler» demiþtir. Zira îmam Mâlik'e göre kuvvetli þüphe, yemin hakkýný davalýdan alýp davacýya verir. Çünkü ona göre, þeriat yemin hakkýný davalýya, davalýnýn haklý olduðu þüphesi daha kuvvetli olduðu için vermiþtir. «Davanýn kendisi bir þüphedir» diyenlerin görüþü ise, zayýf olup hem usûle ve hem de nassa aykýrýdýr, Zira Peygamber Efendimiz,
«Eðer insanlara, kuru davalarý ile istedikleri verilmiþ olsaydý, bazý kimseler bazý kimselerin kanlarýný kendi mallarý ile isteyeceklerdi. Fakat yemin hakký davalýya verilmiþtir.» buyurmuþtur ki, bu hadis, îbn Abbas tarafýndan rivayet olunduðu sabit olup Müslim'de yer almýþtýr. Mâlikîlerin, îsrailoðullannýn inek hikayesi ile ihticac etmeleri de zayýf bir ihticactýr. Zira bu hikayede, davanýn þahitsiz olarak kabulü, olaðanüstü bir olay olduðu içindir.
KASÂME ile kýsas lazým geldiðini söyleyenler de, bir kiþiye karþýlýk olarak birden çok kiþiler.kasas edilebilir mi edilemez mi diye ihtilaf etmiþlerdir, îmam Mâlik «KASÂME ile ancak bir kiþi kýsas olunabilir» demiþtir ki îmam Ahmed de buna katýlýr. Eþheb ise «Birden çok kiþiler aleyhinde yemin edilebilir. Fakat ancak bir kiþi, yani öldürülenin varisleri kimi isterlerse o, kýsas edilir» demiþtir. Fakat bu görüþ zayýftýr. Muðire de «Hakkýnda yemin edilenlerin hepsi kýsas edilirler» demiþtir. îmam Mâlik ile Leys b. Sa'd da
«Eðer bir kimse, adaletli iki kiþi tarafýndan Talanca adam onu dövdü' diye þahitlik edildikten sonra ölürse, varisleri 'Dövülmekten ötürü ölmüþtür' diye yemin edebilirler» demiþlerdir, ki bu görüþlerin hepsi zayýftýr.
Ulema, köle hakkýnda da KASÂME var mýdýr, yok mudur diye ihtilaf etmiþlerdir. Kimisi köleyi hüre kýyas ederek «Vardýr» demiþtir, ki îmam Ebû Hanife bunlardandýr. Kimisi de köleyi hayvana kýyas ederek «Yoktur» demiþtir, îmam Mâlik de bu görüþtedir.
Ulemaya göre, KASÂME'de diyet, öldürenin malýna düþer ve elli kiþiden az kimseler yemin edemezler. îmam Mâlik ise «Kýsasta iki kiþiden az kimselerin yemini geçersizdir. Fakat yanlýþlýkla iþlenen öldürmelerde bir kiþinin yemini kâfidir» demiþtir. Ýmam Mâlik'e göre, öldürülenin adamlarýndan biri yemininden dönerse, kýsas hakký ortadan kalkar. Fakat yemininden dönmeyenlerin diyetteki hisseleri bakîdir. Zührî ise «Eðer birisi yemininden dönerse, diyet hakký hepsi hakkýnda bozulur» demiþtir. Bu babýn fer'i'leri daha çoktur.
(Kadý -Ýbn Rüþd- diyor ki): KASÂME bahsi, esasýnda «Kýsasý gerektiren þeyler» bahsine girer. Kýsasý gerektiren þeyler bahsi de, «kaza ve muha-kemele usulü» bahsinin bir bölümüdür. Fakat biz, fukahanýn âdetine uyarak bu bahsi burada anlattýk. Çünkü þer'î konularda her birine hâs olan konunun çözüm þeklini, hâs olduðu bahiste ele almayý daha uygun bulmuþlardýr. Fakat birden çok konularla ilgili olan çözüm þekilleri «Kaza ve muhakemeler usulü» bahsinde ele alýnýr. Bazen bakarsýn ki bir konunun çözüm þeklini, hem ait olduðu bahiste, hem kaza ve muhakemeler usûlü bahsinde ele almýþlardýr. Nitekim Ýmam Mâlik de Muvatta' adlý kitabýnda öyle yapmýþtýr. Zira îmam Mâlik, her bir bahiste bahse konu olan hükmün çözüm þeklini anlatmýþtýr. [11]
[11] Ýbn Rüþd Kadý Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüþd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayýnlarý: 4/283-285.
Ynt: Yemin edilecek durumlar By: ceren Date: 29 Ocak 2020, 18:11:34
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim....
Ynt: Yemin edilecek durumlar By: Sevgi. Date: 30 Ocak 2020, 03:38:31
Aleyküm selâm. Bilgiler için Allah razý olsun kardeþim. Rabbim ilmimizi artýrsýn inþaAllah
Ynt: Yemin edilecek durumlar By: Bilal2009 Date: 08 Þubat 2020, 19:06:49
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun