El-Bidaye Ven Nihaye
Pages: 1
Hendek (Ahzab) Gazvesi By: Esila Date: 02 Þubat 2011, 03:23:19
Hendek (Ahzab) Gazvesi


Beni Nadir Gazvesi

Amr B. Su´da El-Kurazî´nin Kýssasý

Beni Lihyan Gazvesi

Zatü´r-Rika Gazvesi

Gavres B. Haris Kýssasý

Bu Gazvede Karýsý Öldürülen Adamýn Kýssasý

Cabirin Devesinin Bu Gazvedeki Kýssasý

Son Bedir Gazvesi

Hicrî Dördüncü Senede Meydana Gelen Bazý Olaylar.

Hicrî Beþinci Sene Olaylarý Devmetü´l -Cendel Gazvesi

Hendek (Ahzab) Gazvesi

Fasýl



Beni Nadir Gazvesi


Bu gazve hakkýnda Cenâb-ý Allah, el-Haþr sûresini inzal buyur­muþtur.

"Sahih-i BuharTde Ýbn Abbas´tan rivayet olunduðuna göre Ýbn Abbas´m kendisi, el-Haþr sûresine, "Beni Nadir Sûresi" dermiþ.

Buharý, Zührî kanalý ile Urve´nin þöyle dediðini rivayet etmiþtir: Beni Nadir gazvesi, Uhud gazvesinden altý ay önce ve Bedir gazvesin­den sonra vuku bulmuþtur.

Hanbel b. Ýshak´ýn rivayetine göre; Zührî, Bedir gazvesinin hicri ikinci senede ramazanýn on yedisinde vuku bulduðunu söyler.

Zührî dedi ki: Rasûlullah, Bedir gazvesinden sonra Beni Nadir gazvesini gerçekleþtirmiþtir. Hicri üçüncü sene þevval ayýnda Uhud gazvesine gitmiþtir. Bundan sonra da hicri dördüncü senenin þevval ayýnda Hendek gazvesinde savaþmýþtýr.

Beyhakî´nin rivayetine göre Zührî, Beni Nadir gazvesinin Uhud´-dan önce vuku bulduðunu söylemiþtir. Baþkalarýna göre Beni Nadir gazvesi, Uhud gazvesinden ve Bir-i Maune faciasýndan sonra vuku bulmuþtur.

Ben derim ki: Beni Nadir gazvesi, Bir-i Maune faciasýndan ve Amr b. Ümeyye´nin dönüp Beni Amir kabilesinden o iki kiþiyi Öldür­mesinden sonra vuku bulmuþtur. Oysa Amr b. Ümeyye, o iki kiþinin Rasûlullah´la antlaþmalý olduklarýndan habersiz idi. Bu nedenle Ra­sûlullah (s.a.v.), ona þöyle demiþti:

«Öyle iki adamý öldürdün ki, ben onlarýn diyetlerini ödeyeceðim.»

Ýbn Ýshak dedi ki:

Rasûlullah (s.a.v.), Beni Nadir kabilesine gitti. Beni Amir kabile­sinden öldürülen iki kiþinin diyeti için onlardan yardým istiyordu. O iki kiþiyi Amr b. Ümeyye ed-Damrî öldürmüþtü. Rasûlullah bunu, o ikisi için akdettiði eman antlaþmasýndan ötürü yapýyordu. Nitekim Beni Nadir ile Beni Amir arasýnda da antlaþma vardý. Rasûlullah, iþ­te o iki maktulün diyeti için onlardan yardým isteyerek yanlarýna gel­diðinde onlar þöyle dediler:

«Evet ey Ebu´l-Kasým! Senin bizden kendi istediðin þey hususun­da sana yardým ederiz.»

Sonra bu iki kabile baþbaþa kaldýklarý zaman þöyle dediler:

«Þüphesiz siz, Muhammed´i asla bir daha bu hali üzere bulamaz­sýnýz.»

Rasûlullah (s.a.v.) da onlarýn evlerinden, bir duvarýn yanýnda o-turmakta idi.

«Hangi adam, iþte þu evin üstüne çýkar da onun üzerine bir kaya atar Böylece ondan kurtulur, rahatýmýzý buluruz.» dediler. Bunun ü-zerine onlardan biri olan Amr b. Cihaþ b, Ka´b, bu çaðrýya icabet edip þöyle dedi: «Bunun için ben varým.»

Böylece Rasûlullah´m üzerine bir kaya parçasý atmak için evin damýna çýktý. Rasûlullah (s.a.v.) da ashabýndan bir grup arasýnda idi. Ashab arasýnda Ebu Bekir, Ömer ve Ali vardý! Allah onlardan razý ol­sun.

Semadan gelen haberci, Rasûlullah´a kafirlerin planladýklarý sui­kastý haber verdi. O da kalkýp Medine´ye dönmek üzere yola çýktý.

Ashab, Peygamber Efendimiz´in geciktiðini görünce onu aramak üzere yola çýktý. Medine´den gelen bir adama rastladýlar, ona sordu­lar. O da dedi ki: «Onu Medine içinde gördüm.»

Bunun üzerine orada bulunan sahabeler de geri döndüler ve Hz. Peygamber´in yanma vardýlar. O da onlara Yahudilerin suikast ve ha­inliklerini bildirdi.

Vakidî dedi M: Rasûlullah (s.a.v.), Yahudilere Medine´den ve civa­rýndan çýkýp gitmelerini bildirmesi için Muhammed b. Mesleme´yi gönderdi. Öte yandan münafýklar da Nadir oðullarý olan Yahudilere, yerlerinde sebat etmeleri, Medine´den çýkýp gitmemeleri için teþvik edici haberler gönderiyorlardý. Onlara gerektiðinde yardýmcý olacak­larýný vaad ettiler. Bu da Nadir oðullarýna moral verdi. Hüyey b. Ah-tab, gayrete gelip sinirlendi. Bunun üzerine Medine´den çýkmayacak­larýna dair Rasûlullah´a haber gönderdiler. Aralarýndaki ahdin bozul­duðunu da bildirdiler. Bunun üzerine Rasûlullah, bu Yahudilerin üzerine gitmek için halka emir verdi. Gittiler ve bu Yahudileri onbeþ gece kuþatma altýnda tuttular.

Ýbn Ýshak dedi ki; Rasûlullah (s.a.v.), Müslümanlara, onlarla sa­vaþmak için hazýrlýk yapmayý ve üzerlerine yürümeyi emretti.

Ýbn Hiþam dedi ki: Rasûlullah, Nadir oðullarý üzerine gitmek için Medine´den ayrýlýrken yerine Ýbn Ümmü Mektum´u vekil býraktý. Bu da rebiyülevvel ayýnda olmuþtu.

Ýbn Ýshak dedi ki: Rasûlullah, yola çýktý. Nadir oðullarý yurduna vardý. Onlarý altý gece müddetle kuþatma altýnda tuttu. Bu esnada iç­kinin haram kýlýndýðýna dair ayet nazil oldu. Yahudiler, kalelere yer­leþip sýðýndýlar. Rasûlullah da hurmalýklarýn kesilmesini ve oralarda yangýn çýkarýlmasýný emretti. Bunun üzerine onlar:

«Ey Muhammed! Sen insanlarý fesaddan nehyediyordun. Fesad iþleyenleri ayýplýyordun. Þu halde hurmalýklarý kesmek ve yakmak neyin nesi oluyor » diye seslendiler.

Beni Avf b. Hazreç´ten bir topluluk vardý. Allah düþmaný Abdul­lah b. Übey b. Selül, Vedia, Malik b. Ebi Kavkal, Süveyd ve Dais de bunlardandý. Bunlar, Beni Nadir´e: «Sebat edin, yerinizde durun ve korunun. Çünkü biz asla sizi yardýmsýz býrakmayacaðýz. Eðer sizinle savaþýbrsa biz sizinle beraber savaþýrýz. Eðer siz Medine´den çýkartý-lýrsanýz, biz de sizinle beraber çýkarýz.» diye haber gönderdiler. Bu­nun üzerine onlar, bu münafýklarýn yardýmýný beklediler. Ama bun­lar, söz verdikleri gibi bu yardýmý yapmadýlar. Allah, onlarýn kalbleri-ne korku saldý. Bunun üzerine Nadir oðullarý, Rasûlullah (s.a.v.)´dan kendilerini Medine´den çýkarmasýný ve kanlarýna dokunmamasýný is­tediler.

Avfî dedi ki: Ýbn Abbas´ýn anlattýðýna göre onlardan her üç kiþiye bir deve verilmiþti. Bir de bir deve yükü mal götürme hakký tanýnmýþ­tý. Üç kiþi sýra ile ayný deveye biniyordu.

Yakup b. Muhammed kanalýyla gelen bir rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.), Muhammed b. Mesleme´yi Nadir oðullarýna göndermiþ ve üç gece içinde Medine´yi terketmelerini bildirmiþti. Beyhakî ve diðerleri­nin rivayetine göre Nadir oðullarý Yahudilerinin vadeli borçlarý vardý. Rasûlullah (s.a.v.): "Vadeden vazgeçin ve bunu acilen peþine çevirin." buyurdu.

Bu rivayetin þahinliðinde þüphe vardýr. Doðrusunu Allah bilir.

Ýbn Ýshak dedi ki: Nadir oðullarý, develerinin kaldýrabileceði ka­dar malý yüklediler. Hatta öyle adam vardý ki, evinin kapýsýný eþiðin­den söküp çýkarýr ve devesine yükleyip götürürdü. Oradan çýkýp Hay-ber´e doðru gittiler. Þam´a gidenler de oldu. Onlarýn Hayber´e giden eþrafý þunlar idi: Sellam b. Ebu´l-Hukayk, Kinane b. Rebi b. Ebu´l-Hü-kayk ve Hüyey b. Ahtap. Bunlar, Hayber´e yerleþtikleri zaman oranýn ahalisi kendilerine itaat edip saygý gösterdi.

Ebu Bekir´in oðlu Abdullah bana dedi M, kendisine þöyle bir ha­ber gelmiþ: Nadir oðullarý Yahudilerinin kadýnlarý, çocuklarý ve mal­larý develere yüklendi. Beraberlerinde davullar, zurnalar ve oynayan oyuncu kadýnlar vardý. Aralarýnda Ümmü Amr da vardý. Bu, Urve b. Verd el-Absî´nin yanýnda idi. Ondan satýn almýþlardý. Bu kadýn, Beni Gifar kadýnlarýndan biri idi. Onda, o zamanki hiçbir kabilede misli görülmemiþ þekilde kendini beðenmiþlik vardý.

Nadir oðullan Yahudileri, mallarýný Rasûlullah´a býraktýlar. Mal­larda özellikle Rasûlullah (s.a.v.)´m insiyatifýnde kaldý. Onlarý dilediði yere sarfediyordu. Rasûlullah da o mallarý, Ensâr´a deðil de ilk Muha­cirlere paylaþtýrdý. Ancak Ensâr´dan Sehl b. Hüneyf ile Ebu Dücane Simak b. Hareþ´e yoksul olduklarýný söyleyince, onlara da verdi.

Ýbn Ýshak dedi ki: Beni Nadir Yahudilerinden sadece iki kiþi Müs­lüman oldu. Bunlardarfbiri Yamin b. Ümeyr b. Ka´b (Anýr b. Cihaþ´m amcasý oðlu) dýr, diðeri ise Ebu Sa´d b. Vehb´dir. Bunlar Müslüman ol­duklarý için mallarým ellerinde tutup korudular.

Ýbn Ýshak dedi ki: Yamin ailesinden biri bana þöyle dedi: Rasûlul-lah (s.a.v.), Yamin´e dedi ki: Senin amca oðlundan (Amr b. Cihaþ´dan) gördüðüm ve benim hakkýmda kasdettiði þeyi biliyor musun

Bunun üzerine Yamin b. Ümeyr de bir adama, Amr b. Cihaþ´ý öl­dürmesi için bir miktar mal verdi. Rivayete göre o adam da Amr b. Cihaþ´ý öldürdü. Allah ona lanet etsin.

Ýbn Ýshak dedi ki: Cenâb-ý Allah, Nadir oðullarý Yahudileri hak­kýnda el-Haþr sûresini, baþtan sona inzal buyurdu. Bu sûrede onlar­dan öç alýþýný, Rasûlü´nü onlara musallat kýlýþýný ve Rasûlü vasýtasýy­la onlara yaptýðý þeyleri anlatmaktadýr.

Ýbn Ýshak, daha sonra bu sûrenin tefsirine baþlamýþtýr. Biz bun­larý tefsirimizde detaylý olarak anlattýk. Allah´a hamd olsun.

Yüce Allah buyurdu ki:

«Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah´ý teþbih ederler. O güçlüdür, Hâkimdir.

Kitap ehlinden inkarcý olanlarý ilk sürgünde yurtlarýndan çýkaran O´dur. Oysa ey inananlar! Çýkacaklarým sanmamýþtmýz. Onlar da, ka­lelerinin kendilerini Allah´tan koruyacaðýný sanmýþlardý. Ama Al­lah´ýn azabý onlara beklemedikleri yerden geldi. Kalblerine korku sal­dý. Evlerini kendi elleriyle ve inananlarýn elleriyle yýkýyorlardý. Ey akýl sahipleri! Ders alýn.

Allah onlara sürülmeyi yazmamýþ olsaydý, dünyada baþka þekilde azap verecekti. Ahirette onlara ateþ azabý vardýr.

Bu, Allah´a ve peygamberine karþý gelmelerinden dolayýdýr. Kim Allah´a karþý gelirse bilsin ki, Allah´ýn cezalandýrmasý þüphesiz çetin­dir.

inkarcý kitap ehlinin yurtlarýnda hurma aðaçlarýný kesmeniz veya onlarý kesmeyip gövdeleri üzerinde ayakta býrakmanýz Allah´ýn izniy-ledir. Allah yoldan çýkanlarý böylece rezilliðe uðratýr.» (el-Haþr, 1-5.)

Noksanlýklardan münezzeh olan yüce Allah, kendi yüksek zâtýný tenzih ediyor, gerek ulvî gerekse süfli bütün yaratýklarýnýn kendisine teþbihte bulunduklarýný, kendisinin Aziz ve güçlü olduðunu haber ve­riyor. Yine kendisinin yüksek bir Zat olduðunu, hiç kimsenin ona ula­þamayacaðýný, azamet ve yüceliðine yetiþilmeyeceðim, yarattýðý her-þeyi hikmetlice yarattýðýný, takdir ve teþri buyurduðu herþeyin bir hikmete müstenid olduðunu beyan buyuruyor. Rasûlü´ne, mü´min kullarýna, Yahudi düþmanlarýna karþý zafer nasip etmesi, bunun için gerekli tedbir ve takdiri düzenlemesi de O´nun hikmetindendir. Yahudi düþmanlar ki, Allah´a ve Rasûlü´ne karþý gelmiþ, Rasûlullah´a ve þeriata dirsek çevirmiþlerdi. Kendileriyle savaþýlmasmýn baþlýca sebe­bi bu idi. Nihayet Allah tarafýndan düþmanlarýnýn kalbine korku salý­narak teyid edilen Muhammed (s.a.v.), onlarý kuþatma altýna almýþtý. Rasûlullah´m düþmanlarý, bir ay öteden onun korkusuna kapýlýrlardý. Bununla birlikte Rasûlullah, onlarý muhasara altýna aldý. Askerleriy­le onlarý çevreledi. Kendisi de bizzat muhasarayý idare etti. Bu muha­sara altý gece sürdü. Bu korku, Yahudileri darmadaðýn edip Medine dýþýndaki taraflara sürgün etti. Nihayet onlar, boyun eðip canlarýnýn baðýþlanmasý þartýyla sulh yaptýlar. Mallarýndan bir deve yükü kada­rýný alýp götürmelerini dilediler. Hakir ve zelil olarak yanlarýnda silah götüremeyeceklerdi. Ayrýca kendi evlerini, ya bizzat veya mü´minler vasýtasýyla yýkmaya, tahrip etmeye baþladýlar. Ýbret alýn ey basiret sahipleri!

Yüce Allah, daha sonra diyor ki: Eðer Nadir oðullarý Yahudileri, Medine´den çýkarýlýp sürgün edilmeseler ve Rasûlullah´m yanýndan uzaklaþtýrýlmasalardý, kendilerine daha þiddetli bir azap isabet ede­cekti ki, bu da öldürülmedir. Bununla birlikte ahirette de onlar için takdir edilmiþ olan elemli bir azap vardýr.

Sonra yüce Allah, onlarý hurmalýklarýn yakýlmasý ve kendileri için kalan kýsmýnýn býrakýlmasýnýn hikmetini beyan buyuruyor ve bütün bunlarýn caiz olduðunu açýklayýp þöyle buyuruyor:

«Ýnkarcý kitap ehlinin yurdlarýnda hurma aðaçlarýný kesmeniz ve­ya onlarý kesmeyip gövdeleri üzerinde ayakta býrakmanýz Allah´ýn iz-niyledir.» (el-Haþr, 5.)

Bütün bunlara þer´an ve kaderen izin verilmiþtir. Þu halde bunla­rý yapmanýz hususunda sizin bir manevi sorumluluðunuz yoktur. Böyle yapmaya karar vermeniz, güzel bir görüþ ve karardýr. Bunda bazý kötü kullarýn iddia ettikleri gibi bir fesad ve bozgunculuk yoktur. Aksine bu, kuvvetin izharýdýr. Yoldan çýkmýþ kafirlerin rüsvay kýlýn­masýdýr.

Buhari ile Müslim, Kuteybe tariki ile Ýbn Ömer´in þöyle dediðini rivayet etmiþlerdir: Rasûlullah (s.a.v.), Nadir oðullarý Yahudilerinin hurmalýklarým yaktý ve kesti. Bunun üzerine Cenâb-ý Allah, þu ayeti inzal buyurdu:

«Ýnkarcý kitap ehlinin yurdlarýnda hurma aðaçlarýný kesmeniz ve­ya onlarý kesmeyip gövdeleri üzerinde ayakta býrakmanýz Allah´ýn iz-

niyledir.» (el-Haþr, 5.)

Buharý, Cüveyriye binti Esma kanalý ile Ýbn Ömer´in þöyle dediði­ni rivayet etmiþtir:

Rasûlullah (s.a.v.), Nadir oðullan Yahudilerinin hurmalýklarýný yaktý ve kesti. Bu sebepledir ki, Hassan b. Sabit þöyle demiþtir:

«Büveyre´deki ateþi yaygýn olan yangýn, Lüey oðullarýnýn yüce þahsiyetlerine göre önemsizdir.»

Hassan´m bu þiirine cevaben Ebu Süfyan b. Haris þöyle demiþti:

«Allah bu iþi devam ettirsin ve çevresinde çýlgýn alevli ateþler yaksýn.

Sen de bileceksin ki, bu ateþe karþý hangimiz kendimizi daha iyi koruyacaðýz ve sen de bileceksin ki, hangimizin topraðý Nadir topra­ðýdýr.»

Ýbn Ýshak dedi ki: Nadir oðullarýnýn sürgün edilmesini ve Ka´b b. Eþrefin Öldürülmesini anlatan Ka´b b. Malik þöyle demiþtir:

«Yahudi âlimlerinin hainlik etmesiyle Yahudi topluluðu hor ve hakir oldu, alçaldý.

Ýþte zaman böyledir, dönen bir musibetin inmesine sahnedir. Þundan Ötürü ki, onlar emri büyük bir emîr olan Aziz Rabbý inkar ettiler.

Ýlim ve anlayýþça birlik olduklarý halde geldiler.

Halbuki onlara, Allah´tan uyarýp korkutucu biri gelmiþti.

Bu korkutucu ki, doðru sözlüdür. Kitabý aydýnlatan, açýklayan ayetleri eda etti.

Onlarsa dediler ki: Sen doðru bir emirle gelmedin ve bizden inkar

edilmeye layýk bir kiþisin.

O da dedi ki: Hayýr, hayýr bir hakký yerine getirmiþimdir ki, onunla, beni ancak anlayýþlý, bilgili kiþi tasdik eder.

O ha


radyobeyan