11. Meclis By: hafiza aise Date: 31 Ocak 2011, 16:42:08
11. MECLÝS
Bu konuþma cuma sabahý medresede yapýldý.
Konuþma tarihi: Hicrî 19 Þevval 545, Milâdî 1150.
Ey cemaat! Allah'ý anlayýn. O'nun þanýna bilgisizlik yakýþmaz, cahil olmayýn. O'nu bilin ve itaat edin. Muhalefet ne demek? O'nun yoluna baþ koyun. Allah'ýn bütün hükümlerine razý olun, niza ve çekiþme ayýp olur.
Allah yaratýcýdýr. Kullara rýzýk verir. Evvel ve sonra O'nun hazinesi dýþýnda yeyip içen yoktur. Zahir, bâtýn hep O'dur ve O'nundur. O'nun varlýðý kadîmdir. O'ndan evvel varlýk baþlamadý. Bu kadîm hâli, sonsuzlara kadar uzar. Hükmüne karþý duran yoktur. Dilediðini yapar; kimseye hesap vermek zorunda deðildir.
“Yarattýklarý, toptan ve tek tek, kendi yaptýklarýndan O'na karþý sorumludurlar.” (el-Enbiyâ, 21/23)
O, zengin kýlar, dilerse bir pula muhtaç eder. Yararlý olan O'dur. Öldüren, dirilten O'dur. Ýþleri O takip eder. O'ndan korkulur. O'ndan ümit kesilmez. Hataya düþünce O'ndan korkunuz. Bir þeyler beklerseniz O'nun kapýsýna koþunuz. Baþka kapýlardan fayda ummayýnýz. O'nun kudreti ile dönünüz. Hikmet ve kudrete maðlup oluncaya kadar devam ediniz. Edepli olunuz. Siyahla olduðunuzda beyazý unutmayýnýz. Hak’la aranýzda irtibat kurulmasý lazým. Edepli olursanýz olur. Ýslâm dininin esaslarýný bozmaktan korunursunuz.
Anlattýðým þey, mâna âlemi ile ilgilidir. Suretle iþimiz yok. Anlattýðýmýza iyilerden pek azý erebilir. Ýslâm dininin dýþýna çýkanlarla iþimiz yoktur. Onlar bize uzaktýr. Hâlimize erenler, âlemimize geçenler bilir. Ýç âlemini zengin kýlan anlar. Ýþin aslýný yitirip dýþýnda kalan, bir þey sahibi olamaz. Mücerret ve muayyen vasýflar iþe yaramaz.
Bütün iþlerinizde, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in kurduðu yola girin. Vasat hâlinizi kuvvetlendiriniz. Emir ve yasaklar altýnda kötülükleri eziniz. O'na uyanlara uyunuz. Padiþah, bu hâlinizde sizi çaðýrýr. Peygamber (s.a.v) Efendimiz’e uymayý iyi biliniz, Hak katýna varmak için ondan izin isteyiniz.
Ýnsan, kendine mal etmek istediði mevhum varlýktan soyunmalýdýr, ebdal olmalýdýr. Ebdal, varlýðýný Hak varlýðýna kattýðý için ebdal olmuþtur. Onlar Hak iradesi önünde dilek sahibi olamazlar. Hakk'ýn seçtiði þey üstüne onlarýn seçme hâli yoktur. Zahirde iþler tutar, hükümler verirler. Dýþtan bakan onlarý böyle görür, hâlbuki yapan baþkadýr. Bir zaman geçtikten sonra, hususî hayatlarýnda hoþ iþler tutmaya koyulurlar. Onlar, dýþ âlemi býrakmazlar. Gönülleri zenginleþtikçe dýþ âleme ait emir ve yasaklara itina ederler. Bu hâlleri devam eder; zaman gelir onlarý emir ve yasak etkisi altýna almaz olur. Artýk dýþtan bir þey almadan ve kitaptan okumadan, kendi iç varlýklarý onlarýn sýrlarýný yönetir. Onlar bir uzlet âlemine çekilmiþ sayýlýrlar. Hak’tan bir an bile gafil olamazlar. Onlar kendilerini yitirirler. Emir ve yasak anýnda anî bir uyarma gelir, emri ve yasaðý hemen yaparlar. Hiç bir haddi aþmak onlarýn aklýna gelmez. Ýbâdeti terk etmek zýndýklýktýr. Hatalar yapmak, Hakk'a isyan sayýlýr. Bu büyükler, hiç bir hâlde yapýlmasý gerekli ibadetleri yapmaktan muaf olamazlar.
* * *
Ey evlat! O'nun hükmüyle iþ tut. Doðru hattan çýkma. Ahdi unutma. Hepsini yapmaya gayret et. Þeytaný yýk. Kötü olan tabiî arzularýný yen. Allah'ýn yardýmýndan ümit kesme. Hak yardýmý, senin sebat hâline göre gelir. Çünkü Allah Teâlâ þöyle buyurdu:
“Þüphesiz, Allah sabýrlý kullarý iledir.” (el-Enfâl, 8/46)
“Hiç þüphe yok ki, galebeyi kazanacak olanlar Allah'ýn yardýmcýlarýnýn ta kendileridir.” (el-Mâide, 5/56)
“Uðrumuzda çalýþanlara, yollarýmýzý elbette açarýz.” (el-Ankebût, 29/69)
Nefsin dilini tut, Allah'ý kula kesmesin. Bu hâlde nefsine can düþmaný ol. Ona ve diðer kullara, Hak kulluðunu emret. Yasak olanlarý yaptýrmamaya çalýþ. Onlarý bozuk hâllerden kurtar. Hak anlayýþýna ve tabiatýna uymayan þeyleri býraktýr. Allah'ýn kitabýna ve Peygamber’in âdetine çek onlarý.
* * *
Ey cemaat! Allah'ýn kitabýna saygý gösteriniz. Onun saygý hakkýný terbiyenizle ödeyiniz. O, Hak’la aranýzda bir vuslat vesilesidir. Onu mahlûk ve bir kul tarafýndan yazýlmýþ görmeyiniz. Allah Teâlâ; “Bu benim kelâm sýfatýmýn tecellisidir.” buyururken siz baþka isnatlara yeltenmeyin.
Her kim Kur'ân'ý mahlûk ve kul yapýsý bilirse apaçýk Hakk'ý inkâr etmiþ olur, yazýk olur. Þu Kur'an! Þu okunan Kur'an, þu iþittiðimiz yüce kelâm ve mushaf sayfalarýna yazýlý yüce mânalý sözler, O'nun kelâm tecellisindendir. Ýmâm-ý Þafiî ve Ýmâm-ý Ahmed o kadar titiz davranmýþlardýr ki, sadece yazýnýn mahlûk olduðunu, ötesinin Allah kelâmý olduðunu söylemiþlerdir. Buna misal olarak kalbin mahlûk olduðunu, içinde duranýn mahlûk olmadýðýný söylemiþlerdir.
* * *
Ey cemaat! Kur'ân'ýn nasihatlerini tutun. Bunu iþinizle açýða vurun. O'nun karþýsýnda mücadeleci olmayýn. Ýman ve itikat kolaydýr ve güç olmayan iþlerdir. Çok da deðildir, hemen yapýlabilir. Yapýlan iþler bundan sonra gelir. Size en çok iman etmek düþer. Kalbinizle tasdik edin, dýþ varlýðýnýzla iþ görün. Size yararlý ne ise onu yapýn. Kýsa ve iptidaî görüþe sahip olanlardan uzak durun.
Ey cemaat! Nakil ile gelen bilgiler akýl ile istintaç edilemez, nass da kýyas ile terk edilemez. Yine de þahidi elden býrakma. Mücerret dava ile kimseye bir alacak yüklemek kabil deðildir. Þahitsiz ve ispatsýz, kimsenin hakkýný almak kolay deðildir. Bu hususta Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in bir emri vardýr:
“Bir cemaat, diðerine karþý mal veya kan dâvasýnda bulunmak zorunda kalýrsa, ispat gerek. Davacý ispat getirmeli, aksi hâlde yemin icap eder.”
Kalp bilgilerden ârî olduðu zaman dilin kuru bilgisi yetersizdir. Peygamber (s.a.v) Efendimiz þöyle buyurdu:
“Ümmetim için en çok korktuðum, içi bozuk bilginlerdir.”
Ey bilginler ve ey cahiller, ey hazýr olan ve buradan uzakta duranlar, size tavsiyem; Allah'tan korkunuz. Kalp gözünüzle O'na bakýnýz. O'nun önünde kendinizi yere seriniz. O'nun kader çekici durmadan çalýþýr. Nefsinizi O'na teslim ediniz. Þükür yoluna girmekle O'na 'koþunuz. Nimetleri þükürle devamlý kýlmak sizin elinizdedir. O'na itaat edin. Karanlýða O'nun ziya lâmbasý ile giriniz. Bu hâller sizi kuþatýnca Hakk'ýn her çeþit iyiliði sizi bulur. Dünyada cennetlik olursunuz, artýk öbür âlemde her þey sizin olur.
* * *
Ey evlat! Çalýþ, kalbini temiz kýl; onda dünya sevgisi kalmasýn. Zerresine kadar ayýkla. Bu bitince nefsine sahip çýkan olur. Bir an bile seni onun eline býrakmazlar. Unutursan hatýrlatýrlar. Gaflete düþersen, ayýk kýlarlar. Cümle eþyada Hakk'ý gösterirler. Baþkasýna baktýrmazlar. Bu bir zevktir ki, tadan bilir. Bu cins hâle ermek zordur; halk arasýnda eren binde birdir. Bazý fertlerdir. Onlar, halka gidip gönül eðlendirmezler. Halk onlara sükûnet veremez.
* * *
Ey içi bozuklar! Âfetler gelmeye baþladý. Belâlar kalbinizin ucunda duruyor.
Hak yolcularý, Hak’tan uzak kalmýþlara baktýklarý zaman huzur verirler. Hak katýnda sükûna davet ederler. Yaratýlmýþlara baðlý kalmayý onlarýn gözünden silerler, önce her þeye muteriz olan kimseler, sonra teslim olur kalýrlar. Hak yolcularý bir yere nazar etmeye görsün. Sonrasý malûm. O nazarýn izi artýk silinmez. Günler geçer, aylar biter, yýllar tükenir, ama o izler deðiþmez.
O büyükler insanlarýn en akýllý olanlarýdýr. Siz onlarý görseniz akýllý olduklarýna inanamazsýnýz. “Bunlar delidir!” dersiniz.
Onlarýn da sizin hakkýnýzda düþündükleri vardýr, kýyamete inanmadýðýnýzý ispat ederler.
Onlarýn gönlünde hazine saklýdýr. Halka karþý kalpleri sert deðildir, Hak’tan korkar ve çekinirler. Her ne zaman ki, celâl perdesi açýlýr, o zaman onlara bir yýkýntý ve periþanlýk gelir. Kalpleri parçalanýyormuþ gibi olur. Bütün bitiþik kemikleri ayrýlýyormuþ gibi olur. Hak Teâlâ onlarýn bu hâline göre tecellisini verir. Rahmet kapýsýný açar. Cemâl perdesini açar, lütfünü onlara yaðdýrýr.
Ben, Hakk'ý arayanlara bakarým. Âhireti arayan kimseleri severim. Baþkalarýndan pek hoþlanmam. Dünya bekçisi, nefsin ve þahsî arzusunun peþinde koþan benim iþime yaramaz. Onlarla benim iþim yok. Ancak, onlar hastadýr, tedavi için yanýma gelmelerini arzu ederim. Hasta için en sabýrlý sahip, doktordur.
Ýþlerini benden saklý tutuyorsun, sana yazýk oluyor. Benden saklý þey az olur. Sen saklýyorsun, hâlbuki o bana gözüküyor. Görüyorum, “Sen dünya arýyorsun ve ey þahýs, sen de âhiret arýyorsun.” diye söylüyorum.
Bunlar bir hevestir. Bu hevesler kalbine yazýlmýþ, sonra alnýnda açýkça gözükmektedir. Ýçin dýþa vurmuþ, her þeyin kýymetsiz bir hâl almýþ. Elinde bir miktar dünyalýðýn var, onunla böbürleniyorsun. Hâlbuki onun ancak zerresi iþe yarar. Sana göre elindeki altýn sayýlýr, hâlbuki onun altýn kýsmý azdýr, ötesi ya gümüþ veya iþe yaramaz þeydir. Bunlarla bana çalým satma, onlarýn çoðunu gördüm. Bana geldiler, teslim oldular. Ben onlarýn içinden seçtim. Ancak iþe yarayan altýn kýsmýný aldým, ötesini attým. Ýyi olan az, iþe yaramaz çoktan iyidir. “Altýn babasý” diye lakap alman, seni kurtaramaz. Ben sikkeciyim, yanýmda âletler vardýr, onlarla ölçer, deðerini veririm. Riyadan dön, nifaký býrak, bunlarý býraktýðýný varlýðýna anlat. Boþ gurura kapýlýp kendini aldatma. Nefsini ýslâh etmeyen ve riyadan vazgeçmeyen çoðu ihlâs sahipleri, münafýk oldular. Bu sebeple rahmetle yad ettiðimiz bazý büyükler þöyle der:
“Boþ yere ihlâs satmayý riyakârlar bilir.”
Ýþin önünden sonuna kadar doðruluðu býrakmayan azdýr, azdan da azdýr. Her þey tedricî olarak aslýný bulur. Küçük hata zamanla büyür. Meselâ; huysuz çocuklar ilk baþta yalan yolunu tutarlar. Sonra kötü toprak ve pislikle oynarlar. Daha sonra kötü yollara düþer, anasýnýn sandýðýný açar, babasýnýn kesesinden para aþýrýr, herkesi çekiþtirmeye baþlarlar. Ýþte bu hâlde iyi bir baba ve iyi bir öðretmen onu bu hâlden kurtarýr. Allah, bir kimse hakkýnda hayýr murat ederse terbiyeli kýlar, ölünceye kadar öyle götürür ve bir kimse hakkýnda þer diliyorsa o adam da bulunduðu hâlde yaþar ve öyle ölür. Ancak Allah'a yalvaran ve O'na sýðýnan her zaman kurtulur.
Allah, hem Azîz, hem de Celîl’dir. Her dert için bir deva yaratýr.
* * *
Ýsyan hastalýðýna çare, itaattir. Zulmü, adalet yýkar. Hata bir hastalýktýr, ilacý ise doðruluktur. Hak Teâlâ’ya isyan bir suçtur. Bundan kurtuluþ çaresi ise günah sarhoþluðundan tevbedir. Ama asýl ilaçlarýn tümü, halký kalpten atmaktadýr. Bunu yapabildiðin an, iþlerin tamam olur. Hakk'a vasýl olursun. Semalara yükselirsin. Ruhun yücelerin sesini duyar. Kalýbýn, yeryüzündeki evinde yaþar. Kalbin, Hak’la olur. O'nun bilgi denizinde yaþarsýn. Ýlim bakýmýndan Hakk'a vasýl olursun, amel itibariyle de kullara karýþýk durursun. Ne tamamen Hakk'ýn malý olur, ne de halka yönelebilirsin. Öbür âleme geçinceye dek böyle gider. Kimse sana fert olarak sahip çýkamaz. Ýç âlemin Mevlâ ile olur. Dýþ âlemin halk arasýnda kalýr.
Nefsini, tek baþýna yola salma. Ona varlýðýný yükle, aðýrlýðýný duyur. Aksi hâlde sana yüklenir ve varlýðýný duyurur. Nefsi yere sermeye bak. Seni bir yere vurursa zor kalkabilirsin. Sana itaat etmeli, etmiyorsa aç býrak, az su ver. Açlýk ve susuzluk kamçýsýný ona vur. Onu periþan etmeye bak. Her þeyini soy, çýplak kalsýn. Hiç kimsenin bulunmadýðý bir yere koy, akýllansýn. Bunlar ona birer acý darbe sayýlýr. Yola geldiðine inanýncaya kadar böyle yap. Her hâlde bu kamçýlar onun üzerinde olsun. Nefsini Allah'a itaat ettirmelisin. Ýtaate baþladýktan sonra onu yine boþ býrakma! Ara sýra yine yaptýðý eski hatalarý hatýrlat, piþmanlýk duygularýný tahrik et. O Allah yoluna devam ettiði müddetçe uy, pek kýrma. Çünkü nefsin de dünyada alacaklarý vardýr, onlarý ver. Vermeyecek olursan, ibadet için kuvvet bulamazsýn.
Bütün bu anlatýlanlar Allah'ýn muradýna ermek için yapýlmalý. O'nun uyarlýðýný kazandýrmak için nefis ezilmeli. Aç koymakla iþ olmaz, bu usul her zaman faydalý deðildir. Buna baþka þeyler de eklenmeli, eklenecek usuller, þahsa göre deðiþiktir.
Ýçin dýþýn bir olmalý. Her þeye uyar ol. Ýsyan bayraðýný yýrt. Muhalefet sýfatýný býrak. Sükût yoluna gir. Küfrü býrak. Daima Hakk'ý an. Hayýr düþün. Þer yollarýný býrak, hata görme. Kalbinde Hak’tan baþka biri olsa, yýllarca Hak kulluðuna koyulsan faydasýzdýr. Bin yýl ateþ üstünde Hakk'a ibâdet etsen, kalbinle de baþkasýný görsen ve baþkasýndan bir þeyler beklesen hayýr yoktur. Saadet, Allah sevgisi ile baþlar. Kula gönül kapýldýðý an, her þey bitmiþ olur.
Hak’tan baþka her þeyi yok bil. Dýþ hâlinle eþyadan uzak durman ve iç âlemini onlarýn peþinde sürüklemen neye yarar? Allah kalplerde olaný bilir. Bunu biliyor musun? Kalbinde baþkasý var, dilinde tevekkül, ne demek? Bu hâlin seni utandýrmaz mý?
* * *
Ey evlat! Allah'ýn hilmine güvenme. O'nun tutuþu þedittir. Bir tutarsa yýkýlýrsýn. Þu cahil bilginler seni aldatmasýn. Onlarýn cümle bilgileri aleyhlerine çýkar. Lehlerine hiç bir iyilik bulunmaz. Allah'ýn hükümlerini bilirler, o varlýk sahibinin zatýndan tamamen gafil gezerler. Ýnsanlara iyiliði söyler, fakat kendileri yapmazlar. Bir þeyin kötü olduðunu söyledikleri zaman kendilerini sorumsuz görürler. Halký doðruya çaðýrýrlar; ama kendileri kaçarlar. Ýþleri Hakk'a isyan ve O'na çýkýþtýr. Bir kiþiyi ele alýr, onun hatalarýný sayar dökerler. Onlarýn ismi bende yazýlý. Tarih gibi saklýyorum. Hepsini saymýþ durumdayým.
* * *
Allah'ým, bana tevbe yolunu göster, onlara da göster. Hepimizi Peygamber (s.a.v) uðruna baðýþla. Babamýz Ýbrahim Peygamber’in yoluna ilet. Allah'ým, bizi birbirimize düþürme, birbirimize faydalý olalým.
Cümlemizi rahmet deryana daldýr. Âmin!