Evliyalarýn Hayatý
Pages: 1
Zemzem-i Hassa By: armi Date: 17 Mayýs 2009, 14:10:58

Anadolu'da yetiþen evliyâ hanýmlardan. Babasýnýn ismi Þeyh Mustafa Fânî’dir. Büyük velî Gavs-ül-Memdûh’un hanýmý ve amcasýnýn kýzýdýr. 1765 (H.1178) senesinde Siirt’te doðdu. Annesi Âiþe Hâtun þöyle anlattý: “Zemzem’e hâmile idim. Bir gün bana gâibden bir zât görünüp, sâlihâ bir çocuðumun olacaðýný müjdeledi. Kim olduðunu sorduðumda, bir melek olduðunu söyledi. Doðumuna kadar hâmileliðim çok hafif geçti. Doðumundan on beþ gün sonra bir gece uyandýðýmda kendisini emzirmek istedim. Üzerindeki örtüyü kaldýrdýðýmda bütün vücûdunun ilâhî bir nûra gark olduðunu gördüm. Hareket etmiyordu. Öldüðünü sandým. Üzerine eðildiðimde, nefes alýp verdiðini anladým. Sonra babasýný uyandýrýp, çocuðu ona gösterdim. Babasý çocuðu kaplayan nûra bakarak, onun ileride sâlihâ bir haným olacaðýný müjdeledi.

Zemzem-i Hâssa, anne ve babasýnýn terbiyesinde yetiþip kemâle geldi. Vakitlerini Allahü teâlânýn rýzâsý için ibâdet ve tâatle geçirirdi. On altý yaþýnda büyük velî Gavs-ul-Memdûh ile evlendi. Bir gün Gavs-ul-Memdûh ile oturmuþ sohbet ediyorlardý. Zemzem-i Hâssa bir anda hazret-i Meryem’i yanýbaþýnda gördü. Gavs-ül-Memdûh’a, hazret-i Meryem’i görüp görmediðini sordu. O da; “Hayýr göremiyorum.” diye karþýlýk verince üzerine düþüp bayýldý.

Zemzem-i Hâssa’yý cezbe kaplayýp Allahü teâlâyý zikrederken, sesi biraz fazla çýkýnca, insanlar çekemeyip, kardeþi Molla Hamid’e þikâyette bulundular. Molla Hamid de, Gavs-ül-Memdûh’a haber göndererek onu bu hareketinden alýkoymasýný istedi. Gavs-ül-Memdûh da hanýmýna; “Yâ mecnûne! Zikir yapýnca sesini yükseltme! Dedikodu olmasýn.” deyince, hanýmý; “Þâyet mecnun isem yüce Mevlâmdan dilerim ki ayný durum sana da gelsin ve o lezzetin tadýný tadasýn. Müfsidlerin sözlerine aldýrma. Ýnþâallah parlak sonumuzu görecekler.” dedi. Gerçekten bir ay sonra Gavs-ül-Memdûh Efendide de ayný þeyler oldu.

Zemzem-i Hâssa bir gece evinin damýnda Allahü teâlâyý düþünürken Kâbe’nin pervâne gibi etrâfýnda döndüðünü gördü. Bu arada gaybdan Tuvayle denilen tepede küçük bir mescid inþâ ettirip içinde ibâdet etmesine iþâret edildi. Bunun üzerine denilen yerde Mescid-i Harâma benzeyen bir mescid yaptýrdý. Zamânýný burada ibâdetle geçirdi. Mescidini Beytullah’a benzetmiþ diye Siirt ve Þirvan âlimlerinden bir kýsmý Siirt’in meþhur âlimi Molla Halil’e gelerek yýktýrýlmasýný istediler. Büyük âlim onlara þu karþýlýðý verdi: “Bizim vazîfemiz kendilerine bu mescidi hangi amaçla inþâ ettirdiðini sormaktýr. Þâyet bize, bu mescid Kâbe’nin tâ kendisidir. Onu ziyâret eden hac farîzasýný yerine getirmiþ olur, diye cevap verirse, dînen kendilerini bu gayr-i meþrû hareketten alýkoyabiliriz.” Bunun üzerine Siirt kâdýsý Hacý Ömer’i, Gavs-ül-Memdûh’a gönderdiler. O da; “Amcamýn kýzý Zemzem halvetindedir, var git mescidi yaptýrmasýndan gâyesinin ne olduðunu bizzat kendin sor.” dedi. Kâdý varýp mescidin kapýsýnda durdu. Onun geldiðini farkeden Zemzem-i Hâssa gayrete geldi ve kâdý bir þey söylemeden gür sesiyle þunlarý söyledi: “Hacý Ömer, bu mescidi yaptýrdým ve ismini Alem-ül-Hüdâ (Hidâyetin niþânesi) koydum. Onu yýkmaya azmetmiþ olduðunuzu da biliyorum. Kuvvet yönünde ben sizden daha kuvvetliyim. Yýkabilirseniz yýkýn. Fakat onun benden de daha kuvvetli bir yüce sâhibi vardýr. Çünkü Allahü teâlânýn mescididir.” Kâdý Hacý Ömer Siirt’e geri dönerek durumu îtirâzcý âlimlere anlattý. Onlar da o büyük velî hakkýnda su-i zânda bulunmaktan ve mescidi yýktýr- maktan vazgeçti.

Zemzem-i Hâssa 1851 (H. 1268) senesinde Siirt’te vefât etti. Gavs-ül-Memdûh’un türbesine defnedildi. Kabri ziyâret mahallidir.

1) Tillo Evliyâlarý (Nûreddîn Sancar); s.143


radyobeyan