Zarifi Hasan Efendi By: armi Date: 17 Mayýs 2009, 14:06:22
Büyük velîlerden. Ýsmi, Hasan Zarîfî Efendidir. 1477 (H.882) senesinde Rumeli’de Siroz þehrinde doðdu. 1576 (H.984) da Ýstanbul’da Boðazkesen Hisarýnda vefât etti. Yaþadýðý devir, Sultan Selîm ile oðlu Sultan Murâd Han devriydi.
Hasan Zarîfî Efendi tahsîlini Ýstanbul’da yaptý. Osmanlý âlimlerinin en büyüklerinden olan Kemâlpaþazâde’nin talebesi olmakla þereflendi. Sonra tasavvuf yoluna girmek istedi. Halvetî büyüklerinden Zeynüddîn-i Hâfî hazretlerinin yolunu devâm ettiren Pîr Ýbrâhim Gülþenî’nin sohbetlerine kavuþtu. Çok mücâhede ve riyâzetlerde bulundu. Nefsinin istediklerini yapmayýp istemediklerini yaptý. Böylece nefsini terbiye etti. Ýcâzet, diploma alýp Bursa’ya gönderildi. Orada insanlara hak yolun bilgilerini öðretmeye baþladý.
Hasan Zarîfî Efendi Bursa’da sevdikleri tarafýndan inþâ edilen dergâhta bir zaman ilim ve edeb öðretmekle meþgûl oldu. Sonra hac için yola çýkýp Mýsýr’a vardýðýnda orada Câmi-i Müeyyedde Pîr Gülþenî hazretleriyle görüþtü. Birlikte hac ettiler.
Hasan Zarîfî Efendi, zühd sâhibi olup, dünyâ malýna mülküne hiç kýymet vermezdi. Çok kere bir yere oturur tefekkür üzere olurdu. Tayy-ý mekân sâhibi olup, bir anda birçok yerler dolaþýp gelirdi. Talebeleri yanýnda iken gidip geldiði çok olmuþtur. Lâkin talebesinin bundan haberi olmamýþtýr.
Pîr Gülþenî hazretleri, Hasan Zarîfî Efendiyle Ýstanbul’a vardýklarýnda, Sultan Süleymân Han ona; “Ýstanbul’da kalsanýz iyi olmaz mý?” diye arzûsunu bildirdiðinde; “Ýhtiyarýz, tahammülümüz yoktur.” dedi. Bunun üzerine Süleymân Han; “Bir sevdiðinizi býraksanýz da istifâde etsek.” dediðinde, Pîr Gülþenî hazretleri Hasan Zarîfi Efendiyi bu hizmete lâyýk görüp oradan ayrýldý.
Hasan Zarîfî Efendi Kumkapý yakýnýnda, kiliseden dönme bir mahalle mescidi edinip orada hizmete baþladý. Sonra burasý bir zelzele sonucu yýkýlýnca, Maktul Ýbrâhim Paþanýn hanýmý Muhsine Hâtun yeniden bir câmi ve dergâh yaptýrýp Hasan Efendinin hizmetine verdi. Oraya hizmetliler tâyin etti. Zarîfî Efendi burada sohbetleriyle çok talebe yetiþtirdi. Yüz seneyi geçkin ömründe ibâdet ve insanlara doðru yolu anlatmakla meþgûl oldu. Sonra Boðazkesen Hisarýna yerleþti. Orada verdiði vâzlara çok gelen olurdu. Ömrünü burada tamamlayýp, hisardaki kayalýklarda bir yere defnedildi. Vefâtýndan sonra kerâmetleri görüldü.
Bir iþ için taþa ihtiyaç olmuþtu. Bu sebeple hisar kayalýklarýndan aþaðýya taþ yuvarlayýp bunlarý alýp götürüyorlardý. Taþlar yuvarlanýp aþaðýya inerken aslâ Hasan Zarîfî Efendinin kabri üzerine gelmezdi. Saðýndan ve solundan aþaðýya inerlerdi. Bu iþle uðraþan taþkesen mîmâr hýristiyan olup, birkaç defâ bu hâli görünce hayretler içinde kaldý. Evliyâ bir zât olduðunu anlayýp, onun bereketiyle müslüman olmakla þereflendi. Sonradan orasýný çevirip belirli bir hâle getirdiler.
1) Lemezât, Süleymâniye Kütüphânesi, Hacý Mahmûd Kýsmý, No: 4546, v.283
radyobeyan