Ýlahi Armaðan
Pages: 1
37. Meclis By: hafiza aise Date: 30 Ocak 2011, 10:30:14
37. MECLÝS

 

Bu konuþma Cuma sabahý medresede yapýldý.

Konuþma tarihi: Hicrî 5 Recep 545, Milâdî 1150.


 

Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in þu hadîs-i þerifi, içinde yaþadýðý­mýz âlem için büyük mânalar taþýr: “Hastalarý ziyaret ediniz. Cenaze törenlerinde hazýr bulunma­ya gayret ediniz. Çünkü bunlar bu âlemin ötesinde bir baþka âlemin varlýðýný hatýrlatýr.”

Peygamber (s.a.v) Efendimiz, bu kelâmý ile “Âhireti düþününüz” demek istiyor.

Hâlbuki siz ondan kaçmaktasýnýz. Önünüzde peþin serilen þey­leri bekliyorsunuz. Ve önünüzde hazýr olan þeylerle avunmak sev­dasýndasýnýz. Yakýnda her þeyle aranýz açýlacak, ayrýlacaksýnýz. Bu ayrýlýþ size danýþýlmadan yapýlacak. Sizi ferahlandýran cümle eþya yürüyüp gidecek, giderken sizden izin de almayacak. Göçtüðünüz âlemde yorulacaksýnýz. Yüzünüze bakan olmayacak, öbür âlemin güçlükleri sizi yoracak. Ferah yüzü göremeyeceksiniz. Bunlarýn sebe­bi, öbür âlemi hatýra getirmediðiniz oldu.

Ey zavallý, uyan! Çünkü sen yalnýz dünya için yaratýlmýþ deðil­sin. Asýl yaratýlýþ sebebin öbür âlemdir.

Ey gafil, sana lazým olaný ara. Sana öbür âlem lazýmdýr. Hâlbuki bütün gayretini bu âleme harcadýn. Þehvet ve lezzet seni yýktý. Paraný gizli tuttun. Duygularýný oyuncaklara verdin. Hâlbuki ölüm, “Ýþlerim sýkýþtý, yakýnda baþýna çökeceðim” diyor.

Asýl anýlacak ise öbür âlemi anlatan þeydir.

Ölüm alâmetleri, çeþitli þekilde sana göründü; sen hiç birini an­lamak istemedin. Saçlarýn aðardý, korktun, kopardýn veya beyazla­nan saçlarýný siyaha boyadýn. Bunlarý þimdi yaparsýn, ama ecel gel­diði zaman ne yapacaksýn? Ölüm meleði; yardýmcýlarý ile baþýna çöktüðü zaman hangi gücünle onlarý atman kabil olur? Onlarý yol­cu etmen kabil oldu diyelim, tükenen rýzkýný nasýl telâfi edeceksin?

 

* * *

 

Boþ hevesleri bir yana at. Dünya çalýþmak üzerine kurulmuþtur. Çalýþan kazanýr. Ücretini bol alýr. Çalýþmadýðýn takdirde sana bir þey vermezler. Bu dünya, çalýþmak, sabýrlý olmak dünyasýdýr. Bu âlem, insaný yorar, rahat öbür âlemde baþlar.

Ýman sahibi bu âlemde nefsini yorar. Þüphesiz öbür dünyanýn iyi­liði de ona gelir. Ama sen onun gibi yapmadýn. Acele ettin. Burada rahat aradýn. Tevbe etmedin. Bugün, yarýn derken, hatalarý uzattýn gitti. “Hele bir daha keyif çatayým, sonra býrakýrým” dedin; fakat aradan yýllar geçti. Ama sen ne uyandýn, ne de hatalarý býrakabildin. Ömrün de bitti, tükendi; piþman da oldun, ama iþ iþten geçti.

Her ne zaman ki, uyanýp öðüt tutup tasdik ettiysen olmadý. O nasýl uyanýþ ve nasýl öðüt tutuþ bilmem; bir türlü olmuyor.

Yazýk, ömür duvarýn çatladý; belki de yýkýlmak üzere. Ey aldanmýþ, hayat duvarýn yýkýlmak üzere. Bunu sen harabeye çevirdin. Aslýný deðiþtirdin. Periþan oldun. Hâlini deðiþtirdin, öbür âlemi iste. Ayaklarýn istikameti öbür dünyaya dönsün. Ayak deyince topraða bastýðýn ayak aklýna gelmesin, öbür âleme ileten ayak, iyi iþ tut­maktýr. Onlarý yap. Dünya mallarýný öbür âleme sal. Oraya gittiðin zaman fazlasý ile bulursun.

Ey dünyanýn aldattýðý adam! Ve ondan baþka hiç bir þeyle meþ­gul olmayan kimse! Kervaný býrakýp hizmetçilerle meþgul olan adam, yazýk sana; öbür âlemin iþleri böyle görülmez. Onu ararken kalbini buraya vermek yakýþýk almaz. Dünyalýk iþleri at. Atarsan kalbine öbür âlemin nasýl yerleþtiðini görürsün. Dünya ýrak olup kal­bini âhiret sevgisi istilâ edince Hak yakýnlýðý sana sesini duyurur. O ses gelince âhiret de yolcu olur. O da giderse, eski hâllerini arama; Hak yakýnlýðýný ara, O'nu bulursan kalp saðlýðýný bulursun, iç âle­min o kez temizlenir.

 

* * *

 

Ey evlat! Kalbin sýhhat bulursa ilâhî bilgi ona öbür âlemde þa­hitlik eder. Hak ilmine sahib olanlar da sana þahit olurlar. Senin kendi iyiliðin için þehadet etmene lüzum kalmaz. Hem davacýn, hem de þahidin kendiliðinden olur. Bu hâlinle daðlar gibi olursun. Fýrtý­na, kasýrga seni yerinden oynatamaz. Atýlan oklar seni yere seremez. Yaratýlmýþlarý görmek seni Yaratan'dan alamaz. Onlarla karýþýp otur­mak, seni bulunduðun hâlden çekemez. Hiç bir týrmalama kalbini gýdýklayamaz. Ve hiç bir keder, iç âlemini bozamaz.

 

* * *

 

Ey cemaat! Yaratýlmýþýn ikbali temennisi ile tutulan her þeyi bý­rakýnýz. Halkýn dönüþünü bekleyen, Allah'tan kaçan kul, Allah'ýn nimetlerine düþmandýr. Ýyiliði inkâr yolunu o tutar. Melun olan o olur. Ýlâhi nurdan perdelenen o kimsedir.

Halka kalbini kaptýrma. Onlar kalbini söker alýr; hayýr býrakmaz­lar. Dinini çalarlar. Kendilerini Hakk'ýn ortaðý tanýtýrlar. Yaratan'ýn, besleyenin büyüklüðünü unuttururlar. Seni senin için istemezler, kendileri için isterler. Hâlbuki Aziz ve Celil olan Hak, seni senin için diler. Seni senin için arayana talip ol. Onunla meþgul ol. Ýyiliðin için arayanýn olmak, þahsî menfaati arayandan daha iyidir. Eðer aramak icap ederse ara, ara. Her þeyi onda bul. Kullardan bir þey umma.

Allah'ýn en sevmediði yaratýk, yaratýlmýþlara avuç açandýr. Yardýmý Allah'tan iste. Asýl zengin O'dur. Halkýn hepsi çaresizler grubudur; hepsi O'na muhtaçtýr. Halk, ne kendine ne de baþkalarýna bir fayda temin edebilir. Zarar da vermesine imkân yoktur.

O'nun sevgisini ara. O ezelden beri seni arar. O'nu dilersen mürid olursun, murad O'dur. Kabiliyetin varsa sen de murad olabilirsin. Bu kez mürid O olur. Yavru önce annesini arar. Büyüyünce annesi onu ister. Hak Teâlâ saðlam iradeni bilirse seni diler. Doðru olarak sevgine inanýrsa seni sever. Yoluna deliller salar. O deliller, seni ya­kýnlýða götürür.

Nasýl iflah olabilirsin; nefsin, tabiî arzularýn ve þeytanî duygu­larýn elini kalp gözüne saldýrttýn. O elleri kalbinden ýrak eyle ki, eþ­yayý olduðu gibi görebilesin. Nefsini cihadla, muhalif olmakla berta­raf et. Tabiat ve þeytan elini bir yana býrak ki, Hakk'ý bulasýn. Bu elleri parçalarsan perdeler sana açýlýr. Rabb’inle aranda hicab kal­maz. Hak'tan ayrý þeylere onun varlýk gözüyle bakarsýn. Nefsini ol­duðu gibi görürsün. Baþkalarýný yine öyle seyredersin. Nefsin hata­larýný görür, býrakýrsýn. Baþkalarýnýn kötülüðünü anlar kaçarsýn.

Bu duygularý benliðinde duyarsan ilâhî nura yakýn olursun. Ora­da sana gözlerin görmediði, kulaklarýn iþitmediði, insanýn bu maddî duygu ile sezemediði þeyler vardýr.

Bu hâlden sonra kalp kulaðýn iyi þeyler iþitir. Sýr gözün parlak olur. Basiretin açýlýr. Onlara nurdan kisveler giydirilir. Keramet sü­sü takýlýr. Hak saltanatý ile sana sultanlýk verilir. Velayet derecesine çýkarsýn. Hak Teâlâ sana yardýmcý olur. Her mülk emrine girer. Ar­týk seni rahatsýz eden bir mahlûk çýkmaz. Her þey kalbine bekçi olur. Melekler sana hizmete gelir. Hak Taâlâ, sana peygamber sevabý ve­rir; onlarýn ruhaniyetini gösterir. Yaratýlmýþlarm her gizli tarafý sa­na ayan beyan görünür.

 

* * *

 

Ey evlat! Bu makamý ara. Asýl gayen anlattýðýmýz þey olsun. Dünyayý aramayý býrak. Dünya seni doyurmaz. Bir alýrsan beþ daha istersin. Hakk'ýn gayri nesneler, senin manevî huzursuzluðunu gidermez. Hak'la ol; seni O'nun nuru doyurur. Ýlâhî varlýðýn nuruna erince her þeyi bulmuþ olursun. Dünya ve âhiret zenginliðini de bu­lursun.

Ey gafil, seni isteyeni iste. Seni seveni sev. Sana iþtiyak duyana âþýk ol. Hak Teâlâ'nýn kelâmýný iþitmedin mi? “Allah onlarý sever; onlar da Allah'ý severler.” (el-Mâide, 5/54) Yine bu mevzu ile alâkalý þöyle bir kudsî hadîs vardýr: “Ben size kavuþmayý daha çok arzularým.”

Yaratan, seni ibadet için yarattý. Neden oyuncakla oynarsýn? O, seni kendine arkadaþ etmek ister. Baþkalarýný neylersin? Hak'­tan gayri ile uðraþma. Kalbine Hak sevgisinden gayrisini koyma. Hak'tan gayrisini sevecek olursan, þefkat ve merhamet duygusu ile sev. Nefsin her þeyi sevmesi caiz olur. Ama kalbin ve sýrrýn Hak'tan gayrini sevmesi ve baðlanmasý asla caiz olmaz. Âdem Peygamber kalbi ile cenneti sevdi, ondan ayrýldý; oradan atýldý. O, daimî kala­caðýný sanýyordu. Hâliyle sevgi bahane edilip baþka sebep gösteril­medi. Baþka yollardan atýldý. Meyve bahane oldu. Sonra kalbi Hav­va'ya meyletti; hayli zaman da ondan ayrý kaldý. Aralarýnda üç yüz senelik yol uzaklýðý oldu. Biri Serendip'te, biri Cidde'de yaþadý. Bu mesafe aslýnda azdýr. Üç yüz sene deðildir. Ama Hakk'ýn yardýmý olmasaydý, üç yüz deðil, üç bin yýlda dahi buluþmak kabil olabilir miydi?

Yakup Peygamber kalbini oðluna baðladý. Aralarý açýldý; uzak­lara düþtüler. Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in kalbi az da olsa Âiþe anamýza meyletti, aralarýnda geçen macera onlarý bir müddet ayýr­dý. Bühtanlar atýldý, iftiralar oldu. Günlerce onu görmeden yaþadý.

 

* * *

 

Nefsini býrak, Hak'la meþgul ol. Hak'tan gayri þeylerle meþgul olma. Kimse ile ülfet etme. Kalbine yaratýlmýþlar sokulmuþsa onlarý bir yana at; Hak sevgisini yerleþtir.

Ey battal ve tembel kiþiler ve ey sözümü kabule yanaþmayan ki­þiler, kabul ederseniz sizin için, etmezseniz gene sizin için. Yýkýlmaz ve periþan olmak sizi bekler. Allah Teâlâ þöyle buyurdu: “Nefsin yaptýðý iyi olursa kendisi içindir, kötü olursa yine ken­di aleyhine olur.” (el-Bakara, 2/286)

Yine buyurdu: “Eðer iyilik yaparsanýz kendiniz için olur; kötü olursanýz yine size...” (el-Ýsrâ, 17/7)

Bunlar þimdi pek bilinmez. Hepsi yarýn meydana çýkar. Yapýlan iyi iþlerin neticesi, cennet olur. Kötü iþlerin sonucu ise cehennem...

Yaptýðýnýz iþleri dikkatle yapmalýsýnýz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in þu hadîs-i þerifi ne kadar hoþtur: “Yiyecek verirseniz, Allah'ýn emrini bilen kiþilere veriniz. Gi­yecek vereceðiniz zaman, Allah'a inanmýþ kimseleri seçiniz.”

Ýttika sahibi olana dünya iþinde yardýmcý olursan daha rahat kulluk yapar. Yaptýðý iþin bir misli sana ecir verilir. Ýman sahibine yedirirsen yine sana yaptýðý amel misli mükâfat verilir.

Ýman sahibinin üzerinden dünyalýk bir yükün kaldýrýlmasý çok önemlidir. Ýmansýz ve riyakâr kiþilere yapýlan her iyilik de ayný þekilde mukabele görür. Yardým edersen kötülük yapmasý için yapmýþ olursun. Ayný þekilde sana da kötülük yapýlýr. Yaptýðý þerli iþler bir gün senin baþýnda patlar.

 

* * *

 

Ey cahil! Ýþlerini bilgi ile yürüt. Bilgisiz iþte hayýr yoktur. Bilgi­nin olmadýðý yerde ne iman, ne de ikan olur. Öðren ve çalýþ. Bunu yaparsan, dünya ve âhiretin kurtulmuþ olur. Ýlim tahsil edip amel et­meye dayanmayacak kadar sabrýn yoksa nasýl kurtulabilirsin? Sa­býrlý ve anlayýþlý ol. Ýlmin hepsini birden kavraman kabil deðildir. Bütün varlýðýný ilim yoluna harcarsan ancak bir parça öðrenebilir­sin.

Büyüklerden birine ilmi nasýl tahsil ettiði ve tahsil yolunu nasýl bulduðu soruldu. Cevap verdi: “Kuþlarýn erken kalkmasý, devenin tahammülü, domuzun hýr­sý, köpeðin yaltaklanmasý üzerimde derin tesirler yaptý. Onlarý gör­düm, bir hayvan olduklarý hâlde yaptýklarý iþe baktým. Ben de insa­ným, onlarýn hareketinden ibret aldým. Kuþ gibi erken kalktým. Ýl­min bütün aðýrlýðýný çektim. Ýlme karþý bir ihtiras duydum. Ýlim sa­hiplerinin kapýsýnda günlerce yalvardým.”

Ey ilim talep eden, iþit bu sözleri. O büyük zâtýn kelâmýný iyi dinle. Bilgi ve kurtuluþ istiyorsan böyle yap. Ýlim hayat, ilimsizlik ölümdür. Ýlmi ile âmil olana ve bilgiyi öðretmek için sabredene ölüm yoktur; maneviyatý ölmez. Hak Teâlâ'nýn ilim sýfatýna iltihak eyler. Hayatý onunla devam eder.

Allah'ým, bize bilgiyi ve ihlâsý nasib eyle. Âmin!



radyobeyan