Ýlahi Armaðan
Pages: 1
39. Meclis By: hafiza aise Date: 30 Ocak 2011, 10:27:01
39. MECLÝS

 

Bu konuþma Cuma sabahý Ribât’ta yapýldý.

Konuþma tarihi: Hicrî 12 Recep 545, Milâdî 1150.


 

Dünya ve âhirette mülk istersen cümle varlýðýný Allah yoluna harca. O kez, emîr ve reis olursun. Bu hâlin, kendi özünde her za­man, baþkalarý için de zamanla olur.

Sana nasihat ediyorum; nasihatimi iyi dinle: Beni tasdik eder­sen, doðruluðunu ilân ederim. Yalan ve iftiralar atacak olursan, ya­lancý olduðunu tasdik ederim, bir daha kurtulman kolay olmaz. Her zaman yaptýðýnýn karþýlýðýný bulursun.

Benden hasta hâline þifa al; aldýðýn ilâcý kullan. Þuna katî ola­rak inan: O ilâçla afiyet hâlini bulabilirsin.

Geçmiþ insanlar, bir iyi kul bulmak için þarký garbý dolaþýrlardý. Bu dolaþma, gönüllerini açtýrmak içindi. Bir tane bulacak olsalar­dý hemen manevî hastalýklarýna þifa ister, alýrlardý. Hâlbuki bugün sizin öyle bir þey aradýðýnýz yok. Aramak deðil, kapýnýza dahi gelse, kovar oldunuz. Çok sevmeniz icap ederken bilgi sahiplerine ve fýkýh âlimlerine öfke duyarsýnýz. Þeriat bilgini olanlar velî kullardýr; edep ve terbiyeyi onlar öðretir.

Þüphesiz, elinizde hiçbir ilâç durmuyor; benim bilgim, týbbî tec­rübem sana ne fayda saðlar? Sana her gün bir temel kurarým, he­men yýkarsýn. Ýlâç vasýflarýný sayarým, ne çare ki, kullanmayý bir tür­lü istemezsin. Sana: “Þu lokmada zehir gizlidir” derim, ama yemeye çalýþýrsýn. “Þunu ye, onda þifa vardýr” derim, ondan kaçarsýn.

Daima bana muhalefet etmektesin. Aksine þifalý þeyleri iter, ze­hirli þeye el atarsýn. Yakýnda mâna yapýnda hâlin açýða çýkacak, iman hâlin de kendini gösterecek.

Sana nasihat ediyorum: Beni paslý kýlýcýnla bertaraf etmeye yeltenme. Senin ayrýlýp gitmeni istemiyorum. Bir kimse Allah'la olur­sa onu kimse ürkütemez. Ne cin tayfasý, ne de yýrtýcý hayvanlar. Hiç biri o büyük zâtý korkutamaz. Hiçbir yaratýk o kiþiye dokunamaz.

Ýlim sahiplerini sýkýþtýrmayýnýz. Siz ne ilim sahiplerini, ne Pey­gamber’i, ne de Allah Teâlâ'yý tam mânasý ile bilmektesiniz. Siz bunlarýn cahilisiniz. Ýyi insanlarý bulunuz. Onlar, Hak Teâlâ'nýn bü­tün fiillerine razý olurlar. Onlara yakýn ol. Ve hâllerini öðren. Çün­kü bütün selâmet kazaya rýza göstermektedir. Emellerin kýsýlmasý da önemlidir. Dünya iþlerine pek gönül kaptýrmamak iyi olur. Nefsiniz­de bir hastalýk sezince, hemen emellerinizi kýsaltýnýz ve ölümü hatýr­layýnýz.

Peygamber (s.a.v) Efendimiz, bir kudsî hadîsi þöyle anlatýr: “Kullara farz kýldýðým ibadet yapýldýktan sonra, kullarým bana ne ile en çok yaklaþýr, bilir misiniz? Evet, kulum daima bana yaklaþýr. Bu yaklaþma, farzla baþlar, nafile ile de geliþir. Bana yak­laþýnca, onu severim. Her kuvvetini ben veririm. Benimle iþitir, be­nimle tutar ve benimle görür.”

Son kýsmýn þöyle bir tefsiri vardýr: “Beni iþitir, beni tutar, beni görür.”

O kulun bütün iþleri Hak için ve Hak ile olur. Kul, yaptýðý ibadetlerle gücünü ve kuvvetini harcar. Nefsini görmez ve bilmez. Öy­le zaman olur ki, zerre miktar kuvveti kalmaz. Ve kendisini halka karþý kuvvet sahibi bilir. Nefsini bir yana atar, kendisini Yaratan'ýn tâatýna harcar. Þüphesiz bu ibadet, kendisini Hakk'a yakýn kýlar. Ve Allah sevgisini getirir, iman sahibi uysallýkla kendisini sevdirir. Gü­nah ve hata ile kendisini buðza uðratýr. Ve Hak yakýnlýðýndan kovu­lur. Ülfet ibadetle olur. Vahþeti masiyet doðurur. Ýnsan, kötülüðe da­lýnca iyi iþleri yapmaktan kaçar. Çünkü iyi iþler güzellik doðurur. Kötülüðü arzulayan, hayrý neylesin? Bir kimse ki, Ýslâm dinine ken­dini vermez, o helak olan kimselerle yýkýlýr gider.

Çalýþ ve cehd eyle. Yalnýz amele de güvenme. Yaptýðýn iþlerde Hakk'ýn kudretini gör. Ameli býrakan sadece ümitle yaþar. Amele gü­venen kendini beðenir ve gurura kapýlýr.

 

* * *

 

Cemaat vardýr, dünya ile âhiret arasýnda döner. Cemaat vardýr, cennetle cehennem arasýnda kalýr. Cemaat vardýr, yaratýlanla Yara­týcý arasýnda kendisini kaybeder.

Zâhidlik hâlinde isen dünya ile âhiret, korku sahibi isen cennet­le cehennem, irfan sahibi isen yaratýlanla Yaratýcý arasýndasýn. Bir defa Hakk'a döner, sonra kullara bakarsýn.

Allah yolcularýna, öbür âlemin iþleri bildirilir. Onlar her þeyi si­ne gözleri ile görürler. Onlar yalnýz haberle yetinmezler.

Allah yolcularý, bütün günlerini Hakk'a kavuþmayý düþünmekle geçirirler. Onlar ölüm korkusu geçirmezler, çünkü ölümle ebedî sev­gililerine kavuþacaklarýna inanmýþlardýr.

Sonunda ayrýlman mukadder olan þeyi þimdiden býrak. Nasýl ol­sa sonunda veda edeceðin kimselerle þimdiden vedâlaþ. Yanlarýndan ne zaman olsa göçmen gereken þeyleri þimdiden terk eyle; isterse bunlar ehlin veya halk olsun. Sen kabre atýlýnca onlarýn sana ne ya­rarý dokunabilir ki? Hakk'ý unutup uygunsuz arzu ile sarýldýðýn þeyle­ri bir yana at, tevbe et.

Ey cemaat! Verâ sahibi olunuz; yani kendinizi kötülükten beri alýnýz. Bu verâ hâli, dinin kisvesidir. Dininizi bezemek için benden kisve isteyiniz.

Bana uyunuz; çünkü ben Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in çizdiði yoldayým. Ben daima ona uymaktayým. Onun yediði gibi yerim, iç­tiði gibi içer ve evlendiði gibi evlenirim. Diðer hâllerde yine ona uya­rým. Her neye ki iþaret etmiþ, onu durmadan yaparým. Böylece Al­lah'ýn murad ettiði þeye nail olurum.

Ben Allah'a hamd ederim; senin övmen ve kötülemen benim için bir mâna ifade etmez; vermen, ve alman bana bir iþ görmez. Hay­rýn da þerrin de senin olsun, gelmene veya gelmemene bakmam; çün­kü sen cahilsin. Cahile kimse aldýrýþ etmez. Sen kendi kuruntunla ibadet eder, iyilik bulduðunu sanýrsýn; ama yarýn yüzüne vururlar. Çünkü cehaletle kulluk eyledin. Cahillik hâlinde yapýlan kulluk, fe­sattýr. Peygamber (s.a.v) Efendimiz þöyle buyurur: “Bir kimse, cehaletle iþ tutarsa, yýktýðý yaptýðýndan çok olur.”

Sen Kitap ve Sünnet’e uymadýktan sonra felah yolunu bulman kabil deðildir.

Bazý büyükler þöyle der: “Büyük bir önderi olmayan, þeytana uyar.”

Kitap ve Sünnet’le amel eden büyük zâtlara uy. Onlara uymasan bile haklarýnda iyi düþün. Onlarý gördüðün yerde saygý göster. On­larla iyi geçin, felah bulursun.

Kitab’a uymayan, Sünnet’i tanýmayan, irfan sahiplerinin verdiði vazifeleri benimsemeyen, ebedî felah bulamaz. “Kendi görüþü ile yetinen þaþar.” Bu yüce kelâmý iþitmedin mi?

Senden daha bilgili kimseleri dinleyerek özünü terbiye et. Nef­sin ýslâhýný tamamla, sonra baþkalarýna baþla. Peygamber (s.a.v) Efendimiz þöyle buyurur: “Nefsini ýslâha baþla; o bitince diðerlerini!” Yine buyurur: “Yakýn kimseleri ihtiyaçtan inlerken yabancýlara sadaka ver­mek yakýþmaz.”



radyobeyan